BERNA BRIDGE

The Guardian gazetesinin yazarlarından Rachel Hall ve Amelia Gentleman’ın “Mükemmel Fırtına” spotuyla yayımlanan, Kraliçe’nin torunu, geleceğin Kralı Prens William ve Prenses Kate’in Karayipler gezisinde beklediklerini bulamadığı haberi birçok gazetede de yer buldu. William ve Kate’in gezide karşılaştıkları, büyük dedelerinin yaptığı köle ticareti için tazminat ve özür istemlerinden sonra Jamaika Başbakanının ülkelerini Cumhuriyet yapacaklarını yani Kraliçe’den, kraliyetten vazgeçeceklerini duyurması moralleri hayli bozdu.
Bir zamanlar güneşin batmadığı imparatorluk 1500’lerden başlayarak Afrika’dan topladıkları/avladıkları siyahileri yalnızca para kazanmak için Karayipler’deki kolonilerine, devasa şeker pancarı, pamuk, tütün çiftliklerinde (plantation) çok kötü koşullarda çalışmaları için köle olarak satan ve bu işten büyük kazanç sağlayan İngiliz, Hollandalı, Fransız ve Belçikalılar bu konuda yıllar geçtikçe zorda kalıyorlar. Avrupa ve ABD’yi saran, bitmeyen ırkçılık, saldırganlık, ikinci, üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görenlerin canlarına tak edince, bu etnik gruplar yüzyıllar önceden gasp edilen haklarını daha güçlü aramaya başladılar.

SÖMÜRÜLDÜKLERİ İÇİN ÖZÜR VE TAZMİNAT İSTİYORLAR

Sömürgecilik ve köle ticareti geçmişte İngiltere, Fransa, Belçika ve Fransa gibi ülkeleri refah içinde yaşattı. Ancak bu devletlerin, bu etnik gruplara ırkçı yaklaşımları ve sosyolojik açıdan ikinci sınıf vatandaş olarak muamele görmekten bıkan bu grupların filizlenen sesleri gün gelecek yıllara göre daha çok yükseliyor. Büyük dedelerinin yaptığı bu sömürünün bedelini şimdinin kuşakları ırkçı tutumları ödemeye başlıyor.

Bir zamanlar varsıllığı ve yüksek yaşam koşulları ile çok popüler olan Avrupa ülkeleri ve bu ülkelerin ayrıcalıklı yurttaşları olmaktan gurur duyanların torunlarının başı zamanla mahcubiyet içinde öne eğilecek çünkü bu varsıllığın temelinde başka halkları sömürünün olduğu iyice açığa çıkacak. The Guardian gazetesinin haberine göre de Karayipler gezisinin amacı Kraliçe’nin platin jübilesinde monarşinin değişen, genç yüzünü göstererek bu konudaki yaraları bir miktar sarmaktı. Ancak, Jamaika Başbakanı yaptığı konuşmada “Büyük sorunlar var. Bunlarla yüzleşmeden yol almak mümkün değil” diyerek tavrını ortaya koydu.

WİNDRUSH SKANDALI

Köle ticareti kadar Windrush Skandalı da Belize, Jamaika ve Bahamalar’da peşlerini kovaladı. Windrush Skandalı neydi? İkinci Dünya Savaşı sonrası temel işgücü, yani sokak, umumi tuvalet temizliği gibi işlerde çalıştırılmak için Windrush isimli gemiyle o zamanlar sömürge, yani İngiliz vatandaşı olan bu ülkelerden işçi olarak getirilen ancak sömürgelikleri bitince, bu ülkede 4050 yıl yaşamış, çalışmış, emekli olmuş, çocukları burada doğmuş, ülkeden seyahat için bile çıkmamış, yani pasaportları bile olmayan çoğu eğitimsiz, hepsi yoksul bu kişilere birkaç yıl önce “Siz Birleşik Krallık vatandaşı değilsiniz. Sağlık, eğitim her ücreti ödeyeceksiniz” diye onlardan büyük paralar istenmesi olayı. Literatüre bu ırkçılık ve acımasızlık “skandal” olarak geçti. Bu büyük paraları ödeyemeyen bazı kanser gibi ağır hastaların bu süreçte ölmesi…

IRKÇILIĞIN FOTOĞRAFI

Teller arkasında tutulan çocuklara Kate’in mesafeli bir el uzattığı fotoğraf bile ırkçılık hissiyatını pekiştiren bir durum oldu. Jamaika doğumlu, yazar, akademisyen Velma McClymont, “Büyükanne ve babalarım köleciliği kuşaklar öncesine kadar anımsayıp anlatıyorlardı ama bağımsız olduğumuzu düşünerek öldüler. Ancak, düşünün, 60 yıldır hala tam bağımsız değiliz, Britanya’nın bir uzantısı, monarşiye bağımlı bir bebek sömürgeyiz.” dedi.

The Guardian’a göre bazı diğer gazeteler bu gerçeği görmeyip, “Kate göz kamaştırıcıydı. Kalplere dokundu, tüplü dalış yaptı” gibi haberler verdi. Ancak Jamaika basınının böyle yazmadığını, monarşinin köle ticareti için özür dilemesi gerekliliğini yazdığını aktardı. Londra Üniversitesi’nden Philip Murphy ise bu konuya kraliyetin daha esnek baktığını ama hükümetin Brexit sonrası bu yumuşak gücü kaybetmek istemediği için daha kaygılı olduğunu belirtti. Murphy, “Dışişleri sömürgecilik ve köle ticaretinden gelen hassasiyetleri anlayamamakta” dedi.

BURNARD: KÖLECİLİK ANITLARI ZİYARET EDİLMELİYDİ

Murphy Black Lives Matter (Zenci Yaşamları Önemlidir) hareketi ve Meghan Markle’ın karşılaştığı ırkçılık hissiyatı ile Kraliyetin, Windrush Skandalı ile Hükümetin itibarının zedelendiğinin fark edilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Trevor Burnard da “Daha iyi bir yaklaşım, Kraliyetin bu gerçekleri fark ederek ve kendi sorumluluklarını bilerek bir özürle gitmesi olduğunu, tüplü dalış gibi turizmin yerine Kingston Körfezi’ndeki köle ticareti ile ilgili anıtlara gitmelerinin, şık giyimler yerine bu tür fotoğrafları paylaşmalarının olduğunu” belirtti. Burnard, “Charles 2’den William 4’e kadar Kraliyet ailesinin köle ticaretinin içinde olduklarını ve desteklediklerini kabul etmeleri gerekir.” diye ekledi. Pandemide de Birleşik Krallık’tan pek destek alamamalarının bu antipatiyi artırdığı belirtildi.
BBC’den Moya LothianMcLean de benzer noktalara işaret ederek Kraliyette bir güneşin daha battığının kabul edilmesi gerektiğini belirtti. Eski sömürgelerden oluşan, Common Wealth adıyla anılan topluluğun 54 bağımsız ve eşit üye ülkesi var. Bunlardan 15’i Kraliçe’yi kendi kraliçeleri olarak kabul ediyor, cumhuriyet olup, topluluğa üye olmak da bir seçenek. Geçen yıl Barbados cumhuriyete dönüştü.