Birgün yazarı Ümit Alan, kullanıcıların 3 boyutlu yer alabileceği ‘sanal evren’e ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Ümit Alan’ın “Siz ‘Metaverse’ten arsa alırken’, Metaverse sizden ne alır?” başlıklı işte o yazısı:
Geçtiğimiz ayların en popüler sorusu olan “Neymiş bu Metaverse ?” sorusu usul usul yerini “Metaverse’ten arsa alınır mı?” gibi bir soruya bırakıyor. Konu hakkında hiçbir fikri olmadığına inandığım insanların yaptığı yalapşap haberlerde “Metaverse’te İstanbul’un her yeri satıldı” gibi komik iddialar okuyorum. Sonra kalkıp bir siyasi partinin Metaverse’te arsa alıp ofis açan ilk siyasi parti olduğu bilgisi bir PR bülteninden ya da tweetten aynen aktarılıyor. Sonra da buna haber deniyor. Bu nedenlerle, bu haftaki Köşe Vuruşu’nun ilk bölümünü, siz Metaverse’ten arsa alırken ne alıyorsunuz sorusuna, ikinci bölümünü körü körüne hayranlıkla aktarılan Metaverse vizyonunun bizden almak istedikleri sorusuna ayırmak istiyorum.
NE ARSASI, HANGİ METAVERSE?
Bir defa biri size, “Metaverse’ten arsa aldım” derse, ona “hayırlı olsun” bile demeden önce ilk soracağınız şey “Hangi Metaverse’ten?” sorusu olmalı. Çünkü Metaverse öyle tek parça arsa satış ofisi değil. Metaverse’te ileride binlerce platform olabilir ve onların herhangi birinden bir arsa almış olabilirsiniz. O yüzden “İstanbul’un tamamı alındı” önermesi bir saçmalık. Belki ileride en büyük olacaklardan birinden almışsınızdır, belki büyüyecek diye şişirilen ama ileride patlayacak bir balona nefes olmuşsunuzdur, belki de bu olay tümden balondur. Bunu arsaları satanların bile şu an bilemeyeceğini düşünüyorum. Her yatırım risk içerir ama Metaverse olayında bu artık iyice kumar gibi görülebilir. Elbette kazananlar olacaktır ama büyük kısmının kaybedeceğini düşünüyorum. Bu platformların uzmanı değilim, uzmanı olduğunu iddia edenlere de temkinli yaklaşmanızı öneririm. Ancak bildiğim bir şey var ki, 2000’li yılların başında dot.com balonu diye bir balon patlayarak ekonomik krize yol açtı ve yaşananlar o balonun şişme evresinde yaşananlara çok benziyor. Ayrıca sosyal medya tarihini bilenler bilir ki, başlangıçta tüm sosyal medya platformları şu an adını bildiğimiz devlerden oluşmuyordu. Geriye 35 merkezi platformun kalmış olması, bugün adını bile unuttuğumuz diğer platformlardan arsa alıyor olma ihtimaliniz üzerine düşünmenizi sağlayabilir. Küçükleri geçelim, Google’ın Facebook’a rakip olarak geliştirdiği Google+ uygulamasını kaç kişi hatırlıyor?
META GİBİPLATFORMLARIN İSTEDİĞİ
Metaverse’ün gözle görülür tarihi 2002’de geliştirilen Second Life oyununa kadar götürülebilir, bir hayal olarak çok daha eski. Peki, yeni olan ne? Yeni olan akıllı gözlük teknolojisinin gelişme ihtimali. İşte o gözlüğün dayanacağı teknolojinin (VR) 80’lerdeki ilk mucitlerinden Jaron Lainer’in bu konuda söyleyecekleri var. Kara Swisher’ın The New York Times için hazırladığı Sway podcast serisine* konuk olan Jaron Lainer’ı, Ten Arguments For Deleting Social Media Accounts Right Now (Sosyal Medya Hesaplarınızı Hemen Şimdi Silmeniz İçin 10 Argüman) isimli öncü kitabından hatırlayanlar olacaktır. Swisher tarafından “Sanal Gerçekliğin Vaftiz Babası” diye tanıtılan Lainer, Facebook gibi platformların bu alana girmesi konusunda endişeli. Bu hamleyi, Apple’ın uygulamalar arasında veri paylaşımını kullanıcı iznine tabi kılan geçen yılki güncellemesi üzerinden okuyor. Bu Facebook’un ücretsiz gözetleme kapitalizmi modeli için önemli bir darbeydi. Lainer, Meta projesinin aslen bir sonraki turdaki veri toplama işi için cihaz savaşını kazanma hamlesi olduğunu söylüyor. Kazanıp kazanmayacağını henüz bilmiyoruz çünkü şimdilik gözlük teknolojisi hayallerin gerisinde, yani o cihaz henüz yok ve tabana yayılmadı. Swisher’ın aynı podcast serisine konuk olan Neal Stephenson da konuyla ilgili.** Stephenson’ın önemi Metaverse sözcüğünün mucidi ve ilk hayal edenlerinden biri olması (1992 tarihli Snowcrash romanı Metaverse’te geçiyordu). Stephenson göz hareketlerimizi dahi takip eden bir cihazın veri toplama ihtimalinden ürküyor ve açıkça ‘buna izin vermemeliyiz’ diyor. Stephenson konuyu, sosyal medya devlerine karşı bizi ücretsiz çalıştırdıkları için sendikalaşmamız gerektiğine yani dijital emek bilincine kadar götürüyor.
Metaverse vizyonu hakkında takındığım eleştirel tutumdan bir teknolojik yenilik karşıtı olduğum sanılmasın. Kaldı ki, bahsettiğim gibi VR’ın mucitlerinden biri olan ve halihazırda Microsoft’ta bu teknoloji üzerine çalışan Jaron Lainer’a da teknoloji karşıtı diyemeyiz haliyle. Burada mesele teknolojinin kullanım biçimi. Lainer’ın da aynı podcastte bahsettiği gibi sanal gerçekliğin insanlığa en faydalı olduğu alanlardan biri “cerrahi simülasyon” ve Lainer da ilk VR gözlük setli cerrahi simülasyon aletini icat eden ekipten. Kim bilir kaç ameliyat bu simülasyonlarda yapılan eğitimler nedeniyle başarılı geçti. Türk girişimci Umut Elestekin’in de ekibiyle birlikte 6 yıldır, Metaverse düzleminde çalışan NonNocere*** isimli cerrahi simülatörleri başarıyla geliştirdiğini biliyorum. Yıllar önce Umut’tan bu projeyi dinlediğimde “Metaverse” kelimesi hiç geçmemişti örneğin ama anlatılan buydu. Tekrarlamak gerekirse, Metaverse yeni bir şey değil. Yeni olan, yatırım toplamak için bir hype haline getirilmiş olması. Bunun sonunda, ücretsiz kullandırıp insanların göz hareketlerinden dahi verilerini toplayacakları yeni bir gözetleme kapitalizmi makinesine ulaşılacaksa bu tedirginlik verici. Bunun sonunda patlayan bir balona ulaşılacaksa bu da yatırım yapanlar için kötü. Yeni Çiftlikbank mağdurları şu anda yükleniyor olabilir. Ayrıca kısa vadede gerçekleşmeyen büyük beklentiler, bu teknolojinin gelişim çizgisine de zarar verebilir.
*https://www.nytimes.com/2021/11/11/opinion/swaykaraswisherjaronlanier.html?
** https://www.nytimes.com/2021/12/13/opinion/swaykaraswishernealstephenson.html?showTranscript=1
*** https://nonnocere.de