İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Adnan Oktar'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "nitelikli cinsel saldırı", "şantaj", "dolandırıcılık" gibi 24 ayrı suçtan 420 yıldan 871 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. "Fetullahçı Terör Örgütüne yardım" ile de suçlanan Oktar savunmalarında FETÖ'ye karşı olduğunu, Fetullah Gülen'i de birçok kez kötülediğini iddia etmişti. Ancak Oktar'ın Kandilli'de örgüt merkezi haline getirdiği villada ele geçirilen dijital materyallerde Fetullah Gülen'e 2015'de yazılmış mektup ele geçirildi. Word belgesi halindeki mektupta "HKİ" kullanıcı adıyla düzeltme yapıldığı belirlendi.
MAHKEMEDE KARŞISINA ÇIKTI
Ele geçirilen diğer delillerde "HKİ" kullanıcı adını, örgütün hukuk grubundan sorumlu Kartal İş'in kullandığı belirlendi. Didem Ürer ile olan WhatsApp yazışmalarında da Kartal İş'in "HKİ" kullanıcı adını kullanan kişi olduğu anlaşıldı. Mektupta düzeltme yapan Kartal İş'in, "Burada olaylar bu şekilde gelişince ve tavır alınınca hizmet hareketinin güzel çalışmaları da sekteye uğruyor, mantığında ekleme yapılsa uygun olur mu" şeklinde word belgesi üzerinde not aldığı tespit edildi.
"Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi" hitabıyla başlayan mektuba karşı Adnan Oktar'a mahkemede ne diyeceği soruldu. Oktar, daha önceki savunmalarında olduğu gibi, suçu yine İngiliz derin devletine attı ve mektubu bilgisayarlarına İngiliz derin devletinin yerleştirdiğini iddia etti. Ancak dava dosyasına giren birçok örgüt belgesi, Adnan Oktar'ın FETÖ'ye övgüler dizdiğini gözler önüne serdi.