Koronavirüsle mücadele için uygulanan antikor tedavisi ve plazma bağışıyla ilgili açıklamalarda bulunan Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, yeni alınan bir kararı da duyurdu. Kınık, plazma bağışlayan vatandaşların hepsine Kızılay övünç madalyası verileceğini belirtti.
Dr. Kerem Kınık'ın koronavirüs tedavisi kapsamında uygulanan antikor tedavisi ve plazma bağışı ile ilgili Milliyet'e yaptığı açıklamaları şöyle:
Öncelikle yaşadığımız küresel biyolojik bir afet. Bütün insanlığı, ülkeleri kilitlemiş durumda. Bu biyolojik merkez de Avrupa... Bizim de içinde bulunduğumuz bir kıta. Avrupa çabalıyor. Bu konuyla ilgili olumlu sinyaller de var. Toplumun bütün unsurlarının birlikte hareket etmesi önemli. Birlikte alınacak bir tedbir bütün sürecin belini kırabilir. Bir hastanın sorumsuzca davranışı bütün bu süreci tersine çevirebilir.
İnsanız ,aciziz. Sınıf tanımıyor. Hepimizde aynı özellikleri gösteriyor. Alacağımız tedbir ortak. Küresel krize küresel cevaplar verebiliriz.
Kızılay da bu süreçte Sağlık Bakanlığı’mızın hızlı bir şekilde tanı artırma çabalarına destek verdi. Her yıl 3 milyon ünite kanı alıyoruz. Plazma bileşenlerine ayırıyoruz ve ülke genelinde 9 milyon kan bileşenlerini de hastanelerimize hastalarımıza ulaştırmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin ve dünyanın en yüksek kapasite cihazları Kızılay'da bulunuyor. Yoksul insanlara bu süre zarfında çare olmaya gayret ediyoruz.
Koronavirüs salgınında ağır durumdaki hastalar için çare olabileceği düşünülen pasif antikor tedavisine Türkiye’de de başlandı. Bu tedavi ne zamandan beri uygulanıyor?
1800'lü yılların sonunda itibaren uygulanan, tıbben bilinen bir metot; yeni bir şey değil. Sadece cazibesini yitirmişti. Koronavirüsün bilinen bir ilacı, aşısı olmadığı için sahaya sürüyoruz. Burada immün plazma tedavisi dediğimiz şeyin mantığı şu: Aslında Koronavirüs içerisinde bir DNA'sı olan, dışında bir protein çerçevesi olan, anarşik bir şekilde çoğalan vücudun ilgi duyduğu yere yönelen bir organizma. Vücut bu benim parçam mı yoksa bakteri mi virüs mü diyerek tanımaya karar veriyor. Hastalığı yenen kişiler aslında bu mekanizmayla yeniyor. Çok yüksek oranda vücudu kendi bağışıklık sisteminde oluşturduğu antikorla bunu yeniyor.
‘1 KİŞİDEN TOPLAMDA 3 KERE PLAZMA ALINABİLİYOR’
Bu virüsü almış olan yüzde 97 98 oranında iyileşerek bu hastalıktan kurtulan iyileşen insanlarda da aynı şekilde aşı gelişiyor. Savaştan yeni çıkmış kişilerde bu antikor askerlerinden bol miktarda bulunuyor. Halen o antikorları tanıyorlar. Biz, iyileşmiş olan bu insanlarımızın 14'üncü gününde plazmalarının bir kısmını yaklaşık 400 mililitresi alarak haftada 1 bunu 3 kez tekrarlayarak yapıyoruz. İyileştikten sonraki 14'üncü gün antikorumuz en üst seviyeye ulaşıyor. 3 kere verdiklerinde 1200 mililitre onlardan plazma almış oluyoruz.
Plazma bağışı yapmak için kriterler neler?
18 ila 60 yaş arasında olacaksınız. Eğer kadınsanız gebe kalmamış olacaksınız. Kan değerleriniz iyi olacak. Kan bağışı yapmaya uygun olacaksınız.
"KAN BAĞIŞI YAPMAKTAN DAHA KOLAY"
Kan bağışı yapmak kadar kolay mı?
Kan bağışından daha kolay, süresi biraz uzun. Biz kanın sıvı kısmını, plazma kısmını alıyoruz. 45 dakika sürüyor. İğneyle bir damardan giriyoruz. Herhangi bir acı hissedilmiyor. Vatandaşlarımız hiç endişelenmesin, korkmasın. İşlemlerimiz steril ortamlarda yapılıyor.
Bağışçılara nasıl ulaşılıyor, bu süreç nasıl işliyor?
Sağlık Bakanlığı’mızın bilgi sistemleri ile Kızılay'ın bilgi sistemleri arasında veri akışı oluyor. İyileşmiş, üzerinden 14 gün geçmiş olan farenks yani yutak, gırtlak bölgesinde mikroorganizmanın artık bulunmadığı ve antikorların oluştuğu kişilerin bilgilerini bize iletiyorlar.
Hangi ilimizdeyse bu ilimizdeki kan merkezlerimiz randevu veriyor, bağışçılarımız oraya gidip kan verebiliyor.
Pandemi hastanelerindeki hekim arkadaşlarımız hangi vakaya plazma tedavisi uygulanacağına karar veriyorlar ve Kızılay'dan istekte bulunuyorlar.
"BÜTÜN POTANSİYEL BAĞIŞÇILARA KIZILAY ULAŞIYOR"
Sosyal medyada plazma bağışçısı arayan hasta yakınları var. Bu durum birtakım istismarları da beraberinde getirebilir mi?
Hastası olan, biricik sevdikleri yoğun bakımda olan kişilerin çabalarını anlıyorum. Zaten plazma bağışlama özelliklerine sahip olan Türkiye'deki bütün potansiyel bağışçılara Sağlık Bakanlığı’mız aracılığı ile biz ulaşıyoruz. Ulaşamama durumda da farklı alternatif yollardan ulaşmaya gayret ediyoruz. Bu hasta listeleri belli bir sistematik ve sırayla, adaletle işliyor.
Diyelim ki hepsi acil burada mesela genç olan tercih edilir. Aynı yaşta ise bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı tercih edilir.
Devletimize ve sistemimize güvenmek zorundayız. Herhangi birinin hakkına girmek insanda vicdan azabı oluşturur. Bir hasta 6 hastaya şifa kaynağı olabilecek demiştik. Vatandaştan alarak hastanelere gönderdiğimiz plazma stoğumuz bu hafta sonu itibarıyla bütün ihtiyacı karşılayabilecek duruma gelecek.
"PLAZMA BAĞIŞÇILARINA ÖVÜNÇ MADALYASI VERİLECEK"
Bunu da buradan ilk kez söylüyorum. Yeni aldığımız bir karar: Plazma bağışlayan vatandaşlarımızın hepsine Kızılay övünç madalyası verecek. Onlar birer kahramanlar.
Koronavirüs salgını ve sosyal izolasyon döneminde kan bağışı süreci ve kan stokları nasıl etkilendi? Bu dönem için kan bağışını kolaylaştırmak için bir çalışmanız var mı?
Kan ihtiyacımız eskisi kadar olmasa da var. Sadece acil olan ameliyatlar yapılıyor. İhtiyaç olan kan talep ediliyor. Ancak sürekli ve düzenli kan alınması gereken hastalarımız var. Bu hastalarımız için kan ihtiyacı devam ediyor. Bu yüzden bağışın durmaması gerekiyor. Sokağa çıkma yasağında onun için bağışçılar istisna tutuldu. 9 binlerde aldığımız günlük kan miktarı, 2 binlerin altına düştü. Dün biraz arttı. Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Allah göstermesin doğal afetle de mücadele edebiliriz. Mutlaka stoklu gitmemiz gerekiyor.
"KAN YOLUYLA KORONA VİRÜS BULAŞMIYOR"
Düzenli olarak ayda 12 ünite kan alma zorunda olan başta talasemi hastaları olmak üzere pek çok grup var. Çoğunun aklındaki soru da şu: Koronavirüslü bir kişinin kanı bana verilirse ben de hasta olur muyum? Peki Koronavirüs kan yoluyla bulaşıyor mu?
Bütün dünyada kanıtlanmış ki Covid19 kan yoluyla bulaşmıyor. Bu sadece damlacık yoluyla solunum sisteminize giriyor ve akciğerlerinize yerleşince üreyebiliyor. Kan yoluyla bulaşması söz konusu değil. Dünya genelinde özellikle Koronavirüste yüz binleri aşan vakaların olduğu ABD, Çin gibi ülkeler de de yaygın şekilde kan alınıyor.
"BUNU VERDİĞİMİZ HASTA İYİLEŞİR DİYE BİR ŞEY YOK"
Bu metodu bir mucize ya da hastalığın çaresi olarak görmek ne kadar doğru?
Bu bir tamamlayıcı ve destek tedavisi. Bizim vücuda yüklediğimiz ilave, aslında savaşçı birlikler. Bunu verdiğimiz her hasta iyileşir, her hasta yoğun bakımdan çıkar diye bir şey söyleyemeyiz. Bilimsel değil. Mucizevi tarafı vücudumuzun bunu üretmesi. Hepimiz aynı özelliklerle yaratılmış insanlarız.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
152 yaşındaki genç bir kurum olarak biz bu mecrada yer almaktan mutluyuz. Kızılay milletimizin desteği, bağışlarıyla ayakta duran bir iyilik hareketi. Devlet kuruluşu değil, devletten bütçe almıyor. Kızılay'a gelin, Kızılay'ın bir parçası olun. Bugün 81 ilde 960'a yakın ilçede bu süreçten etkilenmiş 1 milyon yoksul insanımıza kapılarını çalıp hatırlarını soran gönüllüler ordumuz var. Onlar olmasa biz hiçbir şey yapamayız. www.kizilay.org.tr web sitemiz. İsteyenler buradan destek olabilirler.