Vatan Partisi, Libya'ya asker gönderme önerisine "şartlı destek" verdi. Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek hükümete "ittifak birikimini değerlendirme" ve "bütünsel bir strateji" çağrısı yaptı.

Türkiye'yi hedef alan tehditlerin odağı Doğu Akdeniz'e kaydı. Bölgede kararlı adımlar atan Türkiye, Libya ile imzaladığı mutabakatlarla stratejik bir hat çizdi. 

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin Libya konusu ileilgili görüşlerini yazılı açıklama ile duyurdu.

Perinçek, Türk hükümetini, Libya konusuna Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan bir bütünsel bir strateji içinde bakması gerektiği konusunda uyardı.

Vatan Partisi Lideri, Türkiye'nin ittifak birikimine vurgu yaptı. 

Perinçek'in açıklamasının tamamı şöyle;


ÖZET

* Türkiye Hükümetinin Libya’ya Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan bir strateji içinde bakmasına ihtiyaç vardır. Bizi Libya’da yalnız bırakacak bir sürecin kapısını açmak yerine, Libya’da ABD ve İsrail’i yalnız bırakacak bir strateji izlemeliyiz. Asker yollamak, o zaman başarı getirecektir. Aksi halde ABD’nin tuzağına düşme tehlikesi dahi vardır.

* Vatan Partisi olarak, Libya’ya asker gönderme önerisine şartlı destek veriyoruz. Hükümetimizin Libya’ya asker gönderme girişimini Rusya, Suriye ve Mısır ile işbirliğiyle tamamlamasına yönelik çalışmalarla birlikte yürütmesini bekliyoruz. Meclise sunulacak Tezkere’nin bu gerekçelerle işlenmesi yerinde olacaktır.

TEHDİDİN ODAĞI DOĞU AKDENİZ’E KAYDI

Batı Asya’da Türkiye’yi hedef alan ABD-İsrail tehdidinin odağı, Doğu Akdeniz’e kaymış bulunuyor. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’in doğal kaynakları, bugün Türkiye ile ABD ve İsrail arasındaki çelişmelerin merkezi konumundadır.

KARADENİZ’DEN UMMAN DENİZİ’NE TEK CEPHE

Kırım ve Karadeniz’den Karabağ’a, Boğazlara ve Ege Denizi’ne, Ege’den Doğu Akdeniz ve Libya’ya, oradan Filistin’e, Suriye ve Irak’ın kuzeyinden İran’a ve Hürmüz Boğazı’na, hatta Umman Denizi’ne kadar tek bir cephe oluşmuştur.

Kırım, Abhazya’nın bağımsızlığı, Karabağ’daki Ermenistan işgaline son verilmesi, Montrö’nün dokunulmazlığı, Ege, Kıbrıs, KKTC’nin bağımsızlığı, Doğu Akdeniz’in kaynakları, Libya, Filistin, Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü, Türkiye ve İran’ın güvenliği, İran-Arap Körfezi’nin ve Hürmüz Boğazı’nın güvenliği, bölge ülkelerine konan ambargo ve yaptırımlar, bütün bu sorunlar, aslında tek bir sorunun parçalarıdır. Daha dün Rusya, İran ve Çin, Umman Denizi’nde Ortak Askerî Tatbikat yaptı, o tatbikatta Türk Donanması ve Hava Kuvvetleri de olmalıydı.

Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan cephede, tek tek sorunlar için birbirinden bağımsız siyasetler oluşturulamaz. Oluşturulursa, bu yanlışın düzeltilmesi kaçınılmazdır. Düzeltilmezse, büyük zorluklar ve yenilgi tehlikesi vardır.

Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan cephede saflar belirginleşmiştir. Bölge ülkelerine yönelik tehdidin ekseninde ABD-İsrail ortaklığı bulunuyor. ABD-İsrail eksenine cephenin farklı konumlarında Ukrayna, Ermenistan, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Suudi Arabistan ve Körfez Şeyhlikleri bağlanmaktadır.

Cephenin insanlık tarafında ise, Türkiye, Rusya, Abhazya, Azerbaycan, KKTC, Libya, Suriye, Irak, İran ve Katar bulunmaktadır.

Bir kısım ülkeler ve güçler ise, şu anda ara güç konumundadırlar. Cepheleri berraklaşmış değildir. Bu ülkeler ve güçler, kazanılabilecek başlığı altında toplanabilirler. Siyasetin işi, bu ülkeleri kazanmaktır.

LİBYA SORUNU BÜTÜNSEL STRATEJİNİN İÇİNDE

Libya sorunu tek başına ele alınacak ve çözülecek bir sorun değildir. Libya ile sınırlı bakış açısı, bizi Ege’de, Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz veya güney sınırlarımızda zorluklarla karşı karşıya bırakır.

Türkiye olarak Karadeniz’den Akdeniz’e ve Umman Denizi’ne uzanan bütünsel bir strateji kurmak durumundayız. Libya’ya asker gönderme sorunu, Bütünsel Strateji içinde ele alınmalı ve çözülmelidir.

Bütünsel stratejinin bakış açısı, Türkiyemizin bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü, terörden arınması ve Mavi Vatandaki egemenliği ve haklarıdır. Stratejimizin amacı, özetle Egemenliğimiz ve Üretim Ekonomisi odaklıdır.

Türkiye’nin Libya Hükümetiyle yaptığı Deniz Yetki Alanlarına İlişkin Anlaşma, önemli bir kazanımdır.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ İTTİFAK BİRİKİMİMİZ

Akdeniz’de ABD – İsrail – Yunanistan – Güney Kıbrıs Rum Kesimi ortaklığından gelen askerî tehdide ve baskılara karşı koymak için, elbette öncelikle özgücümüze güveniyoruz. Ancak tehdidin kapsamını ve ağırlığını dikkate alırsak, alana ittifak birikimimizi yığmak durumundayız. Rusya, Suriye, Lübnan, İran, Mısır, Tunus ve Cezayir, bizim Doğu Akdeniz’deki ittifak birikimimizi oluşturmaktadır. Atatürk, İstiklâl Savaşımıza Sovyet Rusya ile dostluk kurarak başladı ve savaşın her aşamasında bu dostluğu gelişirdi. Bunu yapmasa, savaşı kazanamazdık.

Bugün de Doğu Akdeniz’de Rusya Federasyonu, en önemli müttefikimizdir. Abhazya, Suriye, Lübnan ve Mısır ile Deniz Yetki Anlamaları başta olmak üzere geniş işbirliği olanağı vardır.

DURUMLARA TABİ OLMAK DEĞİL DURUMLARI DEĞİŞTİRMEK

Dış siyasette başarı, jeopolitik olanakları değerlendirmekle olur. Durumlara tabi olmak değil, durumları olabilirlikleri kullanarak değiştirmek, aktif siyasetin temel ilkesidir. Suriye ve Mısır ile işbirliği koşulları vardır. Bu ülkelerle ortak çıkarlarımız belirleyicidir. Suriye ve Mısır, ABD ve İsrail’in yanında değil, Türkiye’nin ve Rusya’nın yanında yer almak durumundadırlar.

Libya ile imzaladığımız Deniz Yetki Alanları Anlaşmasını Doğu Akdeniz’in diğer ülkeleriyle de yapabiliriz. Burada başarı, Rusya başta olmak üzere diğer müttefiklerimizle işbirliğimizi de pekiştirir.

DOĞU AKDENİZ’DEKİ KONUMUMUZU KARADENİZ’DEN PEKİŞTİRMEK

Öte yandan Akdeniz’in Kuzey kanadı olan Karadeniz’de Rusya ve Abhazya ile ortak siyasetler üretmek ve geliştirmek, bizi Doğu Akdeniz’de güçlendirecektir. Karadeniz’den Umman Denizi’ne Tek Cephe Stratejisinin gereği budur. Vatan Partisi olarak bunu yapıyoruz. İki hafta önce 15-18 Aralık 2019 tarihlerinde Abhazya Cumhuriyeti’ne yaptığımız ziyarette bu yönde çok önemli başarılar elde ettik. 16 Aralık 2019 günü, Cumhurbaşkanı Raul Hacımba ile görüştük ve ertesi gün Vatan Partisi olarak Abhazya Meclisi ile Ortak Bildiri yayınladık. Bu Ortak Bildiride KKTC’nin ve Abhazya’nın tanınması kararımızı ilan ettik. Böylece Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki konumunu güçlendiren tarihsel önemde bir adım attık. Aynı zamanda Karadeniz kıyısı ülkelerde ABD ve NATO üslerinin tasfiyesi için ortak çalışma kararı aldık.

LİBYA MEVZİSİNE İTTİFAK BİRİKİMİMİZİ YIĞMAK

Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğindeki Türkiye Hükümetinin de Libya mevzilerine Karadeniz’den Umman Denizi’ne uzanan bir strateji içinde bakmasına ihtiyaç vardır. Bizi Libya’da yalnız bırakacak bir sürecin kapısını açmak yerine, Libya’da ABD ve İsrail’i yalnız bırakacak bir strateji izlemeliyiz. Asker yollamak, o zaman başarı getirecektir. Aksi halde ABD’nin tuzağına düşme tehlikesi dahi vardır.

Bu nedenle Libya’ya asker gönderme konusu, Doğu Akdeniz’deki ittifak birikimimizi oluşturan öncelikle Rusya, Suriye, İran ve Mısır ile ortak strateji ve siyasetler oluşturma girişimleriyle birlikte ele alınmalı ve yürütülmelidir. Meclise sunulacak Tezkere’nin bu gerekçelerle işlenmesi yerinde olacaktır.

Vatan Partisi olarak, Libya’ya asker gönderme önerisine şartlı destek veriyoruz. Hükümetimizin Libya’ya asker gönderme girişimini Rusya, Suriye ve Mısır ile işbirliğiyle tamamlamasına yönelik çalışmalarla birlikte yürütmesini bekliyoruz.