Türkiye'nin büyük şirketleri sırayla kârlarını açıkladı. O kârlara bakarsak Türkiye'de vatandaşın belini büken bir kriz olduğunu iddia etmek çok zor. Bazıları için kriz, fırsata dönmüş gibi. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 200, 300, 500 artan kârlar...

Koç grubu, bu yılın ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre kârını yüzde 317 artırmış. En büyük kazancı, finans (banka) ve enerjiden (Tüpraş, Opet) elde etmiş.

3 KAT 5 KAT MAŞALLAH

Eskiden bir devlet kuruluşu olan Tüpraş, 2021'de döviz cinsinden hesapladığımızda 370 milyon dolar olan kârını, 2022'nin ilk 6 ayında 740 milyon dolara çıkardı. Yıl sonunda kabaca bir o kadar daha kazanacağını hesap edersek, sadece bu kuruluşun hem de dolar bazında kazancının bir yılda 4'e katlanacağını söyleyebiliriz.

Bankalar ise uçmaya devam ediyor. Bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın ilk 6 ayına göre tam 5 kat artış var. 33 milyar TL'den, 169 milyar TL'ye...

En büyük zincir marketlerden BİM, 2022'nin ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre kârını yüzde 96 artırdı. Migros da benzer bir kâr açıkladı. Diğer zincirlerin durumu da farklı değil.

Türkiye'nin dörtte birinin elektrik dağıtım ve satış tekeli olan Sabancı'nın yüzde 50 Alman ortaklı EnerjiSA'sı, 2021'de, 2020'ye göre kârını yüzde 120 artırdı. Diğer şirketlerin de kârları muhtemelen aynı oranda arttı.

HER YERDEN ISIRIYORLAR

Hepsi hem üreticiler hem de bireysel tüketiciler için zorunlu işler.

Arabanın kontağını çevirdiğimiz her an Tüpraş kazanıyor. En ballı özelleştirme. Neden? Özelleştirilmeden önce de Türkiye'nin en büyük ve en çok kazanan sanayi kuruluşu olan Tüpraş, bugün devletin elinde olsaydı, rafineri işini, maliyet ve yeni yatırımlar için gereken kazanç düzeyinde yapsaydı, acaba akaryakıt fiyatları bugünkü seviyede olur muydu? Siz buna özelleştirilen Petrol Ofisi'ni ve Petkim'i de ekleyin. Şimdi hayat pahalılığından yakınıyoruz. Ama o pahalılığın en önemli nedenlerinden biri olan akaryakıt fiyatlarına müdahale edemiyoruz.

Aynısı elektrik sektörü için de geçerli. Lambanın düğmesini çevirdiğimiz an, birilerine kâr yazıyor. Esnaf, sanayici, çiftçi... Hepsini elektrik faturaları çarpmış durumda. Elektrik dağıtım şirketleri 1015 yıl öncesine kadar devletindi. Zarar da etmiyordu. Neden özelleştirdik? Şimdi piyasaya nasıl müdahale edeceğiz?

Bankalar? 5 kat kârı nasıl yaptılar? Onların kârları uçarken, 24 milyon hektarlık tarım arazisinin 4 milyon hektarı son 5 yılda bankalara kredi karşılığı rehin verildi. 2 milyon 113 bin arazi sahibi, en önemli varlığını ipotek ettirmiş. Kredileri ödenemediği için bankaların el koyduğu fabrika, tarla, dükkan gibi taşınmazların sayısı 5 bine dayanmış. Vatandaşın ekmek teknesi, bankalar tarafından satışa çıkartılıyor.

Markete gitmeye korkar olduk. Her kasaya uğradığımızda bir poşete girenlere bir de cüzdandan çıkanlara bakıp, hayretler içinde söyleniyoruz. Rekabet Kurumu 5 zincir marketin ve bir grup tedarikçinin 'kartel' oluşturduğunu tespit edip ceza yazıyor. Ama bu devlere dokunmayan o küçük cezalar bile mahkemelerde sürünüyor da sürünüyor... Toplam 31 bin mağazaya ulaşan bu kartele, çoğu mağaza vasfında bile olmayan bin Tarım Kredi Marketiyle ayar vermeye çalışıyoruz. Et ve Süt Kurumu, o kadar küçük ve etkisiz ki... Zaten sütle, dolayısıyla süt ürünleriyle ilgili hiçbir faaliyeti de yok...

CERRAH HAZIR

Bu tablo, ameliyat tablosu. Devletin yeniden sahneye çıkacağı bir ameliyat. Sanayicinin, tüccarın, turizmcinin, esnafın, ücretlinin küçük bir azınlığa çalıştığı, cefanın halka, sefanın bir avuç azınlığa gittiği bu devir artık sürdürülemez. Sanayiciye, çiftçiye ucuz elektrik verilecek. Verilecek ki maliyetleri azalsın. Fiyatlar düşsün, çarşıpazar şenlensin. Tüccar, nakliyeci ucuz akaryakıt kullanacak ki, domates pazarda 25 lira olmasın... Bankalar... Onlar da düzenlenecek, hizaya sokulacak.

Bu ilişkilere devletleştirme dâhil müdahale etmeden, Türkiye'nin üretim devrimini başarmasının, halkın refaha ulaşmasının yolu yok. Hakça paylaşım, önümüzdeki ekonomik programın olmazsa olmazı. Bu aynı zamanda halkımızın güçlüklere dayanmasının da yolu. Halk cebinden kısıyor, devlet alacağı vergisinden kısıyor ama birileri bırakın kârdan kısmayı, gaza basıyor.

Cumhur İttifakı, bu cesareti tam gösteremiyor. Millet ittifakı deseniz, onlar sadece "5'li çeteye" takmış. Daha büyüklerini gözleri görmüyor. Ak Partii'den daha piyasacılar. Bir tek Vatan Partisi, cerrah önlüğünü giyecek cesarete sahip. Eldivenleri de taktık. 2023 seçimlerinde operasyona başlıyoruz...