Sözde müttefik özde düşman ABD, Türkiye'ye CAATSA yaptırımlarını uygulama kararı aldı. Yaptırımların hedefinde ABD'nin hasımları yani düşmanları var. 

Soğuk savaşın ardından özellikle 2010 sonrası gücünü kaybetmeye başlayan ABD, Çin Halk Cumhuriyeti'nin başlattığı atılım süreci ve Putin öncülüğündeki Rusya'nın yükselişini önleyemedi ve güç kaybetmeye başladı. 

O yıllarda Türkiye'de TSK ve vatanseverlere kurulan kumpaslar üzerinden başlatılan işgal ve ele geçirme planı da boşa çıkarıldı. Silivri duvarları yıkıldı, Türkiye Atlantik karşıtı bir politika izlemeye başladı. 

ABD bu kez de piyonları FETÖ ve PKK'yı devreye soktu. 2015'te PKK'nın işgal girişimi hendeklerde son buldu. PKK'ya karşı kararlı mücadeleye geçildi. İçerideki kuvveti ezilen ABD, Suriye'de PKK'ya binlerce tır silah gönderdi. Eğitti, donattı. Hedef PKK kantonları yaratmaktı.  

ABD'nin Suriye'yi bölme adımı TSK'nın 3 kritik harekatı ile haritaya gömüldü. PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin eş başkanları, milletvekilleri ve yüzlerce partili terör ile mücadele operasyonlarının hedefi oldu. 

Türkiye'nin Avrasya'ya yöneldiğini gören ABD bir işgal girişimi daha yaptı. 15 Temmuz 2016'daki FETÖ'cü darbe girişimi de TSK ve Türk Milleti tarafından bozguna uğratıldı. ABD gladyosu FETÖ'cüler TSK ve yargıdan temizlenmeye başladı. 

Dış politikada adım adım Asya ile iş birlikleri örüldü. Rusya , İran ve Türkiye'nin Astana süreci ABD'nin planlarını bozdu. 

Rusya ve İran yakınlaşmasından rahatsız olan ABD, bu yakınlaşmayı engellemek için elinden gelen herşeyi yaptı. 3'lü ittifakı bozmak için kışkırtma planladı ancak başarılı olamadı. 

Türkiye, ABD'nin baskı ve yaptırım tehditlerine rağmen Rusya'dan milli savunma açısından oldukça kritik olan S400 hava sistemlerini aldı. Türkiye ABD ile ortağı olduğu F35  projesinden çıkarıldı. Ekonomik tehditlere rağmen geri adım atılmadı. 

Rusya ile birlikte Türkiye'yi kuşatma planları için Suriye, Balkanlar ve Karadeniz'e asker yerleştiren ABD ise bir yandan da İsrail'in ile birlikte başını çektiği Atlantik ittifakı ile Doğu Akdeniz'de tatbikatlar yürüttü. Hedefin Türkiye olduğu bu tatbikatlara kararlılıkla yanıt verildi. Dış politikada başlatılan Yeniden Asya açılımı Türkiye'yi yükselen Avrasya'nın merkezinde konumlandırmaya başladı. 

Mavi Vatan doktrinini uygulamaya koyan Türkiye, ABD, İsrail, Fransa, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne karşı Doğu Akdeniz'de geri adım atmadı. KKTC'de milli politikalar iktidar oldu. AB'deki yaptırım hamleleri de etkisiz bırakıldı. 

Doğu Akdeniz'de istediğini alamayan ABD ve Fransa'nın Ermenistan hamlesi de tarihi zafer ile bozguna uğratıldı. Türkiye, Azerbaycan ve Rusya birlikteliği ile 30 yıllık işgal son buldu. Kafkasya'da bölgesel iş birliğinin önü açıldı. 

ABD derin devleti, uzun bir süredir de iç karışıklık yaratma planı içindeydi. FETÖ ve PKK'yı serbest bırakmayı, Türkiye'yi yeniden Atlantik'e bağımlı hale getirmeyi hedefleyen projenin ayrıntıları da Rand Corporation raporunda yazıldı. CHP'nin başını çektiği İyi Parti, HDP, Saadet Partisi ve Ak Parti'den ayrılan Atlantikçiler Gül, Arınç, Babacan ve Davutoğlu'nun yürütülen ittifak projesinin hedefi Erdoğan'ı devirmekti. 

Dış politikada Rusya, İran ve Çin yakınlaşmasını hedef alan bu ittifak ABD'nin yeni başkanı Biden'dan demokrasi bile istedi. Biden tayfası olarak ünlenen Atlantik ittifakı partilerinin son dönemde Demirtaş'ı tahliye çabaları da sonuçsuz bırakıldı. Erdoğan'ın ''terörist Demirtaş'' açıklaması sonrası Cumhur İttifakı ortağı MHP'den de ''HDP kapatılsın çağrısı'' geldi. 

ABD son aldığı yaptırım kararı ile Türkiye ile tek sorunumuz S400 dese de gerçek bu değil. Gerçek ; Türkiye 1945'ten sonra bağlandığı, yaptırımların, ambargoların, işgal girişimlerinin hedefi olduğu Atlantik zincirinden mücadele ederek kopuyor ve yükselen Asya'da başı dik yerini alıyor.