Tatilden dönenlerin etkisi ve havaların da soğumaya başlamasıyla kapalı alanlarda daha çok vakit geçirilmek zorunda kalınması, İstanbul'u yeniden Türkiye'de salgının merkezi haline getirdi. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın "Türkiye'deki vakaların yüzde 40'ı İstanbul'da, sayılar Ankara'nın 5 katına çıktı" açıklamasının ardından gözler yine salgınla mücadelenin ön cephesinde yer alan filyasyon ekiplerine çevrildi.

Kovid pandemisiyle mücadelede 11 Mart'tan bu yana İstanbul'un en büyük ilçelerinden, yaklaşık yarım milyon nüfuslu Kadıköy'de filyasyon çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdüklerini söyleyen Kadıköy İlçe Sağlık Müdürü Neslihan Uyar, vaka sayılarındaki hızlı artışın yüzde yetmişinin aile içi bulaşlardan kaynaklandığını vurguladı.

Dr. Uyar, "Mart 11 den beri filyasyon çalışmalarını durmaksızın sürdürüyoruz. Kadıköy 482 bin nüfusla kalabalık ilçelerimizden biri. Bizler 30 ekiple 7 gün boyunca sabah 07:00 akşam 24:00'e kadar çalışmalarımızı yapıyoruz. Salgının ilk başladığı zamanla bugün arasında sahada nasıl bir fark var derseniz; artık hastalar daha bilinçli, o panik havası yok. Ama maalesef bir rahatlama var. Temaslı vaka tespitlerimizin yüzde 70'i aile içi bulaş. Çünkü kişi dışarıdaki mekanı tehlikeli buluyor ama kendi içinden olunca, annesinin evine gittiğinde ya da bir akrabasını ziyaret ettiğinde kendini güvende sanıyor" dedi.

"AŞURE DAĞITAN TEYZE 18 KİŞİYE SEBEP OLDU"
Aile içi görüşmelerde maske ve mesafe kurallarının tamamen ihlal edildiğini vurgulayan Dr. Uyar, "Evde söz merasimine gidenler, bazı hanımlardan gün buluşmalarına yeniden başladıklarını bile duyuyoruz. Orada da yemek yiyorsunuz, mutlaka maske çıkıyor, salon ya da bir odada kapalı ortamdasınız. Bunlar hep bulaşı artırıyor. Bizim şu andaki en büyük sıkıntımız bu. Mesela bizim temaslı filyasyonunda yaşadığınız ilginç bir olay var. Bir teyzemiz aşure yapmış, teyze pozitif vaka olarak sistemimize düştü. Öyküsünü sorguladık, teyzeciğim neler yaptın, son 7 gün kimlerle görüştün vs. 'Kızım aşure yaptım, apartmana dağıttım' dedi. Teyze dağıtırken masken var mıydı, mesafene dikkat ettin mi, kapıdan iki dakika verip mi ayrıldın diye sorduğumuzda ise 'Ya olur mu kızım, hepsine girip çay da içtim' diye yanıtladı. Tüm apartmanı taramak zorunda kaldık ve üç beş gün sonra semptom verenlerden de test yaptığımızda bir sürü pozitif vakamız oldu. Teyzemiz iyi niyetliydi ama yaklaşık 18 kişiyi izolasyona almak zorunda kaldık" diye konuştu. "Dışarısı, içerisi fark etmiyor, hepimiz birer sessiz taşıyıcı olabiliriz" diye konuşan Dr. Uyar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz kişinin temaslılarına ulaştığımız gibi pandeminin başından beri ilaçlarını da evlerine kadar götürüyoruz. İlaçları da hastanın durumuna göre, altta yatan hastalığına göre hekimlerimiz tarafından belirlenip nasıl kullanacaklarına karar veriliyor. Bazen şu sorular geliyor, 'Bize farklı, ona farklı ilaç verildi. Bana bu niye bir tane diğerine iki tane verdiler?' Bu, tamamen kişinin altta yatan hastalığına, yaşına ve diğer özelliklerine göre hekimin karar verdiği bir şey"

"TEMASLILAR ARTIK EN UFAK BİR DEĞİŞİKLİKTE 112'Yİ DE ARAYABİLECEK"
Evde takip edilen temaslı vakaların durumunda değişiklik olduğu taktirde yaklaşık üç hafta önce uygulanmaya başlanan yeni bir entegre sistem sayesinde vakaların 112 aracılığı ile de kendilerine bildirildiğini anlatan Dr. Neslihan Uyar, bu yeniliği şu şekilde özetledi: "Bir diğer güzel hizmetimiz de yeni aktive. Herhangi bir semptomu olmadığı için evde takip edilen temaslılar, durumlarında değişiklik olduğunda sadece aile hekimleri üzerinden değil 7/24 arayabilecekleri 112 üzerinden de bize bildirilebiliyor. Vatandaşımız sıkıntısı olduğunda 112'yi arıyor, 112 kişinin semptom öyküsünü aldıktan sonra ambulans ya da hastane ihtiyacı yok ise, bu kaydı İlçe Sağlık Müdürlüklerinin ekranına iletiyor. Bizim ekibimiz de bu kayıtlar üzerinden temaslıya tekrar ulaşıp gerekirse sürüntü alıyor ve ilaç başlıyor. Yani temaslıların semptomu ortaya çıktığında kendileri hastane ya da doktora gitmeye çalışmadan evlerine gidiliyor. Vatandaşların aklına takılan tüm sorular için de bizim 7 gün 24 saat hizmet veren ekiplerimiz var. Gelen soruları cevaplıyoruz"

"SİZE BİR ŞEY OLMAYABİLİR AMA ARKADAŞINIZI YOĞUN BAKIMLIK YAPABİLİRSİNİZ"
Bu hastalıkta semptomun bazen testten bile önemli olduğunun altını çizen Dr. Uyar, "PCR elbette kıymetli ama kişinin kliniği bizim için esas olan şey. Kişi en ufak bir rahatsızlığını bize bildirdiğinde biz derhal bunu Kovid şüphesi olarak ele alıp sürüntü alıyoruz. Bu konuda hiç kimseyi geri çevirmiyoruz" dedi. Pozitif vakaların ekrana yansıdığı an kişinin işyeri, okulu, adresi, aile bilgileri gibi tüm verilerini anında görebildiklerini de belirten Dr. Uyar, vatandaşların bu dönem temaslısını saklama eğiliminde de olduğunu vurgulayarak "Biz vakaya gittiğimizde kişinin karşısına birçok şeyi bilerek gidiyoruz. Bu da bize bir avantaj sağlıyor. Hastamız bazen temaslılarını söylemek istemiyor, insanlar 14 gün evde izolasyona girmek istemeyebiliyor. Ama zaten o kişiler de birkaç gün sonra belirti olduğunda 'Ben aslında söylememiştim ama' diyerek 112 aracılığıyla yine bize ulaşıyor. Oysa biz ne kadar hızlı hareket edebilirsek o kadar başarı sağlarız. Tabii mesele sadece semptom değil burada. Asemptomatik olup taşıyıcı olarak dolaşan kişiler var. Ekstra tehlikeli oluyor bu. Çünkü kendileri hiçbir şey hissetmiyor ama bir yaşlıyla ya da riski olan biriyle temas halinde olabiliyorlar. Bu da hasta sayılarımızı artırıyor. Kişinin kendisinde bir şey olmayabilir ama en yakın arkadaşını yoğun bakımlık yapabilir. Onun için lütfen ama lütfen, dürüst olalım" dedi.

"İZOLASYON DENETİMİ KAÇAKLARIN ÖNÜNE GEÇTİ"
İçişleri Bakanlığı ve yerel idarelerin de sürece katılımıyla başlatılan yeni denetim uygulaması sayesinde izolasyondan kaçışların da önemli ölçüde azaldığını anlatan Dr. Uyar, şu bilgileri verdi. "Kaymakamlık vasıtasıyla emniyet mensupları, muhtarlar, imamlar, öğretmenler ya da belediye çalışanları ile bizim arkamızdan vaka ya da temaslıyı her gün evde mi değil mi diye kontrole gidiyorlar. İzolasyonu ihlal edenlerse 112 aracı ile yurtlara yerleştiriliyor. İstanbul'da 2 adet yurdumuz var şu anda. Diyoruz ki demek ki sen yerinde duramıyorsun, o zaman yurdumuzda sizi misafir edelim"

"BU HASTALIĞI BEN DE GEÇİRDİM, MASKE TAKMAYANLARA İKİ KAT SİNİRLENDİM"
Kendi ekipleri de dahil sağlık çalışanlarından da pozitif olan arkadaşları olduğunu söyleyen Dr. Uyar, bunlardan birinin de kendisi olduğunu söyledi ve ekledi: "Bir hafta hastanede kaldım, sonrasındaki süreci de evimde geçirdim. Ama o 14 gün çocuklarınızla, eşinizle, kimseyle görüşemiyorsunuz ve o zaman sağlığın, önlem almanın kıymetini daha iyi anlıyorsunuz. O dönem her camdan baktığında bunu ihlal edenleri gördüğümde iki katı daha kızıyordum. Hem kendinize hem çevrenize zarar veriyorsunuz. Bu arada okullar açıldı. Şimdilik ilçemizde güzel gidiyor. Ama lütfen orada da velileri, annebabaları uyarayım; çocuk geldiğinde direkt el yüz yıkanıp üstünü de değiştirmeli. Çocuklar yaşlılarla çok bir araya getirilmemeli. Kendim bile yaşı büyük olan hiçbir tanıdığımla birebir ilişkiye girmiyorum aylardır. Evet zor biliyorum, sıkıldı herkes ama bir süre daha dişimizi sıkmalıyız. Ondan sona bu hastalığı defedebiliriz"