Terör örgütü üyeliğinden yargılanan Furkan cemaati lideri Alparslan Kuytul, Andımız’ı “bunların besmelesi buydu” diye hedef aldı. Kuytul, anadilde eğitim ve özerklik gibi taleplere de alimlerin karar vermesi gerektiğini söyledi.
Furkan cemaati lideri Alparslan Kuytul, Barzani’nin Rudaw kanalına konuştu. “Kürt sorunu” konusunda talepleri alimlere soralım diyen Kuytul, “Anadilde eğitim, yerinden idare, özerk bir sisteme geçilmesi gibi konularda İslam bunu kabul eder mi, etmez mi, yani Kürtler ne istiyorsa sorulsun” dedi. Andımız’ı da hedef alan Kuytul, “Biz de böyle bağırmadık mı çocukluğumuzda? Yalnız bunların besmelesi buydu. Türk’üm, doğruyum, çalışkanım… Bitirirken de sadakallahül azim der gibi ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyerek bitirirdiler” ifadelerini kullandı.
Kuytul'un Rudaw'a verdiği demeç şu şekilde:
Rudaw: Bu anlamda Türkiye gerici bir devlet midir? Çünkü Türkiye devleti, Türk ırkı ve milleti üzerinde bina edilip, kendisi dışındaki bütün milletleri yok sayan bir anlayış var.
“Yani eğer ırkçılık yapılıyorsa, ırkçılık yapan her devlet gericidir. Çünkü İslam’dan evvel ırkçılık vardı bu onu özlemektir. Aslında tarih boyunca ırkçılık İslam toplumlarında olmazı, Batı toplumlarında oldu. Batı toplumları önce imparatorlukları uğruna sonra da ırkları uğruna savaştılar. Önceleri imparatorcuydular, sonra ırkçı oldular. Bu işin çözümü herkes ırkçılığı bırakacak. Türk Türkçülüğü, Kürt Kürtçülüğü bırakacak. Herkes Ümmet anlayışına sahip olacak. Ama şimdi bu uzak hedef. Yakın hedef de, kısa sürede bu nasıl çözülebilir peki?
Şimdi Kürtler de Müslümanız diyorlar, Türkler de öyle diyor Araplar da öyle diyor. O halde şu ülkede yaşayan insanlar olarak baktığımız zaman kısa vadede çözümü, madem hepimiz Müslümanız o halde Kur’an hakem olsun dedim. Kur’an’ı iyi bilen, sünneti iyi bilen, dünya çapında âlimler yani Türkiye dışından olsun hatta. Çünkü Türkiye’dekiler tarafgir olabilir, öyle suçlanabilirler. Bir kısmı Türkçü olmakla suçlanabilir, bir kısmı Kürtçü olmakla. O yüzden Türkiye dışından âlimler toplansın, danışılsın. İslam’a göre bunun hükmü nedir denilsin.
Mesela Kürtler bu hakları istiyorlar, bu hakları vermemiz gerekiyor mu, vermeyebilir miyiz, vermek zorunda mıyız diye sorulsun. Anadilde eğitim, yerinden idare, özerk bir sisteme geçilmesi gibi konularda İslam bunu kabul eder mi, etmez mi, yani Kürtler ne istiyorsa sorulsun. Ama öncesinde Kürtler de, Kürt hareketine mensup olanlar da, Türkler de, devlet de söz verecekler. Âlimler ne derlerse, madem her ikisi de Müslümanlarmış o zaman herkes söz versin. Âlimler Kur’ana, Sünnete göre nasıl bir cevap veriyorlarsa, İslam’ın görüşü neyse ona uyacağız diye. Bu sözü versinler. Ondan sonra âlimler görüşünü açıklasınlar. Devlet de, Kürtler de onlara uysunlar. O zaman Kur’an hakemliğinde bir sulh olabilir, silahlar susar, kardeşlik olur. Çünkü Kürtler de, Türkler de müslüman.”
Rudaw: Hatırlarsanız “Andımız” çözüm sürecinde kaldırılmıştı.
“Kaldırıldı ama bunu yıllarca yapmadılar mı? Biz de böyle bağırmadık mı çocukluğumuzda? Yalnız bunların besmelesi buydu. Türk’üm, doğruyum, çalışkanım… Bitirirken de sadakallahül azim der gibi ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyerek bitirirdiler. Bunu niye yaptı devlet? Çünkü herkesi Türkleştirmek istedi ama olmadı yani o bir çimento değil. Herkese Türkleştiremezsiniz ama halk zaten Müslüman. Müslüman çimentosunu kaldırmasaydılar böyle bir soruna, böyle bir korkuya gerek kalmazdı.”
Rudaw: Seçimlerde oy kullanıyor musunuz?
“Yok, oy kullanmıyoruz. Yani bir yere varılacağına inanmıyoruz.
Rudaw: Yani bilinçli olarak boykot mu ediyorsunuz, yoksa başka bir gerekçeleriniz mi var?
Başka gerekçelerimiz var, boykot maksatlı değil. Seçim Peygamberi bir hareket tarzına uygun değil. Peygamberler Tevhid diyerek ortaya çıkarlar. Yani Türkiye’nin kalkınması, büyümesi gibi ideallerle ortaya çıkmazlar. Peygamberimiz, ben Büyük Arabistan devletini kuracağım, benim peşimden gelin demedi, ırkçılık yapmadı, ırk devleti kurmaya çalışmadı. Ya da devleti ben idare ederim demedi. O insanları İslam’a davet etti, Tevhidi anlattı. İnsanlara, Allah’tan başka ilahları reddedin, Allah’a kulluk yapın dedi. Partiler bugün bunu yapamıyor. Partiler laikliğe bağlı kalıp, yemin içmek zorunda. Partiler Kemalist olmak zorunda. Bu şekilde taviz vererek hiçbir peygamber hareket etmedi.”