Vatan Partisi, TBMM’ye sunulan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin içerdiği tehlikeler konusunda uyarıcı bir açıklama yaptı. Açıklamayı, Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İşçi Sendika Bürosu Başkanı Yıldırım Koç yazılı olarak yaptı. Koç, düzenlemedeki sakıncaları “Atatürk döneminde mevzuatımıza girmiş olan kıdem tazminatı hakkı çok büyük bir darbe yiyecektir.” ifadeleriyle anlattı. Teklifin, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere yarayacağı uyarısını yapan Koç, geçen Haziran ayındaki İstihdam Kalkanı Paketi’ni ve buna karşı verilen mücadeleyi hatırlattı:

 “İSTİHDAM KALKANI PAKETİ”NDEKİ SAKINCALAR YİNE GÜNDEMDE

10 Haziran 2020 tarihinde işverenlerin talepleri doğrultusunda hazırlanan İstihdam Kalkanı Paketi’nde yer alan ve kıdem tazminatını tümüyle ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler, Vatan Partisi tarafından kamuoyuna, sendikalarımıza ve işçilerimize duyurulmuştu. Partimizin başarılı çalışmasıyla, belirli süreli iş sözleşmelerinin işverenler tarafından kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasının, işçilerin kıdem tazminatını, ihbar tazminatını, iş güvencesini ve işe iade davası açma haklarını tümüyle ortadan kaldıracağı konusunda kamuoyu bilgilendirilmiş ve sendikalarımızın da önemli katkılarıyla bu girişim Temmuz ayında önlenmişti. Vatan Partisi, işverenlerin ülkemizde ciddi iç sorunlar yaratacak böyle bir girişiminin önlenmesine katkıda bulunan tüm sendikaları ve işçileri kutlamaktadır.”

VATAN PARTİSİ VE SENDİKALARIN MÜCADELESİYLE ENGELLENMİŞTİ

Partimizin il ve ilçe örgütlerinin Haziran ve Temmuz aylarında sendikalara yaptıkları ziyaretler ve yerel basına verdikleri demeçler, belirli süreli iş sözleşmelerinin kendiliğinden sona ermesi durumunda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş güvencesi ve işe iade davası açma haklarını ortadan kalkacağı bilinç ve bilgisinin kamuoyu tarafından anlaşılmasında belirleyici etkisi olmuştur. Bu çalışmalar sayesinde, İstihdam Kalkanı Paketi bir kanun teklifi olarak TBMM’ye sunulamamıştı

TÜRKİYE’NİN HUZURUNU BOZACAK DÜZENLEME

Koç, yeni düzenlemenin bir önceki girişimdeki tehlikeleri içerdiğini kaydetti: “16 Ekim 2020 günü TBMM’ye sunulan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nde ise, hem Haziran ayında gündeme getirilen sakıncalar, hem de kamuoyunun genellikle dikkatinden kaçan önemli tehditler yer almaktadır.

Vatan Partisi, tarihi sorumluluğunun farkında olarak, bu kanun teklifinde yer alan ve işçi haklarına büyük darbe indirecek konuları sendikalarımızın, işçilerimizin ve genel olarak Türkiye’nin huzurunu ve birlik ve beraberliğini arzulayan kamuoyunun dikkatlerine sunmaktadır.”

KIDEM TAZMİNATI TEHDİT ALTINDA

Koç, kıdem tazminatının nasıl ortadan kaldırıldığını ayrıntılarıyla paylaştı: “Kanun teklifinin 28. maddesinde, 25 yaşını doldurmamış ve 50 ve daha yukarı yaşlardaki işçilerin, işverenler tarafından belirli süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılmasına imkân tanınmaktadır. Bu düzenlemenin hukuki sonucu, bu şekilde çalıştırılan işçilerin, belirli süreli iş sözleşmelerinin süre sonunda kendiliğinden sona ermesi durumunda, kıdem ve ihbar tazminatı alamamaları, iş güvencelerinin olmaması ve işe iade davası açma haklarının bulunmamasıdır.

Bu kanun teklifinde 25 yaşını doldurmamış ve 50 ve daha yukarı yaşlardaki işçiler için getirilmesi öngörülen bu düzenlemenin engellenememesi durumunda, bu uygulama, kısa bir süre sonra 2549 yaş grubundaki işçileri de kapsayacak biçimde genişletilecektir. Bu durumda Türkiye’de kıdem tazminatı alabilecek işçi sayısı parmakla gösterilecektir.”

YARGITAY’IN KARARLARI

Yargıda bu konuda verilen kararları örnek veren Koç şöyle devam etti: “Belirli süreli iş sözleşmelerinin işçiler açısından yarattığı sakıncalar, YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME BÜYÜK GENEL KURULU’nun Esas No. 2017/1, Karar No..2018/2 no.lu kararında açıkça ifade edilmektedir. 29.6.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olan kararın can alıcı bölümü şöyledir:

‘Belirli süreli iş sözleşmesi, kural olarak, herhangi bir fesih beyanına gerek olmaksızın sözleşmede belirlenen sürenin geçmesiyle kendiliğinden sona erer. Bunun sonucunda bu tür sözleşme ile çalışanlar İş Kanununda yer alan bazı haklardan yararlanamazlar. Gerçekten belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlar, eğer iş sözleşmesi sürenin bitimi ile kendiliğinden sona ermişse, kıdem tazminatına hak kazanamadıkları gibi, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörülmüş olan bildirim öneli belirli süreli iş sözleşmeleri için uygulanmaz. Bunun gibi, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlara bildirim öneli verilmediği gibi, bu sözleşmeyle çalışanlar bildirim önelleri içinde herhangi bir ücret kesintisi yapılmadan işçiye verilmesi gereken iş arama izninden de yararlanamazlar. Daha da önemlisi belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışanlar iş güvencesinin kapsamına girmezler. Bir başka deyişle belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler işe iade davası açamazlar.’ 

ATATÜRK ZAMANINDA ÇALIŞMA MEVZUATINA GİRDİ

 “Haziran ayında Partimizin ve sendikalarımızın çabalarıyla TBMM gündemine alınmadan engellenen işveren girişimi, bu kez bir kanun teklifi olarak gündeme gelmiştir. Bu düzenlemenin kabulü durumunda, Atatürk döneminde 1936 yılında çalışma mevzuatımıza girmiş olan kıdem tazminatı hakkı çok büyük bir darbe yiyecektir.

KIDEM TAZMİNATI YARIYA KADAR İNECEK!

Koç, kıdem tazminatının azaltılmasının vergi indirimi yoluyla yapılacağını ifade etti: “Kanun teklifinde kıdem tazminatı hakkına yönelik ikinci tehdit, tam zamanlı veya tam süreli çalışan işçilerin kısmi zamanlı veya kısmi süreli çalışmaya geçişlerinin, belli bir vergi indirimi sağlanarak, teşvik edilmesidir.

Çalışma mevzuatımıza göre, işçinin işyerinde tüm çalışma süresine ilişkin kıdem tazminatı işçinin son ücreti üzerinden hesaplanır. 10 yıllık bir işçinin ücretine zam yapılır ve işçi bir gün bile bu zamlı ücretle çalışırsa, işten ayrıldığında alacağı kıdem tazminatı bu zamlı ücret üzerinden hesaplanacaktır. Aynı durum, işçinin ücretinin düşürülmesi halinde de geçerlidir. Tam süreli çalışırken, kanun teklifinde öngörülen teşvikle birlikte kısmi süreli çalışmaya geçirilen işçilerin işten çıkarılması durumunda, ödenecek kıdem tazminatı, kısmi süreli çalışırken aldığı ücret üzerinden hesaplanacaktır. İşçinin haftada 45 saat yerine 22,5 saat veya günde 9 saat yerine 4,5 saat çalışması durumunda, tüm çalışma süresi için hesaplanacak kıdem tazminatı yarıya indirilmiş olacaktır.

GENÇ İŞÇİLERİN EMEKLİLİK HAKKINA DARBE

Koç, kanun teklifinde genç işçilerin haklarının da ortadan kaldırıldığına işaret etti: “Sosyal Güvenlik Kanununa göre, işçilerin yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi veya emekli olabilmesi için, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları koluna belirli bir süre prim ödemeleri gerekmektedir. Bir işyerinde çalışmaya başlayan her işçinin ücretinin yüzde 9’u bu amaçla kesilir. İşverenler de işçi ücretinin yüzde 11’i kadar bir katkıda bulunur.

Yasa teklifinin 32. maddesinde, “işe girdiği tarih itibarıyla 25 yaşından küçük olup” “ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan çalışma gün sayısı 10 günden az olan” işçiler için malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına işçi ve işverenden prim alınmaması düzenlemesi getirilmektedir. Bunun anlamı, bu şekilde çalışan işçinin yaşlılık aylığına veya malullük aylığına hak kazanabilmesi için gerekli prim gün sayısının hesabında, bu çalışmasının dikkate alınmamasıdır. Emeklilik koşullarının zaten çok ağır olduğu günümüz koşullarında, gençlerin emeklilik hakkını daha da zorlaştıran bu düzenleme kabul edilemez.”

KAÇAK İŞÇİ ÇALIŞTIRANLARA AF, KAÇAK ÇALIŞAN İŞÇİNİN HAKKINA KISITLAMA

Düzenlemenin kaçak çalışan durumundaki işçileri de tehdit ettiğini belirten Koç, şu tespitleri yaptı: “Yasa teklifinin 8. maddesinde kaçak işçi çalıştırmışken, bu durumu kabul eden ve kaçak işçileri kayıt altına alan işverene büyük imkânlar getirilirken, kaçak çalıştırılmış olan işçilerin önemli hakları ortadan kaldırılmaktadır.

Kaçak işçi çalıştıran işverenlerin tespiti ve kaçak çalışmanın önlenmesi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görevidir. Kanun teklifi bu şekliyle kabul edilirse, kaçak işçi çalıştırmış olan işverenler affedilmektedir. İşveren eğer prim indirimi, teşvik ve çeşitli desteklerden yararlanmışsa, kaçak işçi çalıştırmış olması nedeniyle herhangi bir yaptırımla karşılaşmayacaktır. Buna karşılık, kaçak çalıştırılmış olan işçinin bu döneme ilişkin ücret dışı hak talepleri ortadan kaldırılmaktadır. Kaçak çalıştırılan işçinin, SGK’ya başvurarak kaçak çalıştırılmış olduğu günler için sosyal güvenlik primlerinin yatırılmasını talep etme hakkı yok edilmektedir. Bu hakkın ortadan kaldırılması, SGK’nın prim geliri, Devletimizin de gelir vergisi geliri kaybına yol açacaktır. Kanun teklifinde, işverenlere geçmişte sağlanmış olan maddi teşviklerin süresi uzatılmakta ve ek teşvikler getirilmektedir. Bu teşvikler de işsizlik sigortası fonundan karşılanmaktadır.

VATAN PARTİSİ’NİN MÜCADELE ÇAĞRISI

Koç, çalışma hayatına zarar verecek, birlik ve beraberliği bozacak düzenlemeye karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı: “Vatan Partisi, kıdem tazminatı, gençlerin emeklilik hakkı ve kaçak işçi çalıştırılması konularında işçi aleyhine önemli düzenlemeler içeren bu kanun teklifine karşı çıkmaktadır. Böyle bir teklif, milletimizin birlik ve beraberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde, ülkemizde huzursuzluk çıkarmak, iç cephedeki birliği bozmak isteyenlerin işine yarayacak bir girişimdir. Partimiz, kanun teklifinin işçilere vereceği zararlar konusunda sendikalarımızı, işçileri ve kamuoyunu birlikte mücadele etmeye davet ediyor.”