'nin güney sınırlarındaki tehdit nedeniyle Fırat'ın doğusuna başlattığı  harekatından düşman ülkelerin rahatsızlığı bir yana muhalif isimlerin de rahatsız olması dikkat çekti.

Özellikle geçmiş dönemlerde "'ya teşekkür etmeliyiz" diyen 'ın Trump'ın 'den çekilmesine karşı verdiği tepki, harekatı istemediğini gün yüzüne çıkarmış oldu.

.

Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı , Fatih Portakal'ın algı operasyonu yaptığını, operasyonu net bir şekilde istemediğini söylemek yerine dolaylı yoldan ima ettiğini yazdı.

Tuna, Portakal'ın Trump'ın çekilmesine bu derece tepki verirken, daha önce PKK'ya yapılan silah desteğiyle ilgili bir açıklama yapmadığına değinerek, "ABD'nin askerlerini Suriye'nin kuzey sınırından çekmesinden rahatsız olmuş gibi bir hali var. Anlaşılan o ki terör örgütünü yüz üstü bıraktığı için Trump'a intizar ediyor. Yoksa aynı Trump binlerce TIR silahla teröristleri teçhiz ederken ağzını açmamıştı. Şaştık mı? Hayır..." ifadelerini kullandı.

İşte Salih Tuna'nın Sinsi ve Kuru başlıklı o yazısı:
İran karşıymış, Suriye karşıymış, Rusya karşıymış, uzun lafın kısası herkes Barış Pınarı Harekatı'na karşıymış.
E'ee?
E'si, neden Trump'ın küstah açıklamalarına hak ettiği cevabı vermiyormuşuz.
Tuhaf değil mi?
Normal bir insan evladı herkesin bize karşı çıktığını sayıp döküp şekvacı olduktan sonra bir de şuna haddini bildirin falan demez.

USTURUPLU BİR ALGI OPERATÖRÜ
Lakin, yeni Samanyolu TV'nin Portakal'ı geçen günkü haber bülteninde böyle diyebiliyor.
Son derece sinsi bir algı operatörü tabi.

Barış Pınarı Harekatı'na karşı olsa da öyle CHP'nin Bekaroğlu'su veya İP'in Ümit Özdağ'ı gibi TOKİ projesi için Fırat'ın doğusuna askeri harekat yapılıyor diyebilecek kadar muvazeneyi dağıtmamış.
Tam aksine, hiç çaktırmadan algıyı zerk edebilecek kadar dikkatli ve "usturuplu" bir algı operatörü.
Bir de "kafam karıştı" diyor ki olursa o kadar olur. Aslında lafın düzünü etse "rahatsızım" diyecek ama dedim ya sinsi.
Zira, 'nin askerlerini Suriye'nin kuzey sınırından çekmesinden rahatsız olmuş gibi bir hali var.
Anlaşılan o ki terör örgütünü yüz üstü bıraktığı için Trump'a intizar ediyor. Yoksa aynı Trump binlerce TIR silahla teröristleri teçhiz ederken ağzını açmamıştı.
Şaştık mı? Hayır...
Sicilinde terör örgütü ile birlikte hareket eden "ABD'ye teşekkür etmeliyiz" ifadesi var. O vakitler "PKK'ya da teşekkür etmeliyiz" demişti hani.

Sorsan ne yandaşım ne de candaş der oysa tam bir propagandist. Hem de "Suç Erdoğan'ın değil, onu alt edecek bir lider çıkartmayan muhalefetin" diyecek kadar.
Entipüften konularda sureti haktan görünerek "prestij" edinmeye çalışıyor ki "bozgunculardan" yana tepe tepe kullansın.
MİT TIR'ları kumpasında Can'cıktan hiçbir farkı yoktu. FETÖ kumpası malzemelerini dönemin FETÖ kanallarından daha çok köpürtmüştü. FETÖ'cü medya mensuplarının da "muhalif" oldukları için tutuklandıklarını iddia etmişti. Zaten haber müdüründe de ByLock çıkmıştı.
Ergun Babahan sarhoşken de olsa Pensilvanya'ya hiç değilse bir kupa sokmuşluğu var, bunun o da yok.
Gelgelelim, Ergun Babahan firarda, bu sinsice sosyoloji zehirlemeye devam ediyor hâlâ.
Barış Pınarı Harekatı'na o ülke karşı bu ülke karşı lakırdıları da kuru yalandan ibaret.
 "Türkiye güney sınırındaki endişeleri konusunda her türlü hakka sahip" dedi.
Rusya derseniz, Sayın Başkan Erdoğan'ın dün Putin'le yaptığı telefon görüşmesinin ardından Rusya Federasyonu'nun yapıcı tutumunu takdir ettiğini söyledi.

GÖRÜŞLERİNİ ÇOK BEĞENDİĞİ EŞBAŞKANIN...
Türkiye'nin tavizsiz ve kararlı tutumu sonucunda ABD mahut terör örgütünü yüzüstü bırakmak zorunda kaldı.
NATO Genel Sekreteri de "Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları var. Korkunç terör saldırılarına maruz kaldı" dedi.
Sinsi ve kuru algı operatörünün her konuya atlayan "Sayın terli" kankası artık kulağının üzerinde yatmaktan vazgeçebilir.
Görüşlerini çok beğendiği terör örgütünün siyasi kanadının eşbaşkanı, terör örgütünün Fırat'ı geçerken Türkiye'nin mal mal bakacağını söylemişti.
Fırat'ı geçen Mehmetçik'tir.

Hadi artık mezvuya nasıl baktığını bilelim.

.