Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile ilgili TBMM'de konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ABD'nin haksız yaptırım kararını şiddetle kınadığını söyleyerek, "Savunma Sanayii Başkanlığı Başkanı İsmail Demir, Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit, Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ve Grup Müdürü Mustafa Alper Deniz; sizlerle gurur duyuyoruz. Milletimiz ve devletimiz adına, 'Sizinleyiz, yanınızdayız.' diyorum." dedi.
Oktay, TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığının 2021 yılı bütçesini sundu.
ABD'nin yaptırım kararını 4 siyasi partinin imza koyduğu ortak bir bildiriyle kınayarak milli birlik beraberliği yansıtan TBMM'ye, bilhassa imza atan parti gruplarına şükranlarını sunan Oktay, bu haksız yaptırım kararını bir kez daha şiddetle kınadığını belirtti.
Oktay, "Savunma Sanayii Başkanlığı Başkanı İsmail Demir, Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit, Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanı Serhat Gençoğlu ve Grup Müdürü Mustafa Alper Deniz; sizlerle gurur duyuyoruz. Milletimiz ve devletimiz adına, 'Sizinleyiz, yanınızdayız.' diyorum." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, 18 yıldır "daha müreffeh yarınlar, daha güçlü Türkiye" idealine doğru emin adımlarla ilerlediğini dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki bu yolculuğun, gerektiğinde kendi göbeğini kendi kesen, gerektiğinde bedel ödeyen ama bağımsız politikalarını hayata geçirme konusunda asla taviz vermeyen büyük Türkiye yolculuğu olduğunu vurguladı.
"18 yıldır elde ettiğimiz başarıları, siyasi çekişmeler, belirsizlikler, istikrarsızlıklar içinde çırpınan bir parlamenter sistemle, ekonomide hatta ülke savunmasında bile dışa bağımlı bir Türkiye'nin gerçekleştirmesi mümkün müydü?" diye soran Oktay, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın tamamen temelsiz eleştirilerde bulunduğunu söyledi. Oktay, "Siz iyi hatırlarsınız aslında o günleri ama kimsenin o günleri hatırlamak işine gelmiyor. İstikrarlı bir Türkiye'yi mi istemiyoruz, onu anlamıyoruz biz." dedi.
Oktay, elini vicdanına koyan herkesin; gücü, tecrübesi ve ağırlığıyla bir dünya lideri olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde Türkiye'nin bölgesel güç haline geldiğini ve küresel güç olma yolunda ciddi yol aldığını kabul ettiğini belirterek, "İsteseniz de istemeseniz de siz de bunu bir gün kabul edeceksiniz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, önce yüce Meclisin sonra da halkın istek ve iradesiyle kabul edildiğini, herhangi bir kimsenin değil, Meclisin ve milletin irade ve kararına dayandığını hatırlatan Oktay, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, kuvvetler ayrılığına dayanan bir sistemdir ve demokratiktir. Siz bugün dahi bakanlar gelmediğinde 'Nerede bu bakanlar?', geldiğinde 'atanmış' veya 'seçilmiş' şeklinde kibirli yaklaşımınızla konuşmaya ve eleştirmeye devam edin. Milletin, Meclisin, verdiği kararı hazmetmemeye devam edin. Hiçbir şey değiştirmeyecek." diye konuştu.
"Denge ve denetim yok." eleştirilerine yanıt veren Oktay, şöyle devam etti:
"Yürütme olarak günlerdir yüce Meclisimiz önünde harcanan ve harcanacak her kuruşu kurala bağlıyor, açıklamasını yapıyoruz. Hesabını veriyoruz. Bu bir denge denetim mekanizması değil midir? Bu konuda sistem değişikliği öncesine göre farklı olan nedir? Yürütmenin de yasamanın da iradesi bağımsız mahkemelerce denetlenmemekte midir? Yürütmenin kararları idare mahkemeleri ya da Danıştay tarafından iptal edilmemekte midir? Görevini istismar eden kamu görevlileri adli yargıda yargılanmamakta mıdır? Kanunlar Anayasa'ya aykırı bulunduğunda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmemekte midir? Bu konuda hiç mi Resmi Gazete okumuyorsunuz? Daha bu sabah bir kanun yine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Ayrıca Anayasa'mız gerektiğinde yüce Meclisimize yürütmeyi fesih yetkisini de vermektedir."
"MUHALEFET, ÜLKENİN KARŞILAŞTIĞI TEHDİT VE ZORLUKLARI ALGILAMAKTAN UZAK"
Oktay, Türkiye'de bir rejim sorununun söz konusu olmadığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin rejimle değil, yürütme görevini yerine getirecek organlarla ilgili olduğunu söyledi.
Türkiye'de rejimin, kuruluşundan bu yana demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine dayandığını anlatan Oktay, "Rejim sorunu olsa olsa muhalefetin milletimizden gizli, kapalı kapılar ardında hazırladığı karanlık anayasa taslaklarında gündeme gelebilir. Bunun bizimle bir alakası yok." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle yürütmeye istikrar kazandırıldığını, ülkenin çok şey kaybettiği koalisyonlar batağının tekrar yaşanmasını önlediğini dile getiren Oktay, "Hazmedemediğiniz buysa biz ne yapalım? Oradan oraya savrulan memleket değil, devlet hiç değil, halkın verdiği muhalefet görevini dahi layıkıyla yerine getiremeyen muhalefetin ta kendisidir. Ne memleketi ne de devleti sorgulayın. Kendinizi sorgulayın." dedi.
Bu sırada bazı milletvekilleri Oktay'a laf attı, TBMM Başkanvekili Celal Adan milletvekillerini uyardı.
Muhalefetin, ülkenin karşılaştığı tehdit ve zorlukları algılamaktan uzak olduğunu söyleyen Oktay, 15 Temmuz'un herhangi bir terörist kalkışmanın çok ötesinde hain bir girişim olduğunu vurguladı.
Fuat Oktay, milletin emanet ettiği silahların, bir terör örgütü tarafından milletin kendisine doğrultulduğunun altını çizerek, "Bu, tarihimizde bir ilktir ve son olması için Anayasa'nın emrettiği ve izin verdiği şekilde olağanüstü hal ilan edilmesi zarureti doğmuştur. 20 Temmuz ve sonrası diye ifade ettiğiniz dönem, bu mücadelenin 15 Temmuz'dan sonra çok daha yoğun olarak başladığı tarihtir. Bundan niye rahatsız oluyorsunuz?" şeklinde konuştu.
Olağanüstü hal döneminde çıkarılan tüm kanun hükmünde kararnamelerin Meclise sunulduğunu ve uygun görülenlerin kanunlaştırıldığını anımsatan Oktay, OHAL dönemiyle sınırlı olarak kullanılan tüm yetkilerin, Anayasa'da öngörülen merciler tarafında, Anayasa'da öngörülen usullere göre yerine getirildiğini kaydetti.
"TEK ADAMLIK KAVRAMI TEK PARTİ DÖNEMİNİN KONUSU"
Yürütme yetkisi ve görevinin Anayasa'da gösterilen şekilde, seçilmiş ve millet iradesine dayanan devlet başkanı tarafından kullanıldığını hatırlatan Oktay, şunları söyledi:
"Ülkemizde 'tek adamlık' kavramı bugünün değil, tek parti döneminin, 1940'lı yılların şef dönemlerinin konusudur. Hafızalarınızı tazelemek istiyorsanız o günlere gidebilirsiniz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'mizde 'tek adam' değil istişare, katılımcı demokrasi, hızlı ve etkin karar alma mekanizmaları vardır. Biz bunları birer birer uyguluyoruz. Siz kendi içinizde bunları uygulayamıyorsanız bu sizin sorununuz, bizim değil. O 'tek adam' dönemleri, milli şefler, tek parti dönemleri ve güdümlü demokrasi ancak sizin genetik kodlarınızda mevcuttur ve bunlar tarihin karanlık sayfalarında kalmıştır. O sistemlere özlemi bırakın, bugüne dönün ve artık geleceğe bakın. Cumhurbaşkanımızı doğrudan milletimiz seçmiştir ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
Cumhuriyet'in 100. yılı olan 2023'e her alanda daha da gelişmiş şekilde ulaşmakta kararlı olduklarını belirten Oktay, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin, bu doğrultuda daha müreffeh Türkiye vizyonunu ete kemiğe büründürecek, hedefleri fiili neticelere dönüştürecek şekilde hazırlandığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Bütçemizi doğrudan milletimizin hür iradesiyle seçilmiş olan Cumhurbaşkanımızın, bağlı başkanlıklar, kurumlar, politika kurulları, ofisler ve tüm ilgili diğer birimlerle ahenk içinde çalışmasını temin edecek şekilde hazırladık." diye konuştu.
Bir milletvekilinin, "milletin, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifası sonrasında devletin hazinesinin, maliyesinin başında birileri var mı, yok mu anlamak için 27 saat beklediği" yönündeki sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti:
"Aslında bu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne olan güveninizin doğrudan ifadesidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aslında bir gün içinde bunların tamamını çözecek dinamizm ve güçte olduğunu bildiğiniz için bu beklenti içindesiniz. Öyle de oldu zaten. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde bakanlıklar değişebilir. Milletin verdiği yetki Cumhurbaşkanı'ndadır. Dolayısıyla bütün kararlar 27 saatte alınmıştır. İstikrar tüm kararlılığıyla devam etmiştir. Önceden, parlamenter sisteme şöyle bir bakın; aylar süren belirsizliklerden, kurulamayan hükümetlerden, karar verilemeyen sıkıntılardan şimdi toplam bir gün içinde her şeyin çözülmesini bekliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de zaten bunun için var ve gereğini de yapmıştır."
Fuat Oktay şunları da kaydetti:
"Onurlu ve bağımsız politikalarımızın sahadaki teminatlarından Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığımızla her bir projesiyle yine millî teknoloji hamlemize güç katan ve hiçbir yaptırımın engelleyemeyeceği, hızını kesemeyeceği Savunma Sanayii Başkanlığı bütçeleri de yine Cumhurbaşkanlığı bütçemizin içerisindedir."
Cumhurbaşkanlığı bütçesinin, toplumun her kesiminin beklenti ve hassasiyetleri göz önünde bulundurularak hazırlandığına işaret eden Oktay, bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı bütçesi için ayrılan her bir kuruşun, milletin menfaatleri yönünde kullanıldığını, bundan sonra da böyle olmaya devam edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığının bütçesinde artış görüldüğüne ilişkin değerlendirmeleri hatırlatan Oktay, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizle birlikte Cumhurbaşkanlığının yürütmenin merkezi haline gelmesi dikkatlerden kaçmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 51'i devralınan ve yeni kurulan birimlere aittir ve ödenek aktarma yoluyla ilgili kurumlara aktarılan kalemler bulunmaktadır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı bütçesinin 1,5 milyar lirasının İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarınca kullanılan barışı destekleme ve koruma hizmetlerine, 175 milyon lirasının acil destek giderlerine, 384 milyon lirasının ise Cumhurbaşkanlığı ofisleri bütçesine aktarılmak üzere ayrıldığını anlatan Oktay, barışı destekleme giderlerinde yüzde 50, hane halkına yapılan transferlerde ise yüzde 35 artış öngörüldüğünü kaydetti. Oktay, bütçe artışının gerekçelerini şöyle sıraladı:
"Kahraman Mehmetçiğimiz 780 bin kilometrekare vatan toprağında ve Libya'dan Suriye'ye, Bosna Hersek'ten Kosova'ya tüm gönül coğrafyamızda huzuru, güveni baki kılsın diye artırıyoruz. Dalgalandığı yerde ne korku ne de keder bırakmayan bayrağımız, dünyadaki mazlum ve mağdurlara umut olsun diye artırıyoruz. Bu, bize tarihimizin yüklediği bir sorumluluktur. Dünyanın dört bir yanında bayrağımızı ve Mehmetçiğimizi sevinçle ve dualarla karşılayan mazlumlar var. Libya, Somali, Bosna ve Suriye'de niye bulunduğumuzu anlamayanlar, bu bütçeyi niye artırdığımızı da anlayamaz. Barışı destekleme ve koruma hizmetlerine ayırdığımız her bir kuruş, Türkiye'yi bu bölgelerden kuşatmaya çalışanların gayretlerini boşa çıkarmak için yapılan harcamadır. Bundan sonra da bu alanda gerekeni yapacağız."
"DİJİTAL TÜRKİYE PORTALI'NA 2 MİLYARIN ÜZERİNDE GİRİŞ YAPILDI"
Dijital Dönüşüm Ofisi'nin, çağın ötesinde bir yaklaşımla kamu hizmetlerinin dijital ortamlarda en etkin ve verimli şekilde sunulması ve teknoloji altyapısının gelişimi yönünde çalıştığını aktaran Oktay, yarınların rekabetçi ekonomisinde var olabilmenin ancak zamanın ve şartların getirdiklerini doğru yorumlayan dinamik bir yönetişim anlayışıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Teknoloji altyapısının gelişmesi, kamu hizmetlerinin dijital ortamda sunulması ve bir bütün olarak çağın gerektirdiği dijital dönüşümü sağlamanın ve Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesinin öncelikli hedefleri olduğunu belirten Oktay, bugün itibarıyla 700 kuruma ait 5 bin 336 kamu hizmetinin, eDevlet Kapısı olarak bilinen Dijital Türkiye Portalı üzerinden sunulduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Kovid19 salgınının, telekomünikasyon altyapısıyla dijital kamu hizmetlerinin ne denli önemli olduğunu herkese bir kez daha gösterdiğini ifade ederek vatandaşların ihtiyaç duyduğu işlemlerin birçoğunu Dijital Türkiye Portalı üzerinden yapabilmelerinin, Kovid19'la mücadelede sosyal izolasyonun sağlanmasında önemli rol oynadığına dikkati çekti.
Oktay, salgın sürecinde seyahat izin belgeleri, pandemi sosyal destek başvuruları ve HES Kodu üretme ve listeleme dahil birçok kamu hizmetinin, dijital olarak sunulmaya başlandığını anlattı.
Sosyal yardım ödemeleri, emekli maaşları, kısa çalışma ödeneği ve doğum yardımı gibi PTT üzerinden yapılan kurum ödemelerine ait sorgulamaların da artık eDevlet üzerinden yapılabildiğini belirten Oktay, bu yıl 51,7 milyonu aşkın aktif kullanıcısı olan Dijital Türkiye Portalı'na 2 milyarın üzerinde giriş yapıldığını bildirdi. "turkiye.gov.tr" adresi üzerinden sunulan hizmetlerin mümkün olan en geniş kitleye ulaşabilmesi ve erişilebilirliğinin artırılmasına yönelik çalışmaların da yoğun şekilde devam ettiğini ifade eden Oktay, "eDevlet'te Engel Yok" projesi kapsamında hayata geçen Engelsiz Çağrı Merkezi'yle işitme engelli vatandaşların işaret dili bilen Çağrı Merkezi çalışanlarıyla görüntülü görüşme imkanına kavuştuğunu söyledi.
Oktay, diğer yandan Adrese Teslim Şifre Başvurusu Hizmeti'nin pilot uygulaması sonucunda, 65 yaş üstü olup daha önce eDevlet şifresi almayan vatandaşlara, başvurmaları halinde şifrelerinin evlerinde teslim edildiğini kaydetti.
Dijital dönüşümün, yalnızca kamu hizmetlerinin elektronik ortama aktarılması değil bürokrasinin azaltılması sonucunu da doğurduğunu anlatan Oktay, "Bu kapsamda 'sıfır belge' hedefiyle çalışmaları sürdürüyor, bürokrasiyi azaltarak kamu hizmetlerinin sunulma süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Yürütülen çalışmalar neticesinde 2018'de 3,47 seviyesinde olan kamu hizmeti başına düşen ortalama belge sayısını 0,17'ye kadar indirmiş durumdayız. Böylece hem kamu hizmetlerinin dijitalleşmesi hem de süreçlerin sadeleştirilmesi hedeflerimize her geçen gün daha da yaklaşıyoruz." dedi.
Dijital Türkiye Portalı'na entegre olan kurum sayısının 700'e, kayıtlı kullanıcı sayısının ise 51 milyon 732 bine ulaşmasının, kamuda dijitalleşmenin vatandaşlar tarafından ne denli olumlu karşılandığını ortaya koyduğuna dikkati çeken Oktay, şöyle devam etti:
"Gün boyu 'Ne yaptınız?' diye soranlar vardı ya, eDevlet'in sahip olduğu bu altyapıyı biz yaptık, biz. Evinizde oturduğunuz yerden, cep telefonundan, tabletinden rahatça yaptığınız o işlemler var ya, onun her birinde alın teri var. Vatandaşımızı rahat ettirme hedefimiz, gelecek vizyonumuz var. Dijitalleşme, yapay zeka, siber vatan var. Biz 'turkiye.gov.tr' gibi bir mega platform kurmuşuz. Kamu hizmetlerine hem güvenli hem de hızlı bir dijital kapı açmışız."
"ARAÇLARIM, 70 MİLYONDAN FAZLA KULLANILDI"
eDevlet'e ekledikleri kamu hizmetleriyle de yetinmediklerini, hizmetleri tek ekranda vatandaşın kullanımına daha etkili sunmanın peşinde olduklarını anlatan Oktay, haziran ayında eDevlet kapısındaki ilk bütünleşik hizmet olan "Araçlarım"ı kullanıma açtıklarını, bu hizmetin bugüne kadar 70 milyondan fazla kullanıldığını bildirdi.
Gelecek dönemde "Çalışma Hayatım", "İkametgahım" gibi daha fazla sayıda bütünleşik kamu hizmetini tek ekranda Dijital Türkiye üzerinden sunarak vatandaşların hayatlarını daha da kolaylaştıracaklarını dile getiren Oktay, bu çalışmaların kamu hizmetlerinin dijital mecralar üzerinden sunumunda Türkiye'yi en üst lige çıkardığına işaret etti.
Oktay, Türkiye'nin, temmuz ayında yayımlanan 2020 yılı Birleşmiş Milletler eDevlet Gelişmişlik Endeksi'ne göre, Çevrim İçi Hizmet Endeksi'nde 27. sıradan 22. sıraya, eKatılım Endeksi'nde ise 37. sıradan 23. sıraya yükseldiğini, 23 Eylül'de yayımlanan AB 2020 Yılı eDevlet Endeks Çalışmaları'nda ise Kullanıcı Odaklılık başlığında 36 ülke arasında 4. olduğunu paylaştı. Türkiye'nin, bu endeksin genelinde 26. sıradan 13. sıraya yükseldiğini aktaran Oktay, hedeflerinin bu tür endekslerde ilk 10 sıra içinde yer almak ve bunu sürdürülebilir kılmak olduğunu ifade etti.
"BÜTÜNCÜL DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ HAYATA GEÇİRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Dijital dönüşümün yalnızca bir teknoloji dönüşümü olmadığına, özünde insan ve iş süreçlerinin olduğu kültürel ve organizasyonel bir dönüşüm olduğuna değinen Oktay, şirketlerin dolayısıyla ekonominin sağlıklı ve gelişmiş olmasının yenilikçi fikir ve teknolojilere adapte olmaya bağlı olduğunu söyledi.
Otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojilerin oluşturacağı ekonomik fayda ve sosyal değişimler sonucunda gelecek 10 yıl içinde Türkiye'de 3,1 milyon iş imkanı artışı yaşanacağının öngörüldüğünü belirten Oktay, öngörülen yetenek dönüşümü gerçekleştiği takdirde en büyük yetkinlik gelişiminin 2030'da yüzde 63 oranıyla teknoloji yetkinliklerinde gerçekleşmesinin beklendiğini vurguladı.
Fuat Oktay, Yükseköğretim Kurulunun da bu yönde "Geleceğin Meslekleri" projesiyle lisans ve lisansüstü programlarını güncellediğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla desteklediği projelerle bakanlıklarımız ve tüm kamu kurumlarında dijital teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi ayrıca ekonomik ve sosyal refahın artırılmasına yönelik insan, iş süreçleri ve teknoloji unsurlarında bütüncül dijital dönüşümü hayata geçirmeyi sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin Türkiye'nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş dünyasına tanıttığını ve yatırımcılara Türkiye'ye yapacakları yatırımın her aşamasında destek verdiğini belirten Oktay, Ofisin özellikle teknoloji yoğun, katma değeri yüksek, nitelikli ve yüksek istihdam oluşturan yatırımların Türkiye'ye kazandırılması için çalışmalar yürüttüğünü ifade etti. Oktay, "Yatırım Ofisi, 20062019 yılları arasında toplam tutarı 23,3 milyar doları bulan yatırıma destek olmuştur. Bu yatırımlarla yaklaşık 48 bin kişilik istihdam sağlanmıştır." diye konuştu.
Oktay, Türkiye'nin 2019 yılında 576 milyon dolarlık yatırım kazanmasını sağlayan Ofisin, 2020 yılında ise salgın kaynaklı olumsuz şartlara rağmen 506,5 milyon dolar tutarında yatırım yapılmasına ön ayak olduğunu bildirdi.
Yatırım Ofisinin, bugün itibarıyla 17,6 milyar dolarlık yatırım tutarına sahip, yaklaşık 40 bin istihdam oluşturma potansiyeli olan toplam 173 yatırım projesini takip ettiğinin altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yatırım projeleri arasında otomotiv, kimya ve petrokimya, lojistik, bilgi iletişim teknolojileri ve elektronik gibi katma değeri yüksek sektörlere yönelik olanlar ön plana çıkmaktadır. Biz, sizin gibi 'Yatırım kimden, nereden geliyor?' diye ayırmayız. Ülke ayrımına, renk ayrımına, din ayrımına sermayede gitmeyiz. Irk ayrımına hiç gitmeyiz. Bu yatırımlar istihdam demek. Bu yatırımlar teknoloji transferi, 'know how' paylaşımı demek. Katkısıyla milletimize dönecek her türlü yatırım, özelikle salgın sonrası dönemde Türkiye'nin elini güçlendirecektir. Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz ilave reformlarla yatırım ortamını daha da iyileştiriyor olacağız."
BORSA İSTANBUL'UN YÜZDE 10'LUK HİSSESİNİN KATAR YATIRIM OTORİTESİ'NE DEVRİ
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisinin ise küresel finans piyasalarında Türkiye'nin önemli bir aktör olmasını sağlamak yönünde çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Oktay, Finans Ofisinin, özellikle İstanbul Finans Merkezi projesine odaklanarak varlığa dayalı finansmanı öne çıkaran "katılım finansı" ile "finans teknolojisi" ekosisteminin güçlendirilmesi için yoğun çaba sarf ettiğini dile getirdi.
Oktay, Borsa İstanbul'un Türkiye Varlık Fonu uhdesindeki yüzde 10'luk hissesinin Katar Yatırım Otoritesine satılmasıyla ilgili eleştirileri hatırlatarak, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde uluslararası yatırımcıları Türkiye'ye çekmek için azami gayret sarf ediyor ve aynı zamanda Türk yatırımcıların yurt dışında yatırım yapmalarını da destekliyoruz. Ülkemize değer katan dış yatırımcıları kendi iş insanlarımızdan ayırmadan ülkemizde iş yapmalarını kolaylaştıracak adımları attık, atıyoruz, atacağız da. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimiz, Türkiye Varlık Fonumuz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulumuz Türkiye'ye daha fazla doğrudan dış yatırım çekme yönünde çalışmalarını sürdürmektedir.
Uluslararası sermaye yatırımlarının hem yatırım yapan ülkeye hem de yatırım yapılan ülkeye ekonomik fayda sağladığı açık bir gerçektir. Katar Yatırım Otoritesinin geçtiğimiz günlerde Borsa İstanbul'a ortak olması, ülkemiz için bir kazanımdır ve bu iş birliği milletimize kazanç olarak dönecek bir iş birliğidir. Bundan korkmanıza, başka şeyler aramanıza gerek yok. Yapabiliyorsanız teşvik edin artırmak için."
"KILIÇDAROĞLU'NUN YANLIŞ HESAPLARIN UZMANI OLDUĞUNU SSK'DAN BİLİYORUZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milleti yanlış bilgilendirdiğini ifade eden Oktay, "Biz zaten Sayın Kılıçdaroğlu'nun yanlış hesapların uzmanı olduğunu SSK'dan biliyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu aynen şunu söyledi, 'Borsa İstanbul'un karlılık oranı yüzde 52, bu kar oranı ile satın alan fon, ödediği parayı 1520 ay sonra çıkaracak.' Ayrıca, 'Hiç mi vidadanız yok?" gibi de devam ettiğini hatırlıyorum. Bu nasıl bir matematik, nasıl bir hesap uzmanlığı?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 11 ay önce Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından 122,5 milyon dolara alınan yüzde 10'luk hissenin, önceki günlerde 200 milyon dolara Katar Yatırım Otoritesi'ne devredildiğini belirterek, Borsa İstanbul'un yüzde 10'luk hissesinin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası tarafından daha önce alındığında "Borsa elden gitti, öldük, bittik." şeklinde kimseden ses çıkmadığını ancak bu yüzde 10'luk hissenin Katar Yatırım Otoritesi'ne devrinde ses çıkmasını ise anlamakta zorlandıklarını söyledi.
Oktay, "Birilerinin sözcülüğünü mü yapıyorsunuz, ben anlamıyorum." dedi.
Borsa'nın yüzde 10 hissesine karşılık bu sene dağıtılan temettünün 10 milyon dolar olduğunu bildiren Oktay, "2 milyar dolar şirket değerlemesi üzerinden yapılan Katar Yatırım Otoritesi iş birliği, Sayın Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi 15 ayda değil ancak 20 senede kazanılacak kara karşılık gelmektedir bugünkü şartlarda. 15 ay nerde, 20 sene nerde? Bu nasıl bir hesap? Uzun süre muhalefete mahkum olunca artık ayları yıllarla karıştırıyorsunuz. Ben bunu anlıyorum." ifadelerini kullandı.
Fuat Oktay, daha önce benzer yöntemle Borsa'dan Amerikalı şirket Nasdaq veya Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasına yapılan hisse devirlerine hiç ses çıkarılmadığını da dile getirerek, "Size yatırımcı beğendiremedik gitti. Yatırımcıyı bir de getirdikten sonra gelip size mi beğendirmemizi istiyorsunuz?" diye sordu.
"MİLLETİN MENFAATLERİNE DÜŞMAN OLMAYI BIRAKIN ARTIK"
Katar Yatırım Otoritesi'nin, dünyanın en büyük borsalarından biri olan Londra Borsası'nın da yüzde 10,3'üne ortak olduğuna dikkati çeken Oktay, şöyle devam etti:
"İngiltere'de kimsenin çıkıp da 'Borsanın tapusunu şu ülke aldı, bu ülke aldı' diye sayıkladığını hiç görmedik. Dış yatırım, bir ülkeye duyulan güvenin somut bir göstergesidir ve bunu biraz ekonomi bilgisi olan herkes bilir. Milletimizin çıkar ve menfaatlerine düşman olmayı bırakın artık. Bir kere de sevinin, milletimizin hayrına atılan adımlara. Bir şeyin de ucundan tutun. 'Ne güzel' deyin, 'Daha fazla ne yapabiliriz? Biz de yapalım' deyin. Biz de o zaman muhalefet ve iktidar iş birliği nasıl yapılabilir bütün dünyaya gösterelim.
Bu satışı eleştirenler; ülkemize güven duyulmasından mı rahatsız oluyorsunuz? Ülkeye güven duyulmasa niye yatırım gelsin? Borsa İstanbul'un uluslararası bir değer olarak kabul görmesini mi içinize sindiremediniz? Bunu da anlamadık. Sizi burada rahatsız eden ne? Her şey açık, her şey seçik, her şey milletin önünde. Sizin ittifak görüşmeleri gibi de değil, sizin anayasa çalışmalarınız gibi de değil. Her şeyi açık seçik yapıyoruz. Niye rahatsız oluyorsunuz? Eğer bunlardan dolayı uykunuz kaçıyorsa daha çok uykunuz kaçacak."
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yine "kazankazan" ilkesini esas alan iş birliklerine imza atacaklarını ve doğrudan yatırımlarla Türkiye'ye değer katmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Türkiye Varlık Fonu'nun, kamu iktisadi teşebbüslerinin, modern yönetim yaklaşımıyla en iyi biçimde değerlendirilerek ekonomiye katkı yapmasını sağlamak üzere çalışmalarını sürdürdüğünü söyleyen Oktay, şunları kaydetti:
"Türkiye Varlık Fonu cari açığı azaltma, yurt içi tasarrufları artırma, özel sektörün girmediği stratejik sektörlere uzun vadeli sermaye çözümleri sunma ve portföyündeki şirketlerin değerini artıracak stratejiler üretme hedefleri çerçevesinde faaliyetlerini yürütmektedir. Adana İskenderun Körfezi'nde kurulması planlanan petrokimya kümelenmesi, AfşinElbistan Enerji Santrali gibi mega projeler Varlık Fonunun cari açığı azaltma yönündeki somut adımlarına sadece birkaç örnektir. İskenderun Körfezi'ndeki bu petrokimya kümelenmesi projesi, hem cari açığı azaltacak hem de bölgede ciddi oranda iş imkanı sağlayacak büyük bir adımdır. Önümüzdeki yıl, bu projede çok ciddi, önemli ilerlemeler sağladığımızı hep birlikte göreceğiz."