Her türlü pisliğe bulamış suç örgütü elebaşı Ayhan Bora Kaplan dosyası üzerinden Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP’ye yönelik kumpas ile ilgili soruşturma yargı boyutuyla araştırılmaya devam ediyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 15 Mayıs 2024 tarihinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söylemişti; “... Kimler FETÖVARİ gizli tanık taktikleriyle kendi karanlık düzenlerinin hâkim olmasını istiyorsa, onların o düzenlerini de başlarına yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz. Mülkiye Müfettişlerinin ilgili raporu kısa süre içinde tamamlanacak. Atılan her adımı, telefon kayıtlarını tek tek inceliyorlar. Hazırlanan bu raporu en ince ayrıntısına kadar kamuoyu ile de paylaşacağız. Ve gereğini yapacağız.”

RAPOR AÇIKLANMADI

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri o raporu tamamladı ve geçen hafta sonu Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na ulaştırıldı. Ancak beklenen açıklama yapılmadı.

Bu arada, “Bu dosya üzerinden Emniyet içindeki bir grup siyasete kumpas ya da Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP’ye darbe mi yapılıyor, yoksa mafya devlete operasyon mu çekiyor?” tartışması aldı başını gitti. Tartışma konularının ikisi de vahim...

Kesin olan bir şey var ki; Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü her türlü pisliğe bulaşmış bir yapıdır, bu örgüt ve bunlarla ilişkisi olan ister Emniyet ister yargı mensubu kim varsa ortaya çıkarılmalıdır.  İşin bir diğer yanı ise bu dosyanın siyasete kumpas kurmak için kullanılması tartışmasıdır. Bu boyutu da tüm yönleriyle açığa kavuşmalıdır.

Ancak, ortalığa saçılan ses kayıtları, gizli tanık yapılan kişilerin açıklamaları, gizli tanığın polis müdürü tarafından yönlendirilmesi, davada zorla gizli tanık yapıldığını iddia eden bir başkasının ifadesini geri çekmesi tartışmaları arasında gerçek kaybolup gidiyor.

‘TEMİZ ELLER’ DİYEN POLİS

Şu ana kadar devam eden soruşturma kapsamında, Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Organize Şube’den sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, Organize Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan, komiserler Ufuk Gültekin ve Metehan İlkyaz ile Mustafa Çatuk, Adem Koçan ve Ramazan Kubat tutuklandı. Polis müdürlerinin ve yardım eden sivillerin tutuklanma gerekçesi, “suçu suçluyu kayırma”, “tanığı etkilemeye teşebbüs” ve “göreve ilişkin sırrı açıklama” gibi basit suçlamalar. Tekrar sorayım, bu polis müdürleri, komiserler ve siviller suç örgütünün iki numarası Serdar Sertçelik’i “kayırmak için mi bir araya geldi?”

Eğer burada tutuklamaya kadar varan bir suç varsa yalnız bu isimlerle mi sınırlı?

Tutuklanan Sertçelik ile telefonda defalarca konuşan onu yönlendiren, ifadeye girecek isimler üzerinde konuşan, tutuklanmama garantisi veren hatta “MHP ile AK Parti ayrılıyorlar. Karşılıklı mesajlar verilmeye başlandı. Varsa MHP ile ilgili bir şey patlat geç” ve ‘“Bize Temiz Eller Operasyonu’nu sizin ellerinizle başlattığınız haberini verdiler. Oradan pay biç sen” diyen Şevket Demircan ifadesinde tüm konuşmalardan sıralı amirlerinin haberdar olduğunu söyledi.

SIRALI AMİRLERİN İSİMLERİ

Basında yer alan haberlere göre, Demircan savcılık ifadesinde, sıralı amirlerin kimler olduğu sorusuna da; Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, Organize Şube’den sorumlu il müdür yardımcısı Murat Çelik ve Ankara İl Emniyet Müdürü Engin Dinç ile davaya bakan mahkeme başkanı olduğunu söylemiş. Yine basına yansıyan haberlere göre, siyasi kumpasın diğer hedefi olan MHP ile ilgili konu hiç gündeme gelmemiş. Demircan’a “Varsa MHP ile ilgili patlat geç” sözleri ile ne amaçladığını, neden böyle bir cümle kullandığını soran olmamış. Hatta İçişleri Bakanlığı Müfettişleri de konunun bu yönüyle neredeyse hiç ilgilenmemişler.

FETÖ’CÜLER: ‘DARBE YOKMUŞ’

Konuyu takip edenlerin endişesi, konu soğumaya ve birkaç kişinin sorumluluğu ile sınırlı tutulmaya çalışılacak olmasında. Nasıl olsa bazı isimler bu “mafyanın devlete çektiği bir operasyon” yazı ve açıklamalarıyla kamuoyunu yönlendirmeyi başardı.

Hatta soruşturmanın başından itibaren kumpasın içinde olan FETÖ’cüler bile “Hükümete darbe yok” diyerek gündem belirliyorlar. Bunların başını ise Deniz Baykal’a kaset kumpasının parçası firari FETÖ’cü Cevheri Güven ile Alman istihbaratına sığınmış Erk Acarer bulunuyor. Hatta suç örgütü lideri Bora Kaplan da yargılandığı mahkemede “Hükümete darbe yok” demiş, FETÖ’cü Güven de gülücüklerle bunu paylaşıyor.

POLİS, 13 GÜN SONRA KAPLAN’IN İFADESİNİ FETÖ’CÜYE YOLLADI

Oysa Engin Dinç’in, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü iken tanıdığı, 2013’te İstihbarat Daire Başkanı olduğunda Siber Şube’ye getirdiği, sonrasında Mamak İlçe Emniyeti’ne sürülmesine rağmen, 1 Ağustos 2023’te Ankara İl Emniyet Müdürü olduktan sonra Narkotik Şube’ye geçirdiği, şimdi tutuklu olan Serkan Dinçer isimli polisin 7 Eylül’de gözaltına alınan Bora Kaplan’ın ifadesini ve dosyasını neredeyse mürekkebi kurumadan 20 Eylül 2023’te eposta üzerinden FETÖ’cü Cevheri Güven’e yolladığını unutmamak gerekiyor.

FETÖVARİ kumpası görmek isteyen, Ankara Emniyeti’nden FETÖ’cü Güven’e gönderilen ifadeye baksın...

Hatta bu olay ortaya çıktığında Ankara Emniyeti’nin polis memuru Serkan Dinçer’in el konulan dijital materyallerinde nedense bir delil bulamamasına rağmen savcılığın gönderdiği bilirkişilerin geriye dönük olarak FETÖ’cü Cevheri Güven’e yollanan belgelere ulaştığını hatırlamak gerekir.

Yani FETÖVARİ kumpas olup olmadığını anlamak isteyenler, korunup kollanan o polisin FETÖ’cü Güven’e suç örgütü Ayhan Bora Kaplan soruşturma belgelerini göndermesiyle ilgili dosyadan, hatta biraz öncesinden başlaması gerekiyor.Hürriyet