ÖZER AKDEMİR İzmir Kemalpaşa’da bir evin bahçesinde depolanan yaklaşık 500 ton atık plastik ve çöpün içerisinde tehlikeli atık sınıfından malzemelerin de olduğu iddia ediliyor. İtalya’dan usulsüz yollarla getirildiği ileri sürülen atıkların çok büyük bir çevre ve sağlık sorunu olduğunu belirten Sokak Atık Toplayıcıları Derneği Başkanı Recep Karaman, Türkiye’nin Endonezya’dan sonra Avrupa’nın çöpünü alan ikinci ülke olduğunu söyledi. Karaman’a göre yurt dışından alınan bu atıkların büyük bölümü geri dönüşümü olanaksız çöp niteliğinde.

PLASTİK ATIK DİYE GETİRİLDİ ÇÖP ÇIKTI!

İtalya’dan “plastik atık” kodu ile getirilip İzmir Kemalpaşa’da bir evin bahçesine dökülen yaklaşık 20 tırlık atık geçtiğimiz günlerde Sokak Atık Toplayıcıları Derneği tarafından görüntülendi. Atıkların fotoğrafını ve videosunu çeken dernek üyeleri plastik atık diye getirilen yüzlerce ton atığın büyük bölümünün işe yaramaz çöp olduğunu tespit etti. Dernek Başkanı Recep Karaman atıkların içerisinde “kırmızı kod” olarak adlandırılan çevre ve sağlık açısından ölümcül riskler barındıran tehlikeli atıkların da olduğunu söyledi. Kemalpaşa’daki atıklar ve yurt dışından atık çöp alımı ile ilgili görüştüğümüz Karaman, Avrupa’nın çöp atıklarının yaklaşık 2 yıldan beri ülkemize girdiğini dile getirdi. Bu atıkların çevreye, sağlığa ve ekonomiye büyük zararları olduğunu ileri süren Karaman, atık alımının geçimini bu işi yaparak sağlayan sokak atık toplayıcılarına da çok büyük darbe vurduğunu belirti.

ATIK TEBLİĞİ NEDEN GERİ ÇEKİLDİ?

Buna yönelik geçtiğimiz haftalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bir tebliğ yayımladığını aktaran Karaman, sanayicilerin baskısı sonucu bu tebliğin geri çekildiğini ileri sürdü. Karaman, Kemalpaşa’da tespit ettikleri atıklarla ilgili şu bilgileri verdi; “Geçtiğimiz günlerde İzmir’de ‘Sizlere ücretsiz atık vereceğiz’ diye bir yerlere kamyonlarca atık dökülüyor. Bizim arkadaşlarımız gidip bakıyorlar ki bunlar İtalya’dan atık diye getirilen çöpler. Normalde bunlar değerlendirilebilir atık olsa maddi değeri milyon lirayı bulur. Ama bunları ücretsiz veriyorlar, çünkü çöp” dedi.

‘BU ÜLKEYE İHANETTİR’

Bu çöplerin çevre ve sağlık açısından çok büyük riskleri olduğunu dile getiren Karaman, “Avrupa kendi çöpünü bertaraf etmek için bazı ülkelere bu çöpleri veriyor. Endonezya gibi, Hindistan gibi. Türkiye şu anda Endonezya’dan sonra en çok çöp ithal eden ikinci ülke. Çöp getiren şirketler konteyner başına 2 bin avro da para alıyor. Bunlar da plastik kodu kullanıyorlar, yani değerlendirilebilir atık diye getiriyorlar. Burada herhangi bir denetim gözetim mekanizması olmadığı için firmanın beyanını esas alıyorlar ve o çöpler getiriliyor. Bu ülke için de bir ihanettir”

BERTARAF EDİLMEZSE 1000 YIL ORADA KALACAK

“Bu atıklar ne olacak?” sorusuna “Eğer devlet alıp bertaraf etmezse 1000 yıl orada kalacak, çünkü plastik atığın doğada çözünmesi 1000 yılı buluyor” diyen Karaman, yetkililere şu soruları yöneltiyor, “Bir şirket konteyner başına iki bin avro alacak diye o kadar tehlikeli atığı niye ülkemize getiriyoruz? Çevremizi niye katlediyoruz? Poşetleri 25 kuruş yaparken hani amacımız plastiğe azaltmak idi? O zaman neden dışarıdan bu çöplerin girişine izin veriyoruz?”

KEMALPAŞADAKİ BAZI ÇÖPLER KIRMIZI KATEGORİDE

Kemalpaşa’daki yaklaşık 500 ton atığın bir çevre katliamı olduğunu söyleyen Karaman, şu iddialarda bulundu; “Bunlar kırmızı kategoride olan, el değmeden bertaraf edilmesi gereken atıklar. Bunlar o ülkelerden para alıyorlar. Bu atıkların bertaraf edilmesi için para alıyorlar. Bunların havaya karışması, suya karışması durumunda insan sağlığı açısından ölümcül sonuçları olacak riskleri var”

ÇİN YASAKLADI VE ENDONEZYA SINIRLANDIRIYOR

Geçmişte Avrupa’dan en çok çöp alan Çin’in 2017 yılında bunu yasaklaması ile Avrupa’nın Türkiye’ye yöneldiğini belirten Karaman, iki ay önce Endonezya’nın da bu çöpleri sınırlandırmaya yönelik çalışma başlattığını dile getirerek; “Bu da şu demek; bütün çöpler ülkemize gelecek” dedi.

OLAN ATIK KAĞIT TOPLAYICILARINA OLUYOR

Bu atıkları ülkeye getiren şirketlerin bunları ücretsiz aldıklarını vurgulayan Karaman, “2 bin ton çöp alıyorlarsa, bin ton da değerlendirilebilir atığı ücretsiz alıyorlar. Şimdi biz de kendi ülkemizdeki atıkları toplayamayacak duruma geldik. Şu an sokak toplayıcıları evine ekmek götüremiyor, kiralarını ödeyemiyor. İnsanlar şu anda aç. Biz kendi ülke atıklarımızı satamıyoruz. Sokakta 500 bin insan var. Ülke ekonomik şartları da ortada. Biz kağıdın bundan iki ay önce tonunu 800000 liraya verirken şimdi tonunu 300 liraya veriyoruz. Bir toplayıcı günde 100 kilo toplasa şu an 30 lira kazanıyor. Plastikler dışarıdan gelen çöpler nedeniyle yarı yarıya düştü. Firmalar bizim topladıklarımızı almıyorlar, alsalar da çok ucuza alıyorlar. Orada o çöpleri alıp ya gömüyorlar ya da çimento fabrikalarında yakıyorlar. Ona karşılık da değerlendirilebilir atık ve üstüne bir de para alıyorlar. Bu konu bir iki yıl içerisinde ülkede büyük çevre felaketlerine ve sağlık sorunlarına yol açacak” diye konuştu.

Karaman dışarıdan atık alınmasının yasaklanması gerektiğini belirtirken, sanayicilerin baskısı ile çekilen düzenlemenin ocak ayında tekrar gündeme alınmasının söz konusu olduğunu iddia etti.

‘HEM AİLE GEÇİNDİRİYORUZ HEM ÇEVREYİ KORUYORUZ’

Sokak Atık Toplayıcıları Derneğinin tamamının sokak toplayıcılarından oluştuğu, çeşitli illerde temsilcilikleri bulunduğunu ifade eden Karaman, “Dört yıldır mücadele veriyoruz. Bizim topladığımız atıklar 50 milyarlık sektörün yüzde 80’ini oluşturuyor. Bu alanın olmazsa olmazıyız yani. Bu sayede hem ailemizi geçindiriyoruz hem çevreyi koruyoruz. Ekonomiye milyarlarca değer katıyoruz. Böyle olmasına rağmen hiçbir yasa yönetmelikte yer almıyoruz. Tamamıyla yasaklıyız yasalarda, yönetmeliklerde. Biz de dernek çatısı altında kendimizi topluma anlatmak, sorunlarımıza çözüm bulmak, farkındalık yaratmak adına mücadele yürütüyoruz” diye konuştu. En son yayımlanan “Sıfır atık yönetmeliğinde ilk defa en azından yasaklı olmaktan çıktıklarını kaydeden Karaman, “Belediyelerin kent konseyinde belediye sınırları içerisinde herhangi bir işletmeye bağlı olmaksızın atık toplayan kişilerin sosyal ekonomik koşulları göz önünde bulundurularak birtakım projelerin yürütülmesi ve çalışmaların yapılması ibareleri geçiyor. Eski yönetmelikte çalışmasına izin vermeyeceksiniz deniyordu. Bu son yönetmelik bizim sorunlarımızı tam olarak çözmüyor ama en azından yasaklı olmaktan çıktık. Bu da bizim için bir adımdır” dedi.

EVRENSEL