ADI bugün Türk semalarında ‘HÜRKUŞ’ uçağımızla yaşayan ve 73 yıllık ömründe aldığı her nefeste Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözünün peşinde koşan bir vatansever olan, Türk havacılık tarihinin en büyük kahramanı Vecihi Hürkuş, “Bir Teyyarecinin Anıları” kitabının önsözünde yaşadığı hayal kırıklığını şu cümlelerle özetler: “Bir an için okuyucularımın dikkatlerini İstiklal Savaşı’na çevirmelerini rica edeceğim. Biz o savaşı ne şartlar içinde yapmıştık!
Kadınerkek bütün Türk insanı, hiçbir davet beklemeden, seve seve topraklara vücudunu siper etmişti. Kırık dökük kanatlarla savaşan havacılarımız ise mahrumiyetin en acı koşulları içinde boğuşuyor, fakat istilacı kuvvetleri ezmekten ve parçalamaktan hali kalmıyordu. Bu şartlara rağmen kazanılan büyük zaferin sonunda milli ihtiyaçlar belirlendi ve yurdumuzun her yerine fabrikalar kurularak milli kalkınma yolları tutuldu.
Fakat milli havacılığımız adına ümitlerimiz hâlâ Türk’ten gayrı milletlerin endüstrilerine bağlıdır. Bizde ise her başarılı enerjiyi yıkmak ve parçalamak sanki teamül nevinden bir illettir bu yurtta!
Fakat unutmamak lazımdır ki Büyük Ata’nın yarattığı bir yurt ve bir cumhuriyet idaresi içinde yaşıyoruz. Ata’mızın şu sözü en güvenli kuvvetimizdir: ‘Ey Türk gençliliği, muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.’ İşte bu söz için inanıyorum ki, Türk Cumhuriyet kültürü, bugün değilse bile yarın her imkânı hazırlayacak ve milliyet sevgisi bağını ve inkılap kültürünü kuracaktır.”
O İLLET HEP YAKAMIZDA
VECİHİ Hürkuş, Birinci Dünya Savaşı gibi Kurtuluş Savaşı’nda da önemli görevler yapar, düşman uşağını düşüren ilk pilot olur. Savaş sonrası adıyla anılan ilk sivil uçakları üretir. Ama düşmana diz çöktüren Vecihi Hürkuş, ülke içinde önüne çıkarılan engellerle hayal kırıklığı içinde, 1969 yılında 73 yaşındayken hayata gözlerini yumar.
Vecihi Hürkuş’un bıraktığı yerden başka bir kahraman, Nuri Demirağ bayrağı devralır. O da yakasını, siyaset ve bürokrasi kaynaklı, her başarılı enerjiyi yıkan ‘İLLET’TEN kurtaramaz.
Onu, uçak bombası üreten ve desteklenmediği için soba borusu üreticisi olarak ömrünü tamamlayan Şakir Zümre, silah ve tabanca fabrikası kuran ama sabotajla şehit edilen Nuri Killigil gibi kahramanlar izledi.
Kimse bunların yaptıklarına açıktan karşı çıkmadı, aksine, “Destekliyoruz” denilerek tüm çabaları baltalandı.
‘DESTEKLİYORUZ’ DİYEREK BALTALAMA
Ve bugün tarih tekerrür ediyor, Millet ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yıllardır yaptığı gibi, ürettiği İHA ve SİHA’larla adeta tarih yazan Bayraktar ailesini yine hedefe koydu. O da bunu, “Çalışmalarını destekliyoruz” söyleminin arkasına saklanarak yapıyor. Milyonlarca gencin heyecanla beklediği TEKNOFEST’in başlayacağı gün bir video ile Atatürk Havalimanı’nın, Amerikalı bir şirkete uzay ve havacılık çalışmaları için tahsis edileceğini açıkladı. Bu, “İktidara gelirsek TEKNOFEST’i burada yapamayacaksın” demenin başka bir yolu. Kılıçdaroğlu, kısa süre önce Bayraktar’ı şu sözlerle hedefe koymuştu: “Sadece özel sektöre verirseniz, bu da Türkiye için büyük bir risk. Neden? Yarın fabrikayı kalktı, Amerikalılara sattı. Ya da bizim Tank Palet’i verdiğimiz gibi Katarlılara verdi. Olmaz.”
Bayraktar grubunu, şirketi Amerikalılara satmakla itham eden Kılıçdaroğlu, şimdi kendisi Amerikalı bir şirkete Atatürk Havalimanı’nı tahsis edeceğini söyleyerek gerçek niyetini ortaya koyuyor.
AHL’Yİ CIA İLİŞKİLİ ŞİRKETE VERECEK
KILIÇDAROĞLU bir de bunu “Hayatımın en büyük projelerinden biri” diyerek pazarlıyor. Videonun devamında “Peki, bunu kimlerle yapacağız?” diye soran Kılıçdaroğlu sorusunun cevabını şöyle veriyor: “Merkezin kurulması ve geliştirilmesi için, başarıları dünyaca tanınan ve başta Amerika’daki Sierra Nevada şirketinin sahipleri Eren Özmen ve Fatih Özmen ile yapacağız. Lütfen gençler, gidin Google’a bu isimleri yazın. Ne cevherlerimiz var bu dünyada, görün.”
Sadece hitap ettiği gençler değil, herkes Google’a girip Özmen ailesini ve Sierra Nevada şirketini aramaya başladı. Bu isimleri Google’a yazanlar karşılarında CIA (Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı) adını gördüler.
Google’daki bilgileri göre; Eren Özmen ve eşi Fatih Özmen, 1994 yılında “Sierra Nevada Corporation” şirketini satın aldılar ve en ileri teknolojiye sahip uluslararası uzay, havacılık ve elektronik şirketine dönüştürdüler. Özmen ailesinin yönetiminde şirket, 20 kişilik küçük çaplı bir firmadan; 3 binin üzerinde çalışanıyla, 4 farkı ülke ve ABD’nin 18 eyaletinde faaliyet gösteren, milyar dolarlık küresel bir kuruluşa dönüştü. Sierra Nevada Corporation ayrıca NASA ve Avrupa Uzay Ajansı ile birlikte çalışıyor.
CIA’E ÇALIŞIYOR
Sadece bu değil, Google’da Özmen ailesinin şirketlerinin CIA’ye elektronik istihbarat, gözetleme ve keşif hizmetleri verdiği de yazıyor.
Eren Özmen’in sahibi olduğu Sierra Nevada Corp’un N3097 imalat numaralı Dornier tipi özel uçağının Libya ve Suriye’de ABD Özel Kuvvetler çalışanlarını taşıdığı görüntüler daha önce kamuoyuna yansımıştı. Ayrıca, Özmen ailesinin yakın zamanda ABD devletinden 410 milyon dolarlık yeni bir ihale aldığı, bugüne kadar ise toplamda 15.3 milyar dolarlık ihale aldıkları ortaya çıktı.
DANIŞMAN ABD’Lİ, FİNANSMAN İNGİLİZ
PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP ile işbirliği yapan, vaatleriyle Fetullahçı Terör Örgütü’nün umudu olan Kemal Kılıçdaroğlu artık kimseyi şaşırtmıyor.
Amerika gezisi sırasında RusUkrayna Savaşı’nda “Ukrayna’nın yanında yer almalıyız” diyerek ABD’nin yanında hizalanan, ABD’li Rifkin’i ekonomi başdanışmanı yapan, finansmanı “300 milyar dolar getirdim” diye İngiliz fonlarına bağlayan Kılıçdaroğlu’nun, yerli firmalar dururken CIA ilişkili bir firmaya Atatürk Havalimanı’nı verecek olması hiç şaşırtıcı değil. Çünkü siyasi istikbalini ABD ve AB çıkarlarına hizmette görüyor.
Zaten Türkiye’de mücadele de “İstiklal” için savaşanlarla “İstikbalini” ABD ve AB çıkarlarında görenler arasında yaşanıyor.
Hürriyet