2. görüş: İstiklal uğruna savaşmak, kongreye gelen gençlik temsilcilerinin ve "Ya istiklal, ya ölüm!" diyen Gazi Mustafa Kemal'in görüşü. Azınlıkta olan görüş buydu. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Türk gençliğinden de aldığı destekle çoğunluğu istiklal uğruna savaşmaya ikna etmeyi başardı.
"Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz ekaliyette (azınlıkta) kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya İstiklal, Ya Ölüm!" dedi. Üstün zekası ve hitabet yeteneği ile umut aşıladı, zafer aşıladı.
Emperyalist tehdit karşısında savaşa hayır deselerdi, şimdi yoktuk!
İstiklal uğruna ölmeyi göze alanlar sayesinde yaşıyoruz bugün.
Hangi savaşa hayır? Başkalarının topraklarını topraklarımıza katma amaçlı yani emperyalist savaşa tabii ki hayır,
bunu bölgemizde kim yapıyor:
ABD yapıyor, maşaları PKK, IŞİD yapıyor,
PKK ve IŞİD'in bölgemizdeki devletleri işgaline hayır!
ABD maşaları PKK ve IŞİD'in çıkardıkları yangın söndürülmezse o yangın yurdumuza ulaşacak , hepimizi yakacak,
Evinizin önünde yangın varken, bu benim yangınım değil demek aptalca değil midir?
O yangında bugünkü iktidara sahip olanların ihmali ve hatta payının olması, o yangının kendilerini de yakacağını nihayet görmeleriyle söndürülmesi yönünde irade göstermeleri karşısında acil olan o yangının söndürülmesi değil midir, yoksa okun yaydan çıktığı noktada siyasi polemiklerle kahraman ordumuzun moralini bozmak kime hizmet eder?
Yangının en fazla tehdit ettiği ülkeler, yangının çıktığı, çıkarıldığı Suriye, sıçradığı, söndürülmezse sıçramaya ve büyümeye devam edeceği İran ve Türkiye'dir. Bir yangın çıktığında nasıl ki komşunuzu , ev ahalisini sevip sevmemenizin önemi yoktur, öncelikli olan yangını söndürmekse bugün de komşularımızla birlikte bu yangını söndürmeye çalışmak en akıllıcasıdır.
Yangını çıkaran ve yangının büyümesinden yana olan ABD ile birlikte yangın zaten söndürülemez,
en güvenli bölge ABD'nin olmadığı bölgedir,
Bu yangın karşısında savaşa hayır demek, yangını söndürmeye hayır demektir, iyi niyetli insanları tuzağa düşüren emperyalist kaynaklı bir propagandadır, HDPKK'lı vekiller tarafından servis edilmiş, sorosçu, fetöcü hesaplarca yayılmıştır.
İktidara muhalefet edecek tonla konu vardır muhalefetinizi oralarda yapın, ancak Mehmetçiğe muhalefet edilmez.
Biz yıllarca ABD ile gizli anlaşma imzalayıp para karşılığında ABD'den izin almadan sınır ötesi harekat yapmama anlaşması yapan Gül'lere, Babacan'lara, BOP eşbaşkanıyım diyenlere muhalefet ettik.
Biz sınır ötesi operasyon yapılmamasına, ABD'den icazet alınmadığı için teröristlerin sınır ötesinden yurda girip mehmetçiklerimizi ve yurttaşlarımızı şehit etmelerinin önlenemesine isyan ettik, karşı çıktık. İktidara en büyük karşıtlığımız açılım ihanetiydi, HDPKK ile pazarlık süreciydi.
Geç de olsa sınır ötesi operasyonlar yapılması olumludur.
Şimdi de her kim açılım ihanetinin yeniden başlatılmasını savunuyorsa, terörle mücadele değil, müzakere edin diyorsa ona karşı çıkacağız.
Okyanus ötesinden gelip dilediği ülkeye terör gerekçesiyle giren, milyonları birbirine kırdırıp, yangın çıkartıp demokrasi! götüren ABD karşısında, en meşru hakkımız olan sınır ötesinden bizi tehdit eden terör örgütlerine müdahale etmemize karşı çıkmak savaş karşıtlığı değil, tam aksine savaş ve terörü besleyen ABD yandaşlığıdır.
PKK ve IŞİD'le savaşa evet! Suriye ile savaşa hayır!
Savaşmadan barış olmaz! Savaşmadan barış teslimiyettir o da Sevr Barışıdır, kan ve gözyaşı hiç bir zaman bitmez!
Savaşarak elde edilen barış kalıcıdır o da Lozan Barışıdır!
Savaşa neden olmamak için, savaş lobilerinin maşalarının yani teröristlerin imhası zorunludur!
O nedenle harekatların adının bile zeytin dalı barış pınarı vb. olmasıyla verdiği mesaj açıktır!
Daha önce bu harekatlar yapılmadığı için ödenen bedeller büyümüştür,
daha da büyümemesi için daha fazla gecikmeden yapılması ve yarım bırakmadan, tırlar dolusu silah götürecek terörist bırakmadan, ABD ve tüm maşaları temizlenene dek kökten yapılması zorunludur!