“Harun bayıl. Bayılma numarası yap Harun!”1
“Harun inkâr et, sürekli inkâr et. Bahar gelecek Harun.”
“Harun bu soruları ezberle ki askeri okula gir. Kurmay subay ol sen Harun.”
“Harun katalogdan kendine bir eş seç. Evlenme vaktin geldi Harun.”
“Harun eşin ağustosta hamile kalsın. Ona göre şey edin Harun.”
Ah Harun ah!
Bayıl dendiğinde bayılacaksın, evlen dendiğinde evleneceksin. İçinden çıktığın milletin üzerine kurşun sık dendiğinde vicdanın sızlamadan sıkacaksın.
Sen busun Harun. Düşünmeyeceksin ve sorgulamayacaksın.
Küçük bir çocuktun, büyüdün.
Bedenin, duyguların, hareketlerin ve zihnin hep kontrol altında büyüdün.
Kendilerine bağımlı kılasıya kadar sana yardım ve hizmet ettiler. Üzerine titrediler. Değer verdiler. Ardından büyüdün.
Büyüdükçe daha fazla kullanıldın, sömürüldün.
Her denileni yapacak bir adam oldun sen.
Vicdanını ve aklını terk ettin.
Ülkemizde nice Harunlar, Fatmalar var bu durumda kalan.
Sıkıştıkça sıkışan…
FETÖ’nün aklı ve vicdanı ile kendi insanlığı arasında sıkışıp kalan…
***
FETÖ gibi yapılar eleman devşirmekte ve yetiştirmekte uzman.
Çocuklarımızı avlıyorlar. Bir yıl kadar kısa bir sürede kendilerine koşulsuz itaat eden mensuplarını yaratıyorlar.
Örgüt mensuplarının hayatının her noktasına karışıyorlar. Bireysel karar verme iradelerini yok ediyorlar. Örgütün inanç ve değerlerini katı bir şekilde dayatıyorlar.
Bu tür yapıların hem fiili hem de zihni yapılanmaları birbirine çok benziyor. Çünkü temelinde çeşitli istihbarat örgütlerinin gerçekleştirdiği zihin kontrol deneylerine dayalı çok tehlikeli psikolojik çalışmalar bulunuyor.
Önlem alınmıyor, denetimler eksik kalıyor. Çünkü çok güçlü siyasi destekleri var. Çünkü çok güçlü sermayeleri var.
Dini bir kılıf kullanıyorlar. Fakat bu yapıların illa dini bir görüntü arz etmesi gerekmiyor. Çeşitli politik (Move), psikoterapi/eğitim ve ticari (zenginlik hayali satan saadet zincirleri) tarzında yapılar da mevcut.
***
FETÖ gibi yapılara literatürde “kült örgüt” deniyor. Fakat bu kavram dilimize ve kulağımıza yabancı geliyor. “Tarikat” denilse tartışma hiç olmadık yerlere kayıyor. “Dinimsi örgüt” desek yine olmuyor. (Ne diyelim?)
Bu tür yapılar çeşitli “etik olmayan zihin kontrol yöntemleri” kullanarak kişiyi ailesinden, yakın arkadaşlarından uzaklaştırıyor. Güçsüz düşürerek telkine açık hale getiriyor. Cinsel veya ekonomik anlamda sömürüyor, köleleştiriyor. Kişinin hayallerine, geleceğine el koyuyor. Vicdanını, aklını, özgür iradesini çalıyor. Mesihlik, mehdilik iddiasında bulunan örgüt elebaşı ve örgütü asla sorgulanmıyor, eleştirilmiyor. Örgüt elebaşına çok büyük kutsallık atfediliyor.
FETÖ bizim açımızdan çarpıcı “ilk örnek vaka” oldu. Fakat dünya genelinde çok çarpıcı olaylar daha öncesinde yaşandı, yaşanıyor.
Örneğin Moon Tarikatı…
***
“Moon Tarikatı” kulağımıza çok yabancı gelen “kült örgütlerin” en çarpıcı örneklerinden bir tanesini oluşturuyor. ABD’de bulunan bu örgütün tam ismi; “Dünya Hristiyanlarının Birliği İçin Kutsal Ruh Cemiyeti”dir.
İstihbarat örgütleriyle işbirliği ve Japon organize suç örgütü “Yakuza” ile örgütsel bağı bulunuyor.
Örgüt elebaşı Sun Myung Moon’un yeni mesih olduğuna inanılıyor. Moon, dünya üzerinde bir krallık kurmak istiyor.
Üniversiteye yeni geçen, ortama yabancı, bunalımda ya da bir şeylerin arayışında olan insanlar avlanıyor. Eleman devşirmekte profesyonel olan şahıslar ile harekete geçiliyor. İlk temasta çok sıcak bir ilişki kuruluyor. Bu sayede hedef kişinin diğer sohbet davetlerini kabul etmesi sağlanıyor.
Hedef kişi bu örgüt mensuplarını “sevgi dolu, saygılı, idealist, düzgün, güvenilir” insanlar olarak tanıyor. Kendisine çok fazla ilgi gösteriliyor ve değer veriliyor.
Sohbetler ve kamplar sayesinde örgüte iyice bağlanıyor.
Haftada bir, ardından üç günlük sohbetler ve ardından bir aylık kamplar gibi faaliyetlere katılıyor. Bu süreçte bir sorun çıkarmadan uyum sağlarsa iki ay gibi bir sürede örgüte bağlanabiliyor.
Örgüt elebaşı hedef kişinin baba rolünü çalıyor, örgüt ise ailesi yerine geçiyor.
Ardından tarikatı için çok sevdiği bir şeyden vazgeçmesi isteniyor. Böylece kişinin eski hayatına dair bağlar tamamen kopartılıyor.
Ardından korkutmalar başlıyor. Dışarısı ölümcül, içerisi korunaklı gösteriliyor. “Amaca giden her yol mubahtır” düsturu aşılanıyor. Para kazanmak adına şakirtler sömürülüyor, din adına hayır sanıp para verenler kullanılıyor. Kimsesizlere, okuyan çocuklara yardım topluyoruz diye insanlar kandırılıyor.
Bu süreçte hedef kişinin ayrıntılı bir karakter analizi yapılıyor. Ailevi bilgilerinden okuduğu kitaplara, alışkanlıklarından korkularına, zaaflarına, işine, gelirine, hatta hoşlandığı karşı cinsin fiziksel özelliklerine kadar ayrıntılı bir fişleme dosyası hazırlanıyor.
Böylece kişi örgütün ağına iyice takılıyor. Bu ağdan kurtulmak istediğinde korkutuluyor, şantaja ve tehdide uğruyor.
Moon Tarikatı ve FETÖ arasında neredeyse hiçbir farklılık yok.
Fiili ve zihni örgütlenmeleri tıpatıp uyuyor.
Hatta FETÖ elebaşının CIA ilişkisinin 1983 yılında Moon Tarikatı’nın Türkiye’deki uzantısı Kasım Gülek üzerinden sağlanan irtibatla başladığı biliniyor.2
***
Suç işleyen örgüt mensuplarının fiili anlamda yakalanıp cezalandırılmaları çok önemli. Fakat FETÖ eski mensuplarının gerçeklerle tanışmaları, gerçekten pişman olmaları, bir araya gelip hem FETÖ’nün mevcut mensuplarını uyarmaları hem de milleti bilinçlendirmeleri çok daha önemli.
Vurgulayarak tekrar yazayım:
“Eski üyelerin anlatımları çok önemli. Bunların görünürbilinirkonuşulurtartışılır olması ise çok daha önemli.”
Vurgulayarak tekrar hatırlatayım:
“Sadece FETÖ ile kendimizi sınırlamadan geleceğe yönelik benzer tehditlerin tanınması ve gerekli önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Bu noktada toplum içerisinde eleştirel düşünme bilincinin yaygınlaştırılması ile ailelerin ve gençlerin bu tür tehlikeli yapıların eleman kazanma, örgüt içi eğitim ve kontrol yöntemlerine karşı bilinçli hale getirilmeleri büyük önem taşıyor. Bunun sağlanması için birçok devlet biriminin, üniversitenin, medya gibi kurumların eşgüdümlü hareket etmesi gerekiyor. Bu sayede topluma zararlı FETÖ ve benzeri örgütlerin tespit ve takibinden sorumlu bir merkezin kurumsal hale getirilmesi bekleniyor.”
1 https://veryansintv.com/fetocugoturulurkenarkasindanbagirdilarharunbayil/
2 TBMM, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, 2017, s.57.