Kazakistan yönetiminin Batı Kazakistan’da başlayan ve ülke geneline yayılarak kontrolden çıkan gösterileri bastırma amaçlı haricî güç çağırması (Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü KGAÖ) tartışmaları beraberinde getirdi.
"Türk Devletleri Teşkilatı hiç vakit kaybetmemeli"
Emekli Tuğgeneral Yücel Karauz "Türk Devletleri Teşkilatının hiç vakit geçirmeden gözlem amaçlı heyet göndermesi gerekiyor. Teşkilat üyesi ülke dışişleri bakanları acilen toplanmalı. Önümüzdeki aylarda yapılacak ilk toplantıda da müşterek askerî güç kurulması ile ilgili hukuki düzenlemeler yapılıp fiilî adımlar atılmalı" diye konuştu.
Kazakistan’da akaryakıt fiyatlarına zam yapılmasının ardından başlayan gösterilerin şiddet olaylarına dönüşmesiyle yaşanan can kayıpları sebebiyle 10 Ocak, ulusal yas ilan edildi. Olayların bastırılmasına ve suçluların tespit edilmesine yürütülen operasyonlarda, gözaltına alınanların sayısı 4 bin 404’e yükseldi.
"Geç kalırsak telafisi olmayan zararlara maruz kalabiliriz"
Türk dünyası için askerî ortak yapının siyasi ve ekonomik boyut kadar önemli olduğunu savunan Karauz “Küresel denklem böyle bir güç tanzimini zorunlu kılıyor. Geç kalırsak telafisi olmayan zararlara maruz kalabiliriz. Kazakistan’da yaşananlar ve belki daha ağırları diğer kardeş coğrafyalarda da karşımıza çıkabilir” dedi.
"Türkiye ortak gücün askeri merkezi"
"Bir yerlerden başlanılması gerekiyor" diyen eski Kazakistan Askeri Ataşesi İhsan Safa "Türkiye, savunma sanayii alanında son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla ortak gücün askerî merkezi olma niteliğini fazlası ile kazandı" diye konuştu.
SSCB sonrası bağımsızlığını kazanan Türk devletlerinin Rusya ile yapısal bağları olduğuna vurgu yapan İhsan Sefa "Türk Devletleri Teşkilatının kolektif askerî güç oluşumuna mutlak manada ihtiyacı var. Bir yerlerden başlanılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"Kazakistan'da yeni bir siyasi süreç başladı"
Kazakistan merkezli birçok araştırma ve esere imza atan Prof. Dr. Serdar Yılmaz ise yaşanan olaylar için Kazakistan’da yeni bir siyasi sürecin başladığını ifade etti.
Yılmaz şunları söyledi:
"Eski yönetim kadroları SSCB döneminden kalan isimlerdi. Denklem değişimi ve yeni jenerasyonu anlama konusunda bu kadroların yetersiz kaldığı çok net. Kazakistan her alanda Rus angajmanından kurtulmak zorunda. Yaşanan sorunları çözmede tercih edilen haricî güç çağırma refleksi bu açmazın en iyi örneği. Bu isyan dalgası rejimin daha fazla otoriterleşmesi sonucunu doğurursa ülke için çok daha büyük felaket olur. Çöküşü hızlandırır. Son 30 yıllık icraatlar devleti güçlendirdi ancak bu refah, tabana yayılamadı.
Kazakistan’da olaylara müdahale amaçlı çağrılan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü üyeleri sokaklarda kendi armaları ile dolaşıyor. Bu unsurlar arasında Ermeni askerin de olması başka bir handikap. Kazakistan halkında ciddi manada millî hassasiyet mevcut. Bu gücün varlığı başlı başına bir sorun hâline dönüşebilir ve yeni isyan dalgalarını tetikleyebilir. Bu olayın bir diğer tehlikeli yanı 19 milyonluk ülkede çoğunluğu Rus, 5 milyona yakın yabancı nüfusun varlığıdır. Daha önce bu yönde bazı kışkırtma ve sıkıntılar da yaşandı. Yönetim, çok dikkatli olmak zorunda."