Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Kulübü, yine bir skandala imza attı. Ticaret Bakanlığı'nın bünyesindeki Reklam Kurulu'nun internet üzerinden satış yapan sitelerde LGBTİ+ ve gökkuşağı temalı ürünlerin ''+18'' ibaresiyle satışa sunulması yönündeki kararı sonrası Boğaziçi LGBTİ+ adlı üniversite kulüp bir açıklama yayınladı. Açıklama ''7 yaşımızdayken de 70 yaşımızdayken de lubunyayız'', ''LGBTİ+ çocuklar vardır'' gibi akıl ve bilim dışı ifadelere ilk tepki Türkiye Liseliler Birliği'nden geldi. Türkiye Liseliler Birliği, internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamada ''Çocuk LGBTİ YOKTUR, çocuk istismarı vardır. Ülkemize, etnik, mezhepsel, cinsel ve her türlü kimlikçi bölünme, ‘demokrasi ve insan hakları' adı altında dayatılmıştır'' dedi.
Boğaziçi LGBTİ kulübünün daha önce İstiklal Marşı'mızla dalga geçme hadsizliğinde bulunduğunu hatırlatan TLB, açıklamada ''Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Topluluğu, ''Çocuk LGBTİ Vardır'' diyerek yeni bir hayasızlığa imza atmıştır'' ifadelerine yer verdi.
TLB açıklamasında çarpıcı örneklere de yer verdi. Ticaret Bakanlığı'nın aldığı kararın LGBTİ dayatmasına ve özendirmesine karşı yerinde olduğunu vurgulayan TLB açıklamayı şu sözlerle sürdürdü: ''Emperyalist endüstri, LGBTİ temalı ve cinsiyetsiz (unisex) ürünlerle, bu çürümeyi bize dayatmaktadır. Çizgi filmlerde 11 yaşındaki çocuk karakterleri yaşına uygun olmayan eşcinsel ilişkilere sokmaktadır. Özellikle giyim alanında açık bir LGBT özendirmesi, hatta dayatması söz konusudur. Küçük çocuklarımızın ''Çocuk LGBTİ'' adı altında ''meşru'' tecavüzlere uğramasına karşıyız, gelecek nesillerin çürütülmesine karşıyız, aile kurumunun bozulmasına ve yok edilmesine karşıyız ve bu sapıklığa geçit vermeyeceğiz!''
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
LGBTİ Çocuklar Yoktur, Çocuk İstismarı Vardır!
Daha önce de İstiklal Marşı'mızla dalga geçme hadsizliğinde bulunan Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Topluluğu, ''Çocuk LGBTİ Vardır'' diyerek yeni bir hayasızlığa imza atmıştır.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Çocuk LGBTİ YOKTUR, Çocuk İstismarı Vardır.
Amerikan emperyalizminin başını çektiği küreselleşme ve ulus devletleri yok etme süreci kapsamında ülkemize, etnik, mezhepsel, cinsel ve her türlü kimlikçi bölünme, ''demokrasi ve insan hakları'' adı altında dayatılmıştır.
Bu neoliberal iklimle;
Terörün adı ''demokrasi'',
Fuhuş tecavüzünün adı ''seks işçiliği'',
Türkiye düşmanlığının adı ''insan hakları'',
Çocuk tecavüzünün adı ''cinsel tercih özgürlüğü'' olmuştur.
Milletimizi bin yıllardır var eden; aile, bayrak, vatan, ahlak, erdem, fedakarlık gibi her türlü birikim ve değer, ''eski, çağ dışı'' ilan edilerek hedef alınmıştır. Bu emperyalist taarruza karşı koyan herkes ''faşist''likle itham edilerek bastırılmaya ve sindirilmeye çalışılmıştır.
''Toplumsal cinsiyet'' adı altında kadın ve erkeğin dışında onlarca cinsiyet uyduran, LGBTİ dayatmasına dönüştüren bu çürümüş hareket, pedofiliyi de bir ''cinsel kimlik'' kılıfına bürümüş ve son yıllarda çocukları hedef almaya başlamıştır.
Eşcinsellik tarihi, kadının kafeslere kapatılması tarihidir.
Eşcinsellik tarihi, çocuklara tecavüz edilmesi tarihidir.
Köleci Antik Yunan'da, Köleci Roma'da ve toplumların çürümedağılma dönemlerinde artan eşcinsellik göstermiştir ki eşcinselliğin arttığı toplumda kadınlar aşka layık görülmemiş, toplumun dışına itilmiş, oğlanlara ve kız çocuklarına tecavüz edilmiştir.
Bu çürüme hareketi, erkeğe anne, kadına baba diyecek çocuklar istemektedir.
Bu çürüme hareketi, ''çocuğun cinsel tercihi'' diyerek evlerde tecavüz edilecek çocuklar istemektedir.
Şu örnekler çarpıcıdır:
İngiltere'de bir okulda özel gereksinimli 17 öğrenci cinsiyet değiştiriyor. Sayının yüksekliği üzerine soruşturma yapılınca , kulda görev yapan bir öğretmenin otizmli çocuklara “yanlış cinsiyettesin” telkini uyguladığı ortaya çıkıyor.
Los Angeles'taki Onur Yürüyüşü'ne, 7 yaşındaki sözde ''trans çocuk'' öncülük ediyor. Böyle bir şey mümkün müdür?
Brezilya'da bir lezbiyen çift, erkek çocuklarının sözde ''cinsel özgürlüğü'' için cinsiyet değiştirme ameliyatı yaptırıyorlar ve cinsel organı kesilen 9 yaşındaki çocuk ölüyor. Bu özgürlük değil vahşettir!
Herhangi bir çocuğun fotoğrafını çekmek ve yayınlamak abesken ''LGBTİ Çocuk'' adı altında çocuklarımız soyuluyor, yürüyüşlerde fotoğrafları çekiliyor ve dünyaya servis ediliyor.
Emperyalist endüstri, LGBTİ temalı ve cinsiyetsiz (unisex) ürünlerle, bu çürümeyi bize dayatmaktadır. Çizgi filmlerde 11 yaşındaki çocuk karakterleri yaşına uygun olmayan eşcinsel ilişkilere sokmaktadır. Özellikle giyim alanında açık bir LGBT özendirmesi, hatta dayatması söz konusudur. Ticaret Bakanlığı'nın çocuklara yönelik LGBTİ ürünlerini ve çocukların oynatıldığı LGBTİ reklamlarını 18+ ibaresiyle sınırlandırılması çok doğru ve yerindedir.
Milletimizin geleceği olan çocuklarımız, hayaller kuracak, oyunlar oynayacak, spor, sanat ve bilimle ilgilenecek küçük, saf ve temiz çocuklarımız, ''lezbiyen çocuk, gey çocuk, trans çocuk'' gibi cinsel kimliklerle etiketlenmeye ve cinsel objeye dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Çocuk dünyasında böyle bir şeye kesinlikle yer yoktur!
Sözde ilericilik adına, sözde bilimsellik adına bu sapıklık meşrulaştırılamaz.
Bilimsel çocuk gelişim kuramlarının yanı sıra, aklımız, mantığımız ve vicdanımız da bu gerçeği söylemektedir.
Küçük çocuklarımızın ''Çocuk LGBTİ'' adı altında ''meşru'' tecavüzlere uğramasına karşıyız, gelecek nesillerin çürütülmesine karşıyız, aile kurumunun bozulmasına ve yok edilmesine karşıyız ve bu sapıklığa geçit vermeyeceğiz!
''İlkem, Küçüklerimi Korumak...'' andıyla büyüyen Türkiye Liseliler Birliği olarak bu sapıklığı kabul etmiyoruz.
Türk gençliğinin ve milletimizin vicdanına sesleniyoruz:
Arkadaş!
Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın!