Aydınlık gazetesi manşetten gördü.
Türkiye’de Kasım’da şiddetlenmesi beklenen ekonomik krizin en önemli nedeni, ABD’nin 4 Kasım’da başlatacağı İran’a petrol ambargosu.
Çünkü İran demek, Amerikan dolarının ölümü demek.
Petrolün dolarla satılmasına karşı çıkan bir ülke, elbette hegemon tarafından ölüme mahkum edilir.
Dünyadaki askeri ve siyasi gerilimlerin temelinde bu var.
Suudi Arabistan, Suriye, Filistin, Ukrayna, Arktik, Güney Çin Denizi, Yemen, Libya ve Yunanİsrail etkenli Doğu Akdeniz gerilimi ve elbette ABD’nin Rusya ile nükleer anlaşmadan çekilmesi...
Sayın hepsini, altındaki temel sebep dolar düşmanı İran’a, dolar cephesi ABDİsrailSuudi düşmanlığıdır.
İşte bu düşmanlık ve saldırı girişimi büyük bir hezimete şimdiden uğradı bile.
Dolar cephesinde yarılma işaretleri belirdi.
Eylül ayında New York’taki AB – İran Zirvesi’nde ilk kurşun atıldı.
AB Dış İlişkiler Bakanı Federica Mogherini, İran Dışişleri Bakanı Zarifi ile görüşmesi sonrası, “Hiç bir bağımsız ülke ya da organizasyon, kiminle ticaret yapacağı konusunda bir ‘başkasının müdahalesini’ kabul etmez” dedi.
DOLARIN TAHTI YIKILMAKTA
Avrupa, ABD hegemonyasını SPV ile yıkma kararı aldı.
SPV nedir?
Special Purpose Vehicle kelimelerinin kısaltması, Türkçesi ‘Özel Maksat Aracı’ demek.
Bu teknik, Amerikan kontrolü altındaki dünya bankacılık para aktarma sistemi SWIFT’in devreden çıkarılmasını içeriyor.
F. William Engdhal, “The EU, Russia, China Plan to Avert Iran Oil Sanctions: New Banking Architecture, Bypass US Dollar Trade” (İran’a petrol yaptırımını aşmak için AB, Rusya, Çin Planı: Yeni Bankacılık Mimarisi, ABD doları ile ticaretin devre dışı bırakılması) başlıklı makalesinde bunu Soğuk Savaş döneminde Sovyetlerle ticaret için kullanılan takas tekniğine benzetiyor.
İşte bu SPV sistemi, sadece İran ve AB arasında geçerli olmayacak, Çin ve Rusya da bunu destekleyecek doğal olarak.
Yani ABD’ye karşı ABİngiltere, Rusya ve Çin birleşti.
Gelişmiş bir takas sistemi olan SPV’ye göre, mesela İran Fransa’ya petrol gönderecek, bunun karşılığında mal aldığı bir İtalyan firmasına ödeme yapmış sayılacak.
Yapılan işlemler ABD’ye açık olmayacak.
Gerekli olduğunda dolar yerine avro veya sterlin kullanılacak.
YENİ BANKACILIK MİMARİSİ
Engdahl, aslında bu sistemin Haziran ayından itibaren kurulmakta olduğunu belirtiyor.
Haziran 2018’de İranlı ekonomist İsfendiyar Batmangelidj ile Alman iktisatçı ve Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan Avrupa Liderlik Ağı (ELN) politika belirleme üyesi Axel Hellman ortak bir rapor hazırladı.
Raporun adı, “Avrupaİran ve Ekonomik Bağımsızlık: ABD Yaptırımlarına karşı yeni Bankacılık Mimarisi” idi.
Rapora göre, bu yeni sistemin iki önemli sac ayağı olacak.
Bir tanesi, İran ile doğrudan iş yapan, Ana Kapı Bankalar (Gateway Banks). Bu bankalar, İran ve Avrupa Bankaları arasında SPV aracılığı yapacak. Bu bana Halkbank’ı hatırlattı, size de öyle geldi mi?
İkincisi de, Amerikan Hazinesi gibi işlev görecek, ama onun tersine çalışacak, yani ambargo değil yaptırımı delmek üzere işlev görecek bir ABYabancı Varlık Kontrol Ofisi (EUOffice of Foreign Asset ControlsOFAC) kurulması. Bu sistem de bir nevi sertifikasyon mekanizması olarak yasal İran ticaretini düzenleyecek.
Ana Kapı Bankalar’ın ABD’de hiç bir işi olmaması gerekiyor. Buna bir kaç tane örnek bulundu bile. Almanya’nın Landesbanks denen kamu bankaları ile İsviçre’nin özel EuropäischIranische Handelsbank (EIH).
ABD’nin eski CIA Başkanı, yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, NewYork’taki BM Zirvesi esnasında ABİran arasındaki SPV anlaşması konusunda çok sert ifadeler kullanmıştı: “Bu, dünya ve bölgesel barış açısından akla gelebilecek en olumsuz adımdır”
AB, 2012’de benzer bir finans saldırısıyla karşı karşıya kaldığında önlem alması gerektiğini anladı.
2012’deki olay yine İran konusundaydı ve Brüksel merkezli SWIFT sistemi Amerika’nın İran yaptırımı için en büyük kozu olmuştu.
O tarihten beridir AB, Rusya ve Çin,kendi SWIFT’lerini geliştirmeye çabalıyor.
Çin 2015’te CIPS yani China International Payments System (Çin Uluslararası Ödeme Sistemi) isimli programını geliştirmeye başladı. Ancak o tarihten sonra saldırıların da hedefi oldu ve borsa krizinden sonra CIPS sistemi güdük kaldı.
Rusya da benzer biçimde SWIFT yerine, henüz 300 Rus bankasının taşındığı alternatif Rus ödeme sistemi SPFS’yi (Finansal Mesaj Transfer Sistemi) kullanıyor.
Ayrıca yurtiçi ödeme sistemi Karta Mir’i, 2017’den sonra Çin ile ortak ticarette doları devredışı bırakan bir alternatif olarak kullanmaya başladı.
Ne Çin’in CIPS’i, ne de Rusya’nın SPFS’i, 6 trilyon dolarlık hacme sahip SWIFT’i tek başına aşabilecek kapasitede değil.
Ancak devreye SPV girdiğinde ve CIPS ile SPFS ile birleştiğinde, “birlikten kuvvet doğar” atasözü gerçek oluyor.
Ağustos ayında Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Handelsblat ekonomi gazetesine verdiği bir demeçte önemli şeyler söylemişti: “Avrupa, ABD’nin bizi adam yerine koymadan, aleyhimize yaptığı işlere daha fazla izin veremez. Avrupa’nın ABD’den bağımsızlığını güçlendirmek için, bir Avrupa Para Fonu ile SWIFT’e alternatif bağımsız bir ödeme sistemi oluşturmak şarttır”
Avrupa Trump’a karşı (aslında sayesinde) bağımsızlığını ilan etmekte giderek hızlanıyor.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von Der Muhl da, “SPV’nin uluslararası illegal dış yaptırımlara karşı Avrupa şirketlerinin hakkını koruyacağı muhakkaktır” dedi.
Avrupa’nın Çin ve Rusya’ya eklemlenen tavrı, dolar sisteminde büyük bir çatlağı da beraberinde getiriyor.
Doların sultasını kırmak için yeni yollardan bir tanesi de dijital/kripto paralar.
Blockchain teknolojisiyle geliştirilen paralar çoktandır kullanımda.
Çin ve Rusya da bu yönteme yatırım yapanlardan.
Rus meclisi Duma dijital paraların geçerli sayılması için yeni bir yasa taslağı üzerinde çalışıyor.
Zaten dünyada bu paranın mucitlerinden biri de Kanada doğumlu Rus Vitali Buterin.
Çin Halk Bankası (People’s Bank of China) da Chinacoin isimli bir para birimi üzerinde çalışıyor. Zaten halihazırda Çin’de kredi kartı kullanılmıyor. İnsanlar Wechat gibi (Whatsap’ın Çin versiyonu sayılabilir) uygulamalarla bankadaki paralarıyla doğrudan alış veriş yapabiliyorlar. ABD’nin zalim yaptırım ve terör saldırılarına maruz kalan Venezuela da, haftaya kripto para birimi Petro’yu satışa sunuyor.
Kripto/dijital para, Amerikan yaptırımlarını delmenin kısa vadeli bir yöntemi olabilir.
SPV’ye dönersek...
Bu arada tartışılan konulardan biri de Türkiye ve Hindistan’ın da sisteme katılması. Türkiye halihazırda İran’a yaptırımlara katılmıyor. Ama kriz ortamında panik halinde sıcak para arayışı işleri değiştirebilir. Sanırım yarın (27 Ekim Cumartesi) İstanbul’da düzenlenecek Türkiye, Almanya, Rusya, Fransa Zirvesi’nde en az Suriye kadar bu konu da gündeme gelecek.
TRUMP’TAN GERİ ADIM MI?
Bu arada yeni gelen bir habere göre, ABD, Avrupa’nın SPV kartı sonrası, SWIFT’ten İran’ı çıkartmayı erteleyecek.
Washington Examiner gazetesine göre, Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Brüksel merkezli SWIFT ile görüşmelerin sürdüğünü ve henüz kesin bir sonuca varılmadığını söyledi.
Examiner yaptığı analizde, Avrupa’nın Çin ve Rusya ile birlikte kararlı tutumundan korkan Trump yönetiminin, İran’a SWIFT musluğunu kesmekte geri adım atabileceğini belirtiyor.
Son bir not daha; Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Keçiang tarafından karşılanan Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Pekin'de ÇinJaponya Barış ve Dostluk anlaşmasının 40. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törene katıldı.
Abe, Çin Başbakanı Li'ye, "Rekabetten iş birliğine geçerken, JaponyaÇin ilişkilerini yeni bir döneme taşımak istiyorum. Japonya ve Çin komşu ve ortaklar. Birbirimiz için bir tehdit olmayacağız" dedi.
ABD müttefiklerinden olan Japonya’nın bu dönemde bu mesajı vermesi çok önemli.
Avrupa’dan sonra ABD’nin Asya’daki müttefiklerinden de çatlak sesler geliyor demek ki.
Tüm bunlara, Kaşıkçı cinayeti yüzünden zor durumda kalan, ABD’nin petrodolar velinimeti Suudi Arabistan’ı da ekleyin.
Veliaht Prens Selman’ın danışmanlarından Şark Ül Avsat gazetesi yazarı Türki elDahl, ABD’nin Suudi’lere yaptırım uygulaması durumunda Riyad’da hazırlanan 30’dan fazla karşı önlem arasında şu maddeyi de saydı:
“Kraliyetin kendisine ödemelerin dolar dışındaki bir para birimiyle yapılmasını şart koşması ve böylece doların hegemonyasının sonlandırılmasına yol açılması”
Çöken ABD emperyalizmi öyle bir anafor yaratıyor ki...
Avrupa, İngiltere, Japonya, Suudi Arabistan bile Rusya Çin mihverine kayıyor.
Bunlara Türkiye ve Hindistan’ı da ekleyin.
Yaklaşan Kasım patlar mı bilmem ama, Trump’ın şişkin egosunun fena patladığı kesin.