İktidara geldiklerinde bazı karanlık güç odakları ile mücadele edeceklerini, daha sonra mağdurlarla helalleşeceklerini anlatmak için vakfa geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Büyük acılar yaşanan bir ülkeyiz, bunu hak etmiyoruz. Hepimiz huzur içinde birlikte yaşamak istiyoruz. Birliğimiz buna bağlı, huzura bağlı. Beraber yaşamak, beraber gülmek, yeri gelirse beraber ağlamak, beraber kucaklaşmak, sevgiyi büyütmek... Bütün hedefimiz, bütün amacımız bu olmalı. Bunun için buraya geldim.”
FETÖ'YÜ ANMADI
Karanlık mihraklarla mücadele etmenin ve daha sonra helalleşmenin temel hedeflerinin olması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle sürdürdü: “Hrant Dink'in, rahmetlinin tetikçisi hapiste ama gerçek katiller henüz aydınlığa çıkarılmadı, henüz bulunmadı. Eğer siz 'Karanlık güç odaklarıyla mücadele edeceğim' diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve onları bulmalısınız. O zaman bu toplumda biz helalleşme düzeyine gelmiş oluruz, helalleşebiliriz.”
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in "Bir çocuktan bir katil yaratan o derin karanlık" şeklindeki sözlerini de anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
'DERİN KARANLIK'
“O derin karanlığı sorgulamazsak, üzerine gitmezsek, çetelerle, yeraltı dünyasıyla iş birliği yapan o derin karanlığı mutlaka aydınlatmak zorundayız ve devletin içine çöreklenen o kişileri, devletin içinden çekip çıkarmamız lazım. O zaman biz bu ülkede huzuru sağlarız. Benim bütün hedefim bu güzel ülkede beraberce huzur içinde yaşamak. Eğer bir miras bırakacaksak bu güzel ülkeye o mirasım sevgi olacak ve barış olacak. Sevgi ve barış ile hep birlikte kucaklaşacağız. Bizi kabul ettiği için Rakel hanıma çok teşekkür ederim. Acılarını biliyorum, yaşadığı acıların farkındayım. Az önce de ifade ettim, eğer bir çocuğu karanlık bazı odaklar kurşun sıkar hale getiriyorsa o karanlık odakların mutlaka aydınlığa çıkarılması lazım. Bunun mücadelesini de beraber yapacağız. Bunu gerçekleştirdikten sonra da gelip burada helalleşmeyi sağlayacağız.”
SUİKAST DAVASININ BİR NUMARALI SANIĞI FETULLAH GÜLEN
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de katledilmesi, Türkiye'nin FETÖ Gladyosu eliyle felakete sürüklendiği olaylardan biriydi... Cinayetin Ergenekon tertibi dosyasına bağlamak için işlendiği daha sonraki FETÖ'ye karşı soruşturmalarda kayıtlara geçti. Devletin özellikle 15 Temmuz 2016'dan sonra FETÖ'nün üzerine yürümesiyle, yıllarca sürüncemede bırakılan cinayet davası da aydınlatıldı. Örgütün en kıdemli müdüründen, en basit memuruna, polisinden jandarmasına, gazetecisine suikast planının arkasında yer alan neredeyse bütün isimler hakim karşısına çıkarıldı, hüküm giydi. Hatta dosyanın 1 numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen!
Geçen yıl İstanbul'da görülen duruşmada Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı dava, karara bağlandı. FETÖ'cü müdürler ağırlaştırılmış hapis cezalarına çarptırıldı. Kararlar, bugün Yargıtay'da inceleniyor.
Aydınlık da suikastın ilk günlerinde kapağından suçluyu açıkladı ve FETÖ'yü işaret etti. “Hrant'ın arkadaşları”nın tüm gizleme çabalarına rağmen Amerika'nın FETÖ Gladyosu bugün hem vicdanlarda hem de yargıda hüküm giydi.
Şimdi soruyoruz; Suikastın arkasındaki isimlerin açığa çıkarılmadığını söylemek kimi perdenin arkasına atıyor, kimi koruyor?