Görüşmenin ardından iki lider ortak açıklamada bulundu.

ELİMİZDE 74 MADDELİK ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ VAR

Ali Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na bizleri genel merkezlerinde ağırladıkları için teşekkür ediyorum. Kendileri bizim genel merkezimizi ziyaret etmişti. Ülkemizin pek çok sorununu da heyetlerimizle beraber görüştük. Türkiye'nin çok ciddi bir hukuk, ekonomi sorunu var. Bütün bunları karşılıklı olarak değerlendirdik.

Bildiğiniz gibi bizim ve pek çok siyasi partinin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili hazırlıkları var. Bizim hazırlığımız önemli bir aşamaya geldi. Fakat bu çalışmayı kamuoyu ile paylaşmadan önce bir mutabakat zemini oluşturmayı önemli görüyoruz. Böyle bir sürecin başlatılması ile ilgili görüş alışverişinde bulunduk.

CHP'nin de önemli hazırlıkları var. Bundan sonraki süreçte ikili bazda heyetlerimizin güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili bir diyalog ve istişare sürecinin başlatmasının iyi olacağı kararına vardık.

Ülkemizde ciddi bir sistem sorunu ve yönetim zihniyeti sorunu var. Sistem değiştirme ile ilgili hazırlıklar son derece önemli. Böyle bir süreci de başlatmayla ilgili karar da aldık. Demokrasimiz için inşallah hayırlı olur.

Mayıs ayından itibaren çalıştığımız 74 maddelik anayasa değişiklik teklifi var elimizde. Bunu bu şekliyle sadece siyasi partinin çalışması olarak ortaya koymanın metod olarak doğru olmayacağını düşündük. Bir vizyon belgesi çerçevesinde siyasi partilerle ve STK'lar ve meslek örgütleriyle görüşerek bir süreç işletmek istiyoruz.

'PARTİLER BİR ARAYA GELİP KONUŞMALI'

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları ise şöyle:

"Toplumun yüzde 58'i varolan sistemden memnun değil. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi istiyorlar. Bunu partiler olarak bir araya gelip konuşmak, belli bir uzlaşma kültürünü birleştirerek ortaya koymak önemli. Kısır tartışmalarla değil, aşmazları aşmak, Türkiye'yi önemli bir noktaya getirmek için bu çalışmalara ihtiyaç var. Sayın Genel Başkan ve arkadaşlarının görüşleri bizim için önemli. 

Belirli bir takvim yok. Yetkin arkadaşlar, akademik arkadaşlardan da yararlanacaklar. Salt kendimiz belirleyeceğiz ve kendimiz kamuoyuna sunacağız.

'MİLİTAN' TARTIŞMASI

Militan belirli bir düşünceyi savunan kişi demektir. Bizim burada kastettiğimiz devletin tarafsızlığıdır. Eğer siz devlet memurlarını bir siyasi partinin elemanı haline getirirseniz onu militanlaştırırsınız. Bu konuda çok örnek var. Sayın Erdoğan'ın bütün valiler dava açsın demesi bütün valiler benim emrimdedir, ben talimat veriyorum hepiniz dava açın demektir. Bunun akılla mantıkla ilgisi var mıdır. Üzerinde durduğumuz nokta bu. Devleti politize etmeisnler. Onlar gelen her yasaları hizmete vermekle yükümlüdür. 

Z KUŞAĞININ ÖNÜNE ÇIKIP TARTIŞALIM

Erdoğan, kendine güveniyorsa Z kuşağının önünde oturup tartışalım. Z kuşağına ben güveniyorum. Z kuşağının önünde oturalım, arzu ederse bunu A Haber'de yapalım. Beraber tartışırız, asla ama asla çekinmiyorum.

Erdoğan, benimle ilgili, benim SSK'nın başında olduğum dönemle bir müfettiş ordusu da görevlendirdi. Beş kuruş bulamadı. Bulsaydı kıyameti koparırdı. Sosyal güvenlik kurumları ticari değildir, kendisi 19 yıldır yönetiyor niye açık çok daha fazla büyüdü. İkinci soru; Merkezi Bankası bir anonim şirketi, neden döviz rezervleri eksi 47 milyar dolar. Merkez Bankası'nı o mu batırdı? Hesabını verir mi? Tekrar soruyorum, eksi 47 milyar dolar rezerv haline getirdiği Merkez Bankası'nı batıran kişi kimdir?

AKŞENER'E 'UYGUR' DESTEĞİ

Seçime karar verecek olan parlamento ve Sayın Erdoğan. Ne zaman arzu ederlerse seçime gidebiliriz. Ama biz yarın seçime gidecekmiş gibi çalışıyoruz.

Teröre her zaman karşı çıktık, çıkacağız. Çin'de Uygur Türklerine yapılanları doğru bulmuyoruz. Bir insan hakkı ihlali varsa, dünyanın nerede olduğu fark etmiyor o ihlallere karşı çıkmak zorundayız.