Deprem haftası sebebiyle gazetecilerin sorularını yanıtlayan Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü istatistiklerine göre, Türkiye’de 19852018 yılları arasında 255 bin 254 depremin meydana geldiğini açıkladı. Özener ayrıca, 7’nin üzerinden bir depremin sürpriz olmaması gerektiğini ancak bu depremin zamanını bilmelerinin mümkün olmadığını söyledi.
Marmara Denizi içine koyulan istasyonlar sayesinde 0.2’lik depremi de bildiklerini belirten Özener, deprem istasyon sayısının artması halinde daha küçük depremlerin ölçülebileceğini söyledi.
Son yıllarda ortalama 15 bin civarında depremin kaydedildiğini söyleyen Özener, 1900’den 2018 yılına kadar 44 bin 885 adet 3 ila 3.9 arasında depremin olduğunu ve bunun günlük ortalamasının 3 ila 3.9 arasındaki depremin olduğu anlamına geldiğini belirtti.
“SÜRPRİZ OLMASIN”
Ortalama her 50 günde bir 5 ile 5.9 arasında bir depremin meydana geldiğini ifade eden Özener, şu sözleri söyledi:
“Ortalama 18 ayda bir 6 ile 6.9 arasında mevcut. Ortalama 6.5 yılda bir 7'nin üstünde bir depremle karşılaşıyoruz. Bu önemli bir istatistik. Bunu bilip buna göre yaşayalım. Sürpriz olmasın. “
BİR SONRAKİ DEPREM MARMARA DENİZİ’NDE AMA…
Haluk Özener ayrıca, bir sonraki depremin Marmara Denizi içinde olacağını, sadece İstanbul’un değil aynı zamanda Marmara’da yer alan 10 farklı kentin bu depremden etkileneceğini açıkladı. Ayrıca Özener, “Bunun anlamı şu değil; illa ki deprem Marmara'da olacak diye bir şey yok. Türkiye'nin büyük çoğunluğu deprem tehlikesi altında. Kuzey Anadolu fayının yapısından dolayı domino etkisiyle batıya göçünden dolayı Marmara'da bir deprem beklentisini söylüyoruz” dedi.
Özener bu depremin şiddetinin minimum 7.2 olacağını söyledi ancak zamanı bilmenin mümkün olmadığını söyledi.
ERKEN UYARI SİSTEMİNİN ÖNEMİ
Depremi önceden bilmede erken uyarı sisteminin önemini vurgulayan Özener, depremin 2 dalgasının olduğunu, ilk ve ikinci dalga arasında hız farkı bulunması nedeniyle yerleşim yerlerine sinyal verebildiklerini belirtti.
Marmara’da ise 7 saniye önceden depremin yıkıcı dalgasının gelebileceğini öğrenebildiklerini söyleyen Özener, bunun vatandaşa duyurulmasının zor olduğunu ifade etti. Özener, depremden sonra en büyük sıkıntıların doğal gaz ve elektrikten oluşan yangınlar olduğu ve bunların önüne geçilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.