TARİKATLARDAN OY DİLENİYORLAR
İstanbul seçimlerinde başa baş oy alan Yıldırım ve İmamoğlu, şimdi tarikatların ve cemaatlerin oylarını garantilemek için yarışıyor, Doğu illerinden meleler taşıyarak seçmeni etkilemeye çalışıyor. Adaylar Ramazan ayındaki yoğun kampanya çalışmalarında bazen iki iftara birden katılıyor. Dinin bu ölçüde suistimal edilmesi karşısında, özellikle CHP yönetiminde 'laiklik kaygısı' taşıdığını savunanların sessizliği dikkat çekiyor
İstanbul Büyükşehir seçimlerinin Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu'nun Ramazan ayı boyunca seçim çalışmasını iftar yemekleri, ayetli mitingler, teravih namazları ile tam dindarlık yarışına dönüştürülmesi siyasette yeni bir tartışma başlattı.
YSK tarafından tartışmalı gerekçelerle iptal edilen ve 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, adayların propaganda çalışmalarını, Türkiye tarihinde görülmemiş bir biçimde iftar sofralarına ve teravi namazlarına kadar taşınmaları dikkat çekti.
Binali Yıldırım beraberinde eski bakan Mehdi Eker ile seçim çalışmaları kapsamında haftaiçi İsmailağa Cemaati'ni ziyaret etti. Ziyaret, cemaatin sosyal medya hesaplarında paylaşıldı, fotoğraflar yayınlandı. Ziyaretin Binali Yıldırım'ın hesaplarından paylaşılmaması ise dikkatlerden kaçmadı. Cemaatin internet sitesinde şu ifadeler yer aldı: “Eski Başbakanlarımızdan ve Cumhur İttifâkının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Sayın Binali Yıldırım Bey ve eski bakanlarımızdan Mehdi Eker Bey, çalışma arkadaşlarıyla birlikte, bu akşam yatsı namazı ve teravih namazlarını İsmailağa Camii'nde edâ ettiler. Namazın ardından cemaatle musafahalaşan kıymetli misafirlerimiz, vakfımızda cemaatimizin ileri gelen hoca efendileri ve vakıf heyeti ile bir araya gelerek hasbihâl ettiler.”
DOĞU'DAN DİN ADAMI TAŞIYORLAR
CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu da geçen haftaiçi İstanbul'da Doğu ve Güneydoğu'daki 'din alimleri ve kanaat önderleriyle sahur yapmıştı. Hem CHP hem de Ak Parti Kürt kökenli seçmenleri etkilemek amacıyla bölgeden yüzlerce din adamını İstanbul'a getirmek için yarış başlattı.
Aydınlık, bazı parti yöneticilerine ve siyasetçilere İstanbul seçimlerinde partilerin din üzerinden yürüttükleri propaganda çalışmaları ile ilgili görüşlerini sordu.
CHP’li, İyi Partili ve Vatan Partili yönetici ve siyasetçilerin açıklamaları şöyle:
'CHP’YE YAKIŞMAZ'
Eski CHP Milletvekili Şahin Mengü: Din insanların vicdanındaki kutsal bir duygudur. Tanrı ile kendi arasındaki bir ilişkidir. Bunun siyasi meta olarak kullanılması beni çok rahatsız ediyor. Yani, Tayyip Erdoğan ve ekibi yapıyor diye, CHP’nin de yapmasını çok yadırgıyorum. CHP’nin tarihinde dine saygı vardır, dine saygı çoktur ama din üstünden politika yapılması yoktur. Nitekim bizim ve devletin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün, “din insanların vicdanında bulunması gereken yerde kalmalıdır, siyasete alet edilmelidir” diye veciz bir cümlesi vardır. Bizim kurucumuz Atatürk’tür. Biz hiçbir şekilde insanların dini duygularıyla oynayarak oy isteyemeyiz. O bize, CHP’ye yakışmaz. Bu Tayyip Erdoğan’a yakışabilir, Adalet ve Kalkınma Partisine yakışabilir. Ama CHP böyle bir şey yapmamalıdır. Bunun halka yaklaşmakla, halka dokunmakla bir alakası yok. Halkın dini duygularına büyük saygı gösterirsin, ama sen kendi dini vecibelerini gizli yaparsın. Partinin ve devletin ikinci kurucusu İsmet Paşa Ankara’da kendi parasıyla cami yaptırdı, kimsenin haberi oldu mu? Kimsenin haberi olmadı. Biz de yıllar sonra Çankaya’daki caminin İsmet Paşa tarafından yaptırıldığı yıllar sonra öğrendik. Bizim kültürümüzde böyle bir şey yoktur.
'İKİSİNİN DE ÇÖZÜMÜ YOK'
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan: Vatan Partisi olarak dinin hangi düzeyde olursa olsun siyasete alet edilmesine karşıyız. Din insanların vicdanında olan bir şeydir. Özellikle, siyaset meydanlarında, seçim meydanlarında, iftar sofralarında, sahur sofralarında vatandaşın dini duygularını istismar ederek oy avcılığı yapılması tamamen sahtekarlıktır.
Hem sayın Binali Yıldırım hem de sayın Ekrem İmamoğlu sürekli bunu yapmaktadır. Bunun da sebebi şudur: İstanbullulara anlatacak siyasetleri, fikirleri, çözümleri olmadığı için din duygularını okşayarak bir çıkış bulmaya çalışıyorlar. Halbuki Vatan Partisi hem Türkiye'ye ilişkin siyasetleri ile hem de İstanbul’a ilişkin çözümleriyle gerçekleri vatandaşa getirmektedir. İnsanların dini duygularını istismar etmez. Öyle ki, bir çoğu oruç tutmayan, dini inancı bile şüpheli insanlar yalandan dualar etmekte, ellerini göğe kaldırmakta, iftarlar açmakta, sahurlarda pozlar vermekte. Bu millet ahmak değil. Mutlaka görüyor. Din sömürüsü ile Türkiye’nin varabileceği herhangi bir yer yoktur.
'ONLAR İSTİSMAR ETTİ BİZ DİNİN GEREĞİNİ YAPTIK'
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray ise Ramazan ayında seçim olursa iftara katılmak gibi çalışmaların yapılabileceğini söyledi. Ak Parti'nin dini istismar etiğini belirten Çıray “Muhalefet olarak biz dinin gereğini yaptık. İftarsa iftarımızı açtık” dedi. Dini önderlerle yapılan toplantılara değinmeyen Çıray “Sözde cemaat sözde tarikat ziyaretleri yapmadık” ifadelerini kullandı.
Çıray'ın açıklaması şöyle:
“Ramazan ayında seçim olursa, kampanya yürürse, dini bir takım iftarlar ve benzeri şeylerin olması doğaldır. Ancak önemli olan bunun aşırıya kaçmaması, din istismarına dönüşmemesi, sadece demokrasimize değil, dinimize de zarar verir hale getirilmemesidir. Ne yazık ki, çok uzun yıllardır sözde hacı hocalar siyasetle dini birbirine bilerek karıştırıyorlar. Ve zamanla, tarikat görüntülü kuruluşların içinde yer alan bu hacı hocaların çoğunun belediye rantından pay aldıkları ortaya çıktı.
Sizde çok iyi biliyorsunuz ki bizim dinimizde bidat günahtır. Bidat, uydurulan inanışlar, uydurulan ibadetlerdir. İbadetlere bid’at karıştırmak büyük günahtır. Hz. Peygamberimizden ve dört halifeden sonra dine şu veya bu nedenle sokulmuş bazı din dışı olayların yaşanmasını da gördük. Örneğin dün akşam (önceki akşam) Enderun Teravisi denilen bir teravi namazı kılındı, binlerce insanla. Bu esasen bidattır, yani günahtır. Bunun daha da ilerisi Diyanet İşleri Başkanı ile cami kapısında siyasi beyanatlar verilmiştir. Cumhurbaşkanı ile Diyanet İşleri Başkanı ne yazık ki, camiyi de siyasete alet ettiler. Hem beyanları hem de tutumları ile alet ettiler. Enderun Teravisi denen din dışı, dine sonradan girmiş bir Osmanlı Saray geleneğini millete din diye yutturmaya kalktılar. AKP’li Belediye Başkanları camilerin içinde kadınlara seçim propagandası yapıyorlar. Bu nedenlerle dinimiz hiçbir zaman AKP iktidarında olduğu kadar zarar görmedi. Ama bütün bunlar bir şeyi ortaya çıkardı. Laikliğin önemini ortaya çıkardı.
“(Adayların iftarlara katılması)Bunun partiler arası bir yarışa dönüştüğü görüşüne katılmıyorum. Burada gerçekçi olmak lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tutumu daha çok. Bizim onların İslâm’a verdiği zararı önlemeye çalışmamızdan ibaret. Mesela Sayın Yıldırım’ın İsmail Ağa Cemaati ziyareti görüntüleri din istismarı görüntüleriydi. Normal ile anormali ayırıt etmek lazım. Daha çok bu iktidar partisinin istismarcı kendi dünya görüşünden kaynaklanan bir durum.
Muhalefet olarak biz dinin gereğini yaptık. İftarsa iftarımızı açtık. Ama büyük gösterişler yüzlerce kişilik namazlar, camilerde seçim propagandaları, sözde cemaat sözde tarikat ziyaretleri yapmadık. Ondan sonra din sanki bir siyasi partinin tekelinde imiş gibi bir görüntüye muhalefet hiçbir şekilde girmedi. Bakın; lâik demokratik rejim yıkıldı. Şimdi yaşadıklarımız bunun sonucudur. Yaşadıklarımız sadece manevi alanda değil, başta ekonomi ve askeri olmak üzere tüm alanlarda bir yıkılışa doğru gitmemizin işaretlerini veriyor. Yani yıkılırken yıkıyorlar!”
İMAMOĞLU ŞEYH VE MELELERLE BULUŞTU
CHP'nin İBB Adayı Ekrem İmamoğlu seçim çalışmaları kapsamında şeyhlerle ve melelerle de buluştu. İmamoğlu 25 Mayıs günü programında önce Saadet Partisi'nin Şişli'deki iftarına, ardından Üsküdar'daki, Hakkı Savunanlar Platformu'nun düzenlediği iftara katıldı. İmamoğlu günü Bahçelievler'de şeyhlerle düzenlediği sahurla tamamladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Tekin Bingöl, Mehmet Bekaroğlu ve Gürsel Tekin'in de katıldığı Hakkı Savunanlar Platformu iftarında İmamoğlu, Kürt camiasının önde gelenleriyle ve melelerle buluştu. Burada yaptığı konuşmada İmamoğlu “Siyaset üstü bir dönem yaşıyoruz. Ramazan ayına denk geldi. Tüm dikkatimizle bu ayın maneviyatına aykırı düşmemek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Bunu tam tersini yapanlar da var ama toplum bunu ayırıyor. Hiç kuşkunuz olmasın. İyi dili, kötü dili ayırıyor” dedi.
Ekrem İmamoğlu'nun sonraki durağı Bahçelievler oldu. Burada düzenlenen sahur programında Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi'nden getirilen şeyh ve melelerle buluştu. İmamoğlu programı “Bahçelievler’de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden din adamları ve kanaat önderleriyle sahur programında buluştuk. Ramazan ayında misafir olduğumuz her sofrada olduğu gibi dilekler birliğimiz, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz için” mesajıyla paylaştı.
Sahur programına katılan şeyh ve meleler konuşmalarında İmamoğlu'nu partiler üstü İstanbul'un adayı olarak gördüklerini açıkladılar.
'CHP İDEOLOJİSİNİN DEĞİL İSLAMIN TEMSİLCİSİ OLUN'
Edinilen bilgiye göre Şeyhler şunları söyledi:
“Türkiye'nin de içinde yer aldığı İslam coğrafyası siyasi, iktisadi, dinikültürel, coğrafi her alanda derin bir işgale uğramıştır. Dersim örneğinde olduğu gibi 21 yüzyılda biz Kürtler hâlâ şehirlerimizin ismini kullanamıyoruz. Türkiye toplumunun mevcut siyasete ve siyasi partilere güveni sıfırlanmıştır. Türkiye'de her alanda büyük bir derin işgal sürmektedir. Bu anlamda biz İmamoğlu'nu herhangi bir partinin adayı değil partiler üstü İstanbul'un adayı olarak görüyoruz, İmamoğlu'ndan isteğimiz CHP'nin sığkısır ideolojisi değil İslamın İstanbul'un cihanşumul kültürün temsilcisi, İstanbul halkının partilerüstü beklentisine cevap olması.”
Sözcü Gazetesi Yazarı Saygı Öztürk 24 Mayıs günü yazdığı yazısında CHP ve Ak Parti'nin melelerle bir araya geleceğini yazmıştı. Öztürk, “CHP de, bölgede etkin 10 mele ve kanaat önderini İstanbul'a getirdi. Onlar da AKP'ye oy vermiş seçmenlerin, 'mağdur' edildiğini belirttikleri Ekrem İmamoğlu'na oy vermeleri için çaba gösteriyor. Seçim döneminde CHP'nin taşıyacağı mele ve kanaat önderlerinin sayısı 44'e ulaşacak. Ama bu, AKP'nin taşıdıklarının yanında 'Devede kulak'misali” demişti.
Aydınlık