Akşam Gazetesi'ne konuşan, 170 bin üyesiyle Türkiye'nin en büyük ikinci sivil toplum kuruşu konumunda olan Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Başkanı Gürsel Baran, pandeminin oluşturduğu negatif etkilerinin yanı sıra Türkiye için farklı fırsat kapıları da açtığını belirterek, "Dünyada tedarik zincirinin bozulması, Türkiye'nin coğrafi avantajının ön plana çıkmasını sağladı" dedi. Bunun sinyallerinin yabancı yatırımları anlamında görülmeye başladığını vurgulayan Baran, "Şu anda 2 büyük firma Ankara'da üretim için fizibilite yapıyor. Karar netleşir, bu fabrikalar kurulursa 2 bin kişiye istihdam sağlanacak" dedi.
Türkiye yılın ilk yarısında yüzde 21.7 büyüdü. Yılın geri kalınında da büyüme sürer mi?
2020 yılında dünya beklemedik bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldı. Ve Türkiye bugüne kadar gelinen nokta itibarıyla bu süreci iyi yönetti. Bizim ülke olarak problemlere karşı bağışıklık kazanmamız da süreçle başa çıkmamızda etkili oldu. Salgının ekonomideki etkileri tüm dünyada devam ederken, Türkiye bir yandan güçlü sanayi üretimi diğer yandan gelişen pazarlara yönelik ihracatıyla 2021'i de başarıyla tamamlayacağının sinyallerini vermiş oldu. Verilere bakınca yılı yüzde 78'lik büyümeyle kapatabileceğimiz anlaşılıyor. Göstergeler salgına rağmen, reel sektörün üretimden vazgeçmeme kararlılığını ortaya koyuyor. Pandeminin negatif etkilerinin yanı sıra ülkemiz için çok pozitif etkileri de oldu.
Nasıl pozitif etkilerden söz ediyorsunuz?
Pandemi bize çok şey öğretti. Dünyada tedarik zincirinin bozulması, Türkiye'nin coğrafi avantajının ön plana çıkmasını sağladı. Çin'den gelen malın Avrupa'ya gitmesiyle, Türkiye'den Avrupa'ya gitmesi arasında inanılmaz bir lojistik farkı var. Lojistikte yaşanan sıkıntılar ve Türkiye'nin coğrafi konumu dikkate alındığında, biz pandemi bittiğinde dünyada hiç beklemediğimiz bir noktaya gelebiliriz. İnanıyorum ki Türkiye, pandemi sonrasında yeni dünya konjonktüründe çok farklı ve önemli bir konumda olacak.
Sıra dışı bir yatırım dalgası mevcut
Pandemide ciddi kayıplar yaşayan sektörler var. İş dünyasından aldığınız sinyaller, pandeminin negatif etkilerinin azalmaya başladığına işaret ediyor mu?
Koronavirüs önlemleri kapsamında gerçekleşen kapanmalar hizmet sektörünü uzun bir sessizliğe soktu. Restoranlardan spor salonlarına, düğün salonlarından sinemalara kadar birçok alan faaliyet gösteremedi. Bu yılın bahar aylarından itibaren hareketlenme başlamıştı. Kısıtlamaların sona ermesiyle birlikte hizmet sektörü de faaliyete geçti. Koronavirüsle geçen sürenin zararını tamamı tazmin edilmiş olmasa da, salgın durgunluğunun yavaş yavaş sona ereceğine inanıyoruz.
Sanayi sektöründe son dönemde yatırımların hızlandığını görüyoruz. Üyelerinizde benzer bir tablo söz konusu mu?
Sanayi üretimi pandeminin başından bu yana gayet iyi gidiyor. Diyebiliriz ki pandeminin yükünü sanayi sektörü omuzlamış durumda. Son dönemde artan iç ve dış taleple birlikte, üretim yetmediği için sanayi tarafında ciddi yatırımlar olduğunu görüyoruz. Üyelerin üretim kapasitelerini yüzde 2530 artıracak sıra dışı bir yatırım dalgası olduğunu düşünüyorum.
Peki Ankara'ya yurtdışından yatırım geliyor mu?
Yurtdışından gelen yatırımlarla ilgili güzel haberler alıyoruz. Ankara'yla ilgili fabrika kurma ve önemli oranda istihdam sağlama doğrultusunda niyetleri olan 2 büyük firma var. Henüz isimlerinin açıklanmasını istemiyorlar ancak inşallah yakında bu konuda netice alacağız. Bu 2 firma Ankara'da toplam 2 bin kişiye yeni istihdam sağlayacaktır.
Piyasayı 50 firmanın fahiş fiyatı etkiliyor
Fahiş fiyat artışları ve gramaj hilesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Fahiş fiyat artışı sorununa genele yayılmış bir uygulama olarak bakmamak lazım. 500 firma içinde 50 firma fahiş fiyat uyguluyor. Ancak bu da neticeye tesir ediyor. Denetimlerin artmasıyla bu sorun çözülecektir. Bence denetim eksikliği var. Ticaret Bakanlığı Cumhurbaşkanımız'dan gereken mesajı aldı, gerekeni yapacaktır. Denetim mutlaka yapılmalı. Bu denetimler sonuncunda problemli firmalar cezalandırılmalı. Ve asla affedilmemeli. Nasıl olsa af var diyen rahat davranıyor. Elbette gramaj hilesi de var. 20 kişiden 2'si yapıyor ama kalan 18 kişiyi de yakıyor.
Yeşil Mutabakat'ın Türkiye'nin ticaretine bir blokaj yaratacağını düşünüyor musunuz?
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika'dan Paris İklim Anlaşması'nın onaylanacağına dair açıklaması Türkiye için oldukça önemli bir gelişme. Bu sayede AB ile gerçekleştirilecek serbest ticaret anlaşması gibi anlaşmalarda önümüz daha açık olacak. Ayrıca Yeşil Mutabakat, Türkiye'nin AB ülkelerine daha kolay ihracat yapmasına yardımcı olacak.
Şu anda Ankara iş dünyasının gündeminde neler var?
Bizim iki önemli gündemimiz var. Birincisi; 'markalaşma', ikincisi 'coğrafi işaretler'. İtalya'da bir parmesan peyniri var. Bir peynirden 2 milyar euro gelir elde ediyor. Bizim ülke olarak çok fazla değerimiz var ama bunları yeterince tanıtamamışız, tescil etmemişiz. Dünya çapında 200 milyar dolarlık bir pazar var. Biz buradan hakettiğimiz payı almıyoruz. Şu an Türkiye'nin yurtdışından tescil almış 7 ürünü var. Bunlar kesinlikle yeterli değil. Biz yakın zamanda Ankara Tiftiği'nin tanıtımını yaptık. Ondan önce Çamlıdere Hoşmerimi'nin tescili alındı. Sırada andezit taşı, Ankara Balı, Aspir Bitkisi var. Bunlar da işaretlenecek ve Ankara ekonomisine katkı sunacak.