Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem Suudi Arabistan hem de Birleşik Arap Emirlikleri ile attığı normalleşme adımları somut sonuçlarını vermek üzere. Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini güçlendirmek üzere 20 milyar dolarlık para girişi konusunda Ankara ile Riyad arasında görüşmeler yapıldığı ortaya çıktı. 

İngiltere merkezli Middle East Eye (MEE) haber portalından Ragıp Soylu'ya konuşan bir Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilisi, Türkiye'nin döviz rezervlerini desteklemek üzere yakında Suudi Arabistan'dan 20 milyar dolar para geleceğini söyledi. 

Transferin ilk etabında Türkiye'nin hazine bonolarına 10 milyar dolar yatırılması bekleniyor. Ankara ile Riyad arasında teknik görüşmeler devam ederken benzer adımların Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar tarafından da atılacağı sanılıyor. MEE'ye bilgi veren Hazine Bakanlığı kaynakları Abu Dabi ve Doha ile bu konuda temasların devam ettiğini bildirdi. 

CARİ AÇIKTA ANKARA'NIN ELİNİ RAHATLATACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Riyad'ı ziyaretiyle yeni bir döneme giren SuudTürkiye ilişkileri, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın 22 Haziran'daki Ankara ziyaretiyle birlikte daha da ileriye taşınmıştı. 

Erdoğan tarafından ihtimamla ağırlanan Prens Muhammed, Türkiye ile savunma, ticaret, finans, enerji gibi alanlarda çeşitli anlaşmalara imza atmıştı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman

Türkiye enerjide net bir ithalatçı olduğu için dünya genelinde artan enerji maliyetlerinden olumsuz etkilendi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enerji maliyetinden ötürü büyüyen cari açığı finanse etmek için Türkiye'nin 3035 milyar dolara ihtiyacı olacağını söylemişti. Bu açıdan Riyad'ın 20 milyar dolarlık hamlesi döviz konusunda Ankara'nın elini rahatlatacak. 

Döviz akışı sadece Riyad, Doha ve Abu Dabi'den ibaret değil. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'ni inşa eden Rus firması Rosatom, santral için Türkiye'ye 15 milyar dolar havale etmeye karar verdi ve bunun 7 milyar dolarlık kısmını Türk hazine bonolarına yatırdı. Sözkonusu hamle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda aniden 7,3 milyar dolarlık bir rezerv artışına neden oldu. 

ESKİ TCMB EKONOMİSTİ DUYURMUŞTU 

Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti Hakan Kara, TCMB'deki rezerv artışını 9 Ağustos'ta sosyal medya hesabında duyurmuş, Türkiye'nin uluslararası arenada borç risk primi olarak tanımlanan CDS puanının düşmekte olduğuna vurgu yapmımş ve şunları yazmıştı:

"CDS neden düşüyor? CDS bir ülkenin yabancı para cinsinden borcunu sigortalama maliyetidir. CDS ne kadar yüksekse borç o kadar riskli demektir. En önemli belirleyicileri 1rezerv yeterliliği, 2cari açık/dış finansman ve 3küresel risk iştahıdır. 

Son dönemde CDS'yi düşüren gelişmeler:
1Geçen hafta TCMB rezervi 7,3 milyar $ arttı. 
2Emtia fiyatlarındaki düşüş ve kredilerdeki yavaşlama cari açık beklentisini düşürdü. 
3FED'in faiz artışında agresif olmayacağı beklentisi küresel risk iştahını kısmen iyileştirdi."