Çoğunluğun aksine bazı ekonomistler dolar kurundaki artışın suni ve operasyonel olduğunu uzun süredir belirtiyor. Bunlardan birisi de Necmettin Batırel oldu. Türkiye gazetesi yazarı Necmettin Batırel, geçtiğimiz ay Türkiye gazetesinde kaleme aldığı yazısında, 'Dolar paraşütsüz düşecek. Olanın serveti mum gibi eriyecek' ifadelerini kullanmıştı. Ünlü ekonomist, doların tam 6 lirayı geçen düşüşünün ardından yeniden gündeme oturdu.
İşte Batırel'in o çok konuşulan yazısı:
Döviz cephesinde kurlar yüksek seviyelerini koruyor. Zira Merkez Bankası son politika değişikliği ile artık cari açığı hedef aldı. Amaç kurları serbest bırakarak ihracatı arttırmak. Cari açık, bir ülkenin dünya ile olan ekonomik ticaretinde ithalatının (faiz ve kâr transferleri giderlerinin), ihracatından (dış yardım, doğrudan yatırım işçi dövizi gelirlerinden) yüksek olması demektir. Türkiye’de cari açığın temel belirleyicisi ticaret açığıdır. Bu nedenle tartışmalar genellikle bunun üzerine yoğunlaşmaktadır. Cari açık, ya daha önce biriktirilen kaynaklar (yani rezervler) kullanılarak, ya da yurt dışından kaynak ödünç alınarak (borçlanma ihaleleriyle) karşılanır. Bu kaynaklar portföy yatırımları (sıcak para) ve dış borçlanmadır. Bir ülke dışarıdan ödünç alınan kaynakları kullanarak bir süre için gelirlerinin üzerinde bir harcama yapabilir. Ancak bu borçlar bir süre sonra geri ödenecektir. İşte problem o zaman ortaya çıkıyor. Ticaret açığı veriyorsanız, borçlarınızı yeni bulacağınız borçlarla ödemek zorunda kalırsınız. Yeni borç yüksek faiz demek. Böylece ekonomik büyüme hızı yavaşlar, ülke darboğaza girer. Bu politika terk edildi...
Peki, Türkiye'de cari açık sadece ihracatla mı kapatılmak isteniyor. Yoksa yurt dışından ülkeye giren kaynağı belirsiz, yani net hata noksan kalemi olarak adlandırılan dövizin bunda payı var mı? Her ikisi de... Ağustosta yurt dışından 4,5 milyar dolar geldi. Ocakağustos arasında gelen miktar 13,5 milyar dolar. Yıl sonuna kadar bu rakamın 30 milyar doları bulacağı belirtiliyor. Peki, bu para akışı neden hızlandı? Şüphesiz 2021 sonuna kadar uzatılan varlık barışı düzenlemesinden yararlanmak için. 11 Kasım Perşembe günü açıklanacak cari işlemler hesabının eylülde 1 milyar 420 milyon dolar fazla vermesi bekleniyor. Ağustos ayında da 10 ay aradan sonra ilk defa 528 milyon dolar fazla verilmişti. Son 2 ayda böylece 2 milyar dolara yakın döviz fazlamız olacak. 2021 yıl sonunda 17,9 milyar dolar cari açık öngörülüyor ki geçen yıl bu rakam 36,7 milyar dolardı. Yani 1 yılda kasamızdan çıkan para %51 düşüşle 18,8 milyar dolar azalmış olacak.
Bu çok önemli bir gelişme... Devletin döviz gideri ile döviz geliri arasındaki fark yarı yarıya kapanacak. Aynı tablo devam ederse 2022 sonunda cari açık diye bir problem kalmayacak. Ekim ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 93,4'e ulaştı. Yani yurt dışına sattığımız ürünlerden elde ettiğimiz dövizle, yurt dışından satın aldığımız malların %93’ünü öder hâle geldik. %100’e ulaştığımız anda olay bitecek. Kur riski ortadan kalkacak...
Bugüne kadar dövize yatırım yaparak bankada 143 milyar dolar biriktiren tasarruf sahiplerinin önünde 13 ay süre var. Ya bu süre zarfında Türk lirasına geçip altın, hisse senedi, eurobond, tahvil, otomobil veya gayrimenkul gibi alanlara yönelecekler, ya da yıllarca biriktirdikleri servetlerinin mum gibi eridiğini görecekler. Acele eden kazançlı çıkacak. Zira "panik satışlar" başladığı anda dolar paraşütsüz düşecek!..