Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi bypass etme planı olan EastMed'e önderlik eden İsrail, Yunanistan'ın ABD egemenliği altına girmesiyle birlikte Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin (GKRY) yeni garantörü olmaya soyundu. İsrail'in Kıbrıslı Rumlarla yıllardır geliştirdiği ilişkiler son dönemde 'ittifak' boyutuna evrildi.
Güney Kıbrıs'taki askerî birliklerin başı Korgenaral Demokritos Zervakis'in geçtiğimiz mart ayında İsrail'i ziyareti sonrası iki ülke ortak tatbikat kararı aldı. Bu kararın ardından İsrail'den gemilere binen yüzlerce asker, Chariots of Fire (Ateş Arabaları) Tatbikatı için Güney Kıbrıs'a çıkarma yaptı.
Gemiler, savaş uçakları ve yerdeki birlikleri korumakla görevli taarruz helikopterlerinin kullanıldığı tatbikat 2 gündür devam ediyor. Resmi olarak yarın sona ermesi beklenen tatbikat aslında bir süre daha devam edecek. İsrailli askerlerin daha haftalar boyunca Kıbrıs topraklarında kalacağı belirtiliyor. Sözkonusu tatbikat aynı zamanda İsrail'in şimdiye dek düzenlediği en geniş katılımlı harp oyunu niteliğinde.
ÇAVUŞOĞLU O TATBİKATI SORDU: BU NEYİN NESİ?
Sözkonusu askeri işbirliği Ankara'nın dikkatinden kaçmadı. Geçtiğimiz günlerde İsrail'e bir ziyaret gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Jerusalem Post gazetesine göre bu konuyu gündeme getirdi. Mevkidaşı Yair Lapid'e 'tatbikatla neyi amaçladıklarını' soran Çavuşoğlu, "Türkiye'nin endişelenmesini gerektirecek bir durum yok. Bu sadece askeri işbirliği" şeklinde cevap aldı.
Tel Aviv yönetimi sözkonusu tatbikatın, Lübnan Hizbullah'ına yönelik gelecekte yapılabilecek bir operasyonun senaryosu olduğunu savunuyor.
NEDEN YOĞUN BİÇİMDE TOPRAK ALIYORLAR?
İsrail Dışişleri, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile girilen ittifak düzeyindeki angajmanı gözlerden ırak tutmaya çalışsa da Yahudilerin Ada'daki varlığı son yıllarda gözle görülür biçimde artmış durumda. GKRY yönetiminin izniyle Kıbrıs'a yerleşen İsrail vatandaşlarının, kurdukları paravan şirketlerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde de geniş araziler satın aldığı iddia ediliyor.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs basınına da yansıyan iddialara ilişkin olarak geçtiğimiz yıl bir açıklama yapan müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, KKTC'de 2014 yılından beri yasak olmasına rağmen yabancılara toprak satıldığına dikkat çekmiş, durumun gelecekte güvenlik zaafiyetine yol açabileceğini dile getirmişti. İsraillilerin özellikle Gazi Magosa kentinin İskele bölgesinde yoğun arsa ve arazi alımına yöneldiği kaydediliyor. Geçtiğimiz yıl basına yansıyan bilgiler, 2 bin İsrailli şirketin Ada'da 25 bin dönüm arazi satın aldığını gözler önüne sermişti.
BORU HATTI PROJESİ RAFA MI KALKTI?
Kıbrıs'ta artan etkinliği giderek daha çok dikkat çeken İsrail'e "Güney Kıbrıs'ın gayriresmi garantörü" gözüyle bakılmaya başlandı. Ankara ile normalleşme adımlarına rağmen Yunanistan ve Güney Kıbrıs'la girdiği derin ilişkide herhangi bir sapma göstermeyen İsrail, denizin altından çıkardığı doğalgazı Türkiye üzerinden pazarlama projesini de ağırdan alıyor. Yeni plana göre İsrail gazı gemilerle Mısır ve Yunanistan'a taşındıktan sonra sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak Avrupa piyasasına satılacak.