Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen akşam NTV yayınında yaptığı açıklamada tam olarak şunları söyledi:
“Benim hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir. Şarkılarıyla milletimizin duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır.”
*
Bunun adı geri adımsa...
Ne şahane bir geri adımdır bu!
*
Bunun adı durumu açıklığa kavuşturmaksa...
Ne güzel bir açıklığa kavuşturmadır bu!
*
Bunun adı pişmanlıksa...
Ne harika bir pişmanlıktır bu!
*
Bunun adı bir tür özürse...
Ne muhteşem bir özürdür bu!
EYVAH! SEZEN HER AN YENİDEN SAZAN OLABİLİR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın geri adım atmasıyla...
Sezen Aksu olayı yaşandı bitti saygılı ya da saygısızca.
*
Şimdi benim korkum şu:
*
Bir haftadır “Sezen’im... Aksu’m... Sen bizim her şeyimizsin... Sen Türkiye’sin...” diye lügat paralayanlar...
“Sen zaten yetmez ama evetçinin tekiydin... Sazandın” falan diye...
Laf saydırmaya başlarlarsa...
*
Eyvah ki eyvah!
DİYARBAKIR’DAN NE GEÇER
“DEMOKRASİNİN yolu Diyarbakır’dan geçer” sözü kadar...
Eskide kalmış, bayatlamış, anlamını kaybetmiş, sihrini kaybetmiş bir söz yoktur.
*
90’lı yıllarda Mesut Yılmaz, “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” dediğinde, bu sözün bir karşılığı, bir anlamı, bir cazibesi vardı.
*
Çünkü...
Kürt kimliği kısıtlanıyordu.
Kürtçe televizyon hayal bile edilemiyordu.
Kürt dilinin üniversiteye girmesi düşünülemiyordu.
*
Yani demem o ki...
“Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır’dan geçmesini planladığı yola neleri koyacağını somut olarak açıklamasında fayda var.
BALIKÇI KRİZİNDEN ÇIKARILACAK DERSLER
Babanın oğlu bile olsa... “Yalandır, yalan” diye atılmayacaksın.
*
Söz konusu İmamoğlu ise... En azından bir “acaba” diyeceksin.
*
Önüne arkasına bakmadan... Paylaşım yapmayacaksın.
*
Paylaşım yapmadan önce... “Ya silmek zorunda kalırsam?” diye düşüneceksin.
*
Trollerle mücadeleye girişeceğim diye... Trol durumuna düşmeyeceksin.
NE İYİ OLMUŞ DA GÖREVDEN ALINMIŞ
AYASOFYA Camisi’nin eski başimamı Mehmet Boynukalın’ın, sosyal medyada yaptığı...
Birleştirmeyen, bölen...
Sevdirmeyen, nefret ettiren...
Isındırmayan, soğutan...
Cezbetmeyen, iten...
Paylaşımlarını gördükçe...
“Ne iyi olmuş da bu adam görevden alınmış” deyip duruyorum.
MAHMUTYAZICIOĞLU CİNAYETİ
BU cinayet...
Ece Erken üzerinden magazine heba edilecek, magazine boğulacak, magazin muhabbetiyle geçiştirilecek bir cinayet değildir.
*
Şafak Mahmutyazıcıoğlu...
Bir gece vakti şehrin ortasında herkesin içinde kurşunlanarak katledilmiştir.
*
Bu mafyatik infazın...
Bu pervasız cinayetin...
Bu cüretkâr saldırının...
Failleri ve azmettiricileri dibine kadar kovalanmalı ve yakalanmalıdır.
FAZIL SAY’A DAİR
FAZIL Say...
Büyük sanatçıdır, büyük müzisyendir, uluslararası arenada gururumuzdur.
*
Bütün bunlardan dolayı da bitmez tükenmez bir kredisi vardır.
Ne yapmış Fazıl Say?
*
Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıya gitmiş olabileceğine aklı kesmemiş, bunun yalan olacağını düşünmüş ve ironik bir paylaşım yapmış.
Olur, olabilir.
İnsanız, hata yapabiliriz.
*
Bu hatayı dile dolayıp Fazıl Say’ın dış görünüşü üzerinden saldırgan yorumlar yapanlar oldu.
Fazıl Say da bu tip saldırgan yorumlara karşı geçirdiği ameliyatları anlatmak durumunda kaldı.
*
Fazıl Say gibi büyük bir sanatçının...
Geçirdiği ameliyatları tek tek anlatmak durumunda bırakılması, bunları detaylıca izah etmek zorunda kalması falan.
Bana çok dokundu. Çok üzüldüm.
*
Eleştiri tamam... Kafa bulma tamam... Hatta laf sokma bile tamam...
Ama dış görünüş üzerinden saldırmak...
İşte bu olmaz.
*
Yapanları şiddetle ayıplıyorum ve sonsuz kınıyorum.
Hürriyet