CHP tabanını Demirtaş'a alıştırdılar, şimdi sıra İyi Parti tabanında...
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak ihraç edildi
İYİ Parti'den Terör örgütü elebaşı Demirtaş'a 'kahvaltı' şartı: Sazıyla gelip...
24 saatte 21 terörist etkisiz hale getirildi
Bolu Belediye Başkanı Özcan: Ölenlerin büyük çoğunluğu bir ayağı çukurda olan insanlardı
AKP ve MHP'li vekilin kavgasını polis ayırdı
Biz Çinci değiliz siz Amerikancısınız
Yavuz Ağıralioğlu, katıldığı bir televizyon programında Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Demirtaş ile Akşener arasındaki "kahvaltı" diyaloğuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Demirtaş'ın daha önce, "Ben saz çalarım, para çalmam, milletin malını çalmam" şeklinde ifadeleriyle sevimlilik için takdim edildiğini hatırlatan Ağıralioğlu, şimdi de benzer bir şekilde "kahvaltı yapacağız, geleceğiz" ifadelerinin gündeme geldiğini, İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in de buna cevap verdiğini söyledi.
Ağıralioğlu, şunları söyledi:
"Eğer bu bir PR çalışmasıysa benim mesela Selahattin Demirtaş'ı millet vicdanında çok daha sevimli hale getirecek teklifim şudur; partimin hassasiyeti de bu istikamettedir, bugün de zaten bu minvalde birkaç şey söyledim; PKK ile mücadelede devletin yanında olabilmek başarılabilirse, Türkiye partisi olabilmek imkanına dönüştürülebilirse Türkiye'nin meselelerini konuşmak hakkı ele geçebilir. Mesela kahvaltıya gelmek için apansız kapı kollamak yerine Selahattin Demirtaş'a şehitlerin evine gidip, şehitlerin acılarını paylaşıp o acıların etrafında hüznü olan annelere 'Biz bu Allah'ın belası terörden hep beraber kurtulacağız, sonra da yaralarımızı birlikte saracağız, bu PKK'dan, bu Allah'ın belası PKK'dan kurtulacağız' diyebilmeyi başarabilirse o sorumlulukla siyaset yapabilmek alanı ona oluşturulabilirse herkesin kapısını çalıp kahvaltı edebilme imkanına kavuşabilir."
SAZIYLA GELİP...
Terör saldırısında şehit olan 22 yaşındaki müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın'ın "Mağusa Limanı" adlı türküyü seslendirdiğini anımsatan Ağıralioğlu, şunları kaydetti:
"Mesela Selahattin Demirtaş sazıyla bir şehidin evinde, Aybükemizin evinde bu türküyü çalabilir mi? O acıya ortak olabilme iradesini gösterdiği andan itibaren memleketin bütün kahvaltı sofraları ona açılabilir. Kendi babasının naaşının hangi al bayrağın altında olduğunu kestirememiş minicik yavruların, 'Benim babam acaba bunların hangisi' diye koşuşturan evlatlarımızın evine gidebilirse o zaman hiçbir PR çalışması yapmasına gerek kalmayacaktır. Bu acılar etrafında biz şunun hesabını yaparak bu hatırlatmayı yapıyoruz; Genel Başkanımızın hatırlatmasındaki kan vurgusu, siyaseti kan vurgusuyla yapmıyoruz ama şudur, onun bilinmesini isteriz; yıllardır burası kahvaltılarına babasız oturan yetimlerin ülkesidir."
AKŞENER NE DEMİŞTİ?
Tutuklu Demirtaş'ın, verdiği bir röportajda, "Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım'ın kapısını çalar ve 'Kahvaltıya geldik' derdim." ifadelerini kullanmasının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Akşener de katıldığı bir televizyon programında Demirtaş'ın sözlerinin hatırlatılması üzerine şu yanıtı vermişti:
"Ben Güneydoğu'yu iyi bilirim, Güneydoğu'nun bir özelliği şudur, yani Güneydoğu'da yaşayan Kürtlerin, 'İstanbul'da, İzmir'de hani şehirleştik, batılılaştık' onları bilemem ama orada şudur; kanlın olsa, yani kan davalı birisi olsa kapısı çalındığı zaman o kapıdan içeri alınır, evin annesi, en yaşlısı korur kollar sonra kapıdan dışarı çıktıktan sonra kan davası devam eder. Türkiye'nin bir kere yani Güneydoğu'nun böyle bir özelliği vardır. Anadolu coğrafyasının da böyle bir özelliği vardır. Dolayısıyla bunu tespit etmek durumundayım."