Aslında Çarşamba’nın gelişi Perşembe’den belliydi. Bütün yollar o istikamete doğru akıyordu. Birleşmiş Milletler (BM) bile bu duruma göre hazırlanmıştı. Rima Halef teşkilatta, “Batı Asya Ekonomi ve Sosyal Komisyonu Müsteşarlığına” getirilmişti. Bu komisyon, Mart 2017’de İsrail’in Filistin halkına yönelik ırkçı uygulamalarını açıklayan ve daha da önemlisi belgeleyen bir rapor hazırladı. Bu gelişme önemliydi, çünkü İsrail’in ırkçılığı bir uluslararası belgede tescil edilecekti.

EMPERYALİZMİN SÜS BİTKİSİ!

Ancak devreye BM Genel Sekreteri, emperyalizmin süs bitkisi Antonio Guterres ile sözde ABD’nin ama özde İsrail’in BM nezdindeki temsilcisi olan Nikki Haley Hanımefendi girdi. Raporun mimarı olan Rima Halef’i zorla istifa ettirdiler. Guterres’in bir Bilderberg gülü, Bayan Haley’in ise İsrail katliamlarını alkışlayan bir ruh zenginliğine (!) sahip olduğunu ekleyelim. Konunun bizi de doğrudan ilgilendiren bir tarafı var! Kıbrıs sorununda Guterres adlı süs bitkisinin tuzağına düşersek, bir felakete sürükleniriz.

BÜTÜN YOLLAR IRKÇILIĞA ÇIKAR!

ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararından sonra, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son yayımladığı İnsan Hakları Raporu yaklaşan fırtınanın habercisiydi. Bu raporda ilk kez “işgal altındaki Filistin toprakları” ifadesi yer almadı. Filistinlilere yönelik insan hakları ihlalleri “itham” olarak tanımlandı.

Almanya’nın önceki Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, İsrail ile ilişkilerde belirli dengeleri her zaman gözetti. Ancak yeni Bakan Heiko Maas kendini İsrail’e adamış görünüyor. Demeci şaşkınlık yarattı: “Almanya’nın demokratik Yahudi devleti İsrail için taşıdığı sorumluluk ve İsrail ile içerisinde bulunduğu dayanışma, İsrail’in güvenliğini savunmak ve antisemitizmle mücadele, dış politik koordinat sistemimizin merkezinde bulunuyor.” İngiltere zaten İsrail’in ruh ikizi! Yanardöner Macron da gözönüne alındığında, Avrupa’nın da ırkçı devlet için hazır hale getirildiği anlaşılıyor.

NASRETTİN HOCA DOKTRİNİ!

BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olan Avrasya güçleri Rusya ve Çin bir denge oluşturabilir miydi? Netanyahu canı sıkıldığı zaman çay içmeye Rusya’ya gidiyor. Mehmet Yuva Hocamızın belirttiği gibi, dış politikada, “Sen de haklısın!” şeklinde özetlenebilecek “Nasrettin Hoca Doktrinini” uygulayan Rusya’nın pek de ciddiye alındığını düşünmüyorum. Çin ve İsrail arasında özellikle savunma sistemlerinde teknoloji transferi konusunda özel anlaşmalar olduğu yazılıp çiziliyor. Zaten Çin, öncelikle kendi kalkınmasını merkeze koyuyor. Her olayda öncelikle bu konuyu siyasetinin temel parametresi yapıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür!” derken tepeden tırnağa haklıdır. Kendi çıkarlarına göre kararlar alan ya da karar alınmasını engelleyen beş ülkenin tahakkümünden dünya mutlaka kurtarılmalıdır. Çünkü bu sistemin ilk kurbanları sahipsiz olan Müslüman ülkeler ve Müslümanlar olmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana dünya her yönüyle değişmiştir. Ama bu başka bir yazı konusudur. Fırsat olursa bu konudaki düşüncelerimizi naklederiz.

İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR

Küresel gelişmeler tabii ki önemli rol oynamıştır. Ama İsrail’i ırkçı devlet olmaya ve buna yasal bir statü kazandırmaya iten en büyük neden İslam dünyasının kendi içindeki bölünmedir. Ayrıca, ne yazık ki Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi önemli Arap ülkeleri İsrail merkezli emperyalist politikalara payanda olmuştur. Bu ülkelerin liderleri, açıkça ABD ve İsrail’in çıkarları ile yüzde yüz örtüşen adımlar atmaktadır. Bu insanlık ayıbının en büyük sorumlusu onlardır. HaçlıSiyonist ortaklığın Müslüman yardakçıları olarak tarihteki yerlerini almışlardır.

DÜNYA ISINIYOR...

ABD’yi arkasına alan İsrail göstere göstere dünyaya ırkçılığı dayatıyor. Dünya Ortaçağ’a doğru sürükleniyor. ABD ve Avrupa’da insan hakları ve demokratik değerler çöpe atılıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı, “Bizim genlerimizde ırkçılık var!” diyor. Almanya’da Türk ve Müslümanları hedef alan ırkçılık davası fiyasko ile sonuçlanıyor. Jeopolitik dünyaya geri döndü. Dünya büyük bir hesaplaşmaya hazırlanıyor. Bu büyük kapışmaya hazır olmayanlar ayaklar altında ezilecektir.

Soner Polat