KKTC Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın işbirliği önerilerinin iki eksen üzerine oturduğunu söyledi. Olgun, ana ekseni Kıbrıs sorununun sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulabilmesi için yapılması gerekenlerin oluşturduğunu, buna göre çözüm şeklinin Kıbrıs sorununun kök nedenlerini göz önünde bulundurması gereği yanında muhakkak tarafların müktesep eşit hakları temelinde olması gerektiğini vurguladı.

Olgun, Kıbrıs meselesinin esas nedeninin, Rumların Ada'nın tümünü bir "Helen Adası" olarak görmeleri olduğuna işaret ederek Rumların, Kıbrıs Türk tarafının meşru, kazanılmış ve müktesep haklarını hiçe saydığını belirtti.

Tarafların müktesep haklarına saygının tesis edilmesinin şart olduğunu belirten Olgun, aksi takdirde Kıbrıs meselesinin devam edeceğine dikkati çekti.

Olgun, Cumhurbaşkanı Tatar'ın arzusunun, siyasi sürecin çıkmazda olduğu bu noktada, mevcut sınırlı temas çalışmalarının ötesine geçerek iki tarafın karşı karşıya olduğu ortak ve güncel sorunlara cevap verirken bir yandan da Kıbrıs'ta müktesep eşitlik zemininde çözüm şartlarını hazırlayacak işbirliği projeleri ortaya koymak olduğunu, bunun da Kıbrıs Türk tarafının önerilerinin ikinci eksenini oluşturduğunu ifade etti.

Bu düşüncelerle ortaya konulan işbirliği önerilerinin, iki taraf arasında işbirliği mekanizmaları ve kültürü oluşturabileceğini, güvenin tesisine ve çözüm şartlarının oluşmasına katkıda bulunabileceğini vurgulayan Olgun, Tatar'ın bu kapsamda 4 işbirliği önerisi sunduğunu belirtti.

İŞBİRLİĞİ ÖNERİLERİ

Olgun, önerilerden ilkinin Doğu Akdeniz'de bulunan hidrokarbon kaynaklarıyla ilgili işbirliğine yönelik olduğuna değinerek bu kaynakların, 2040'a kadar kullanılması gerektiğine, zorunlu olarak yeşil enerjiye geçişle kullanımının imkansız hale geleceğine işaret etti. “Bunun yapılabilmesi için en pratik yöntem, bu kaynakların birlikte kullanılabileceği bir ortamın oluşturulması ve en yakın ulaşım yolu olan Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılabileceği ortamın oluşturulmasıdır.” diyen Olgun, “Kıbrıs Türk tarafı, (Rum kesimine) hidrokarbon konusunda, tarafların eşitlikleri zemininde işbirliği öneriyor. Bu işbirliği, hem iki taraf arasında Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunacak hem Doğu Akdeniz'de istikrarın oluşmasına katkı yapacak hem de doğal kaynakların Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmasına olanak sağlayacak.” ifadelerini kullandı.

Tatar'ın hidrokarbon konusundaki önerisinin iki ayaklı olduğuna dikkati çeken Olgun, iki tarafın eşit sayıda temsilcisinin oluşturacağı bir komite aracılığıyla işbirliği yapılabileceğini, bu sayede Ada etrafındaki bütün kaynakların, istikrar ve işbirliği içerisinde yönetiminin ve paylaşımının mümkün olabileceğini söyledi.

Olgun, “Önerimizin ikinci ayağı ise her iki tarafın yapmış olduğu ihaleler ve sözleşmeler neticesinde ilgili enerji şirketlerinin de bu sürece katkı koymasını sağlayacaktır. Bizim Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile imzaladığımız sözleşmemiz var, Rumların ise başka enerji şirketleriyle anlaşmaları var. Bunları yok saymamız mümkün değil. Dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafı pratik bir öneri yapıyor.” diye konuştu.

Enerji konusunda da iki ayaklı işbirliği önerisi yapıldığını anımsatan Olgun, şu anda Ada'da fosil yakıtlar üzerine inşa edilmiş santraller üzerinden elektrik temin ettiklerini, bundan uzaklaşmaları gerektiğini vurguladı. Olgun, “Bundan uzaklaşmanın iki önemli yolu var. Birincisi çok süratli bir şekilde daha büyük bir enerji ağına bağlanma, enterkonnekte. İkincisi de bu enterkonnektenin getireceği kapasiteyi kullanarak, kendi sınırlı alanımızda dengesizlikler oluşturmadan yeşil enerjiye geçmektir. Bu da Kıbrıs için daha fazla güneş enerjisi anlamına geliyor.” ifadelerini kullandı.

Ada üzerinde halihazırda enterkonnekte sistemin bulunduğunu ve bu konuda Türkiye'nin de Avrupa Birliği'ne (AB) bağlı olduğunu hatırlatan Olgun, Rum tarafının İsrailKıbrısGiritYunanistan arasında kurulacak bir sistemle AB'ye bağlanmayı arzuladığını belirtti.

Kıbrıs ile Girit Adası arasında 3 kilometre derinliğinde bir deniz olduğunu ve bu denizin içerisinden bu hattı geçirmenin birçok uzmana göre mümkün olmadığını söyleyen Olgun, bu proje için ortaya çıkan tahmini maliyetin de 2 milyar avro olduğunu söyledi. Olgun, “(Enterkonnekte konusunda) Kıbrıs Türk tarafının önerisi çok pratik ve isterse İsrail de bu projeye bağlanabilir. Avrupa'ya bağlanmak için en yakın yol Türkiye, 60 kilometre mesafede. Bunun maliyeti de 350 milyon avrodur ve aynı sonuca ulaşıyorsunuz.” dedi.

Kıbrıs'ta iki tarafın enterkonnekte konusunda anlaşması halinde önlerinde hiçbir engelin kalmayacağına değinen Olgun, enterkonnekte konusunda Türkiye'den teyit aldıklarını, Rum tarafının da siyasi irade göstermesi halinde büyük bir fırsattan birlikte yararlanacaklarını söyledi.

Olgun, sundukları enterkonnekte işbirliği hayata geçtiği takdirde Kıbrıs'ta elektrik sorunu kalmayacağını, süratli bir şekilde enerji ihraç edebilecek seviyeye gelebileceklerini vurguladı. Olgun, yaptıkları temaslar kapsamında AB'nin böyle bir enterkonnekte sistemine karşı olmadığını ve bu tarz projelere pozitif baktığını ifade etti.

RUM TARAFI SUDAN YARARLANABİLİR

Son önerilerinin Ada'daki tatlı su kaynaklarının ortaklaşa ve rasyonel kullanılmasının olduğuna işaret eden Olgun, Ada'nın kurak bir iklime sahip olduğunu kaydetti. Olgun, Kıbrıs'taki yeraltı su kaynaklarının beslenebilmesi, su kaynaklarının rasyonel kullanılması ve tarafların herhangi birinin su ihtiyacı olması halinde diğer tarafın elindeki kaynaktan öteki tarafın da yararlanması gibi işbirliği alanlarını oluşturulabileceğine değindi. Olgun, “Bu çerçevede Türkiye'den KKTC'ye gelen sudan Rum tarafının gerektiğinde yararlandırılması gibi bir proje oluşturulabilir. KKTC'den Rum kesimine bir su boru hattı döşenebilir, tıpkı elektrikte olduğu gibi. Su kaynakları konusunda iki taraf oturup da 'Bu kaynakları nasıl daha etkili bir şekilde geliştirebiliriz?', 'Bu konuda ortak alanlar var mı?' bunlara bakılabilir. Çünkü yarın ne olacağı belli değil, bizim de onların da ihtiyacı olabilir. Kaynak varsa bunun paylaşılması bir işbirliği alanı olarak önümüzde duruyor.” diye konuştu.

YABANA ATILACAK ÖNERİLER DEĞİL

Tatar'ın, Kıbrıs Türk tarafının BM Genel Sekreteri Antonio Guterres aracılığıyla Rum lider Nikos Anatasiadis'e iletilmek üzere hazırladığı 4 maddelik işbirliği önerilerinin yer aldığı mektubu, 1 Temmuz'da BM Genel Sekreter Yardımcısı Muavini Miroslav Jenca'ya ilettiklerini belirten Olgun, şu anda mektubun Guterres'e ulaştığını söyledi.

Olgun, “BM Genel Sekreteri'nden talebimiz, Rum tarafını bu işbirliği teklifimize yapıcı bir gözle bakmasını sağlayacak telkinlerde bulunması ve bu telkinlerle birlikte önerileri Rum tarafıyla paylaşmasıdır. Bu teklifler yabana atılacak, laf olsun diye yapılan teklifler değildir, ciddidir. Bu teklifler, bütün bölgedeki paydaşların ortak çıkarına hizmet edecek şeklinde tasarlanmıştır, iz bırakacaktır. Önerilerimiz, zaman içerisinde hayata geçme potansiyeli yüksek olan tekliflerdir.” ifadelerini kullandı.