Özay Gönlüm, 05.02.1940 yılında Denizli Merkezefendi’de dünyaya gözlerini açtı. Ailesi Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı olan Kızılcabölük beldesinden olan Özay Gönlüm1953 senesinde Denizli Erkek Sanat Enstitüsü’ne başladı. Enstitü’de müziğe olan yatkınlığı ve farklı kişiliği ile çok sevilen bir öğrenci olan Gönlüm ’ün henüz 16 yaşındayken Türk türkülerinin en ünlü derleyicisi Muzaffer Sarısözen’le tanıştı. Bu tanışma Gönlüm ‘ün kariyerini de belirledi. Başarıları ile hala dilden dile dolaşan Özay Gönlüm, Ankara radyosundaki Yurttan Sesler programı ile sanat dünyasına ilk adımı attı. Bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Film Radyo Televizyon merkezinde çalışan Özay Gönlüm, 1966 senesinde yetişmiş saz sanatçısı olarak Ankara radyosunda çalışmalarını sürdürmeye devam etti. Özellikle egenin en güzel şehirlerinden bir tanesi olan Denizli’nin türkülerine sazı ve sesi ile can veren Özay gönlüm, dinleyenlerde derin izler bıraktı. En az çalıp söylediği ege türküleri kadar fıkraları, taklit yeteneği, şovmenliği ve kullandığı dillere destan Denizli şivesiyle folklorun zenginleşmesine katkı sağladı. 1960 yıllarında sahne hayatına da başlayan sanatçı 1973 yılı itibari ile yaklaşık 10 yıl kadar düzenli bir şekilde İzmir Enternasyonal fuarında sahneye çıktı. Türküleri ile dillere destan olan Özay Gönlüm, bu sürede daha çok tanınma fırsatı buldu. En başta Zeki Müren olmakla beraber daha pek çok ünlü ile aynı sahneyi paylaşma imkanı buldu. Bir Yeşilçam filminde de başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkan Özay Gönlüm TRT ekranlarında çocuklara ve tarıma yönelik programlarda da yer aldı. Kültür Bakanlığı Halk Müziği Geliştirme Merkezinde (hakem) repertuar kurulu üyeliği yapan Gönlüm ’ün son programı ise yine TRT ekranlarındaki Türk Halk Müziği İstekleri isimli programı oldu.
Radyo tiyatrolarında ve oyunlarında rol alan Gönlüm, televizyon ve radyolarda yayınlanan Nineden Mektuplar tiplemesi ile büyük ilgi gördü. Çöz De Al Mustafa Ali, Özay’ın en sevilen türkülerinden bir tanesi oldu. Türküyü Fişini de Al Mustafa Ali olarak değiştirip seslendirerek, halkı vergiye yönelik makbuzları toplamaya davet ederek sosyal bilincini göstermiş oldu. Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Avrupa ve Avustralya’da konserler veren ünlü sanatçı en başta Kütahya ve Denizli yörelerinden olmak üzere daha pek çok yöreden 3400’den fazla türkü tedvin etti. Özellikle Şu Dağlar Tepe Tepe, Osmanım’ın Mendili, Adım adım Denizli’nin yolları, Cemile’min Gezdiği Dağlar Meşeli, Asmam Çardaktan, Çöz de Al Mustafa Ali, Sultan seccadesi, Denizli’nin Horozları gibi türküleri ile tanınan Özay Gönlüm, yöresel icra tekniği, Teatral yeteneği, yorumu ve (Yaren) adını verdiği üçlü sazı ile kısa sürede Türk halk müziğinde bir ekol oluşturmayı başardı. Bağlama ile birlikte cura ve tambura tekniğine de büyük önem veren Özay Gönlüm, ege yöresinde Hamit Çine’den Ramazan Güngör’e kadar pek çok curacı ile çalışmıştır.
Cura konusunda da ustalığını katıldığı programlarda her boyda cura çalarak gösteren Gönlüm, Yaren adını verdiği enstrümanında çöğür, cura ve bağlamayı bir araya getirmiştir. Türküleri ile 34 senedir gönüllerde taht kuran üstat Özay Gönlüm, 2 sene akciğer rahatsızlığı ile boğuşarak yaşadı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’ne tedavi edilmek amacı ile yatan ünlü sanatçı hastalığa yenik düştü. 01.03.2000 tarihinde solunum yetmezliği sebebi ile hayata gözlerini yuman Gönlüm, arkasında gözü yaşlı pek çok hayran bıraktı. Cebeci Asri mezarlığına defnedilen Gönlüm ‘ün hayranları onu hiç yalnız bırakmıyor. İyi bir sanatçı olduğu kadar iyi bir baba da olan Özay Gönlüm ‘ün eşi Ayten hanımdan dünya güzeli 2 kızı oldu. Türk dinleyicileri, Gönlüm’ü şık takım elbisesi, peruk saçı, kolunda tesbihi, yeleği, ayağında çizmesi ve sazının altında bacağına serili mendili ile tanımaktadır. Özay Gönlüm dendiğinde akla gelen ege yöresinden türküleri ve olmazsa olmaz olan Ninenin Mektupları’dır. Baba tarafından Denizlili olan Gönlüm, babasının askeri görev yaptığı Erzincan’da daha çok küçükken Armonika ile müzikle tanıştı. Ortaokul yıllarında müziğe keman ile devam eden Gönlüm, bağlamaya da başlamasının ardından 1965 yılında köy köy dolaşarak derlemeler yapmaya başladı. Özellikle ege yöresi tutkunu olan Gönlüm, bu yöreden pek çok türkü derleyerek Türk halk müziği repertuarına kazandırdı. Pek çok uzunçalar ve 45’liğe imza atan Gönlüm, kendisi derleyerek TRT repertuarına kazandırdığı yüzlerce türkü arasından Sobalarında kuru meşe, Çöz De Al Mustafa Ali, Sobalarında kuru meşe, Denizli’nin horozları, Avşar Beyleri, evlerinin önü bulgur azanı, Cemilemin gezdiği dağlar meşeli, Şu dağlar tepe tepe ve tepsi fındıklar türkülerini plaklara okudu. Ancak asıl satış rekorları Ninenin Mektubu plakları ile kırıldı. Hiç üşenmeden onlarca mektubu plaklara okuyan Gönlüm bu mektuplar sayesinde ününe ün kattı.
Denizli şivesi ile anlattığı bu fıkralar ve hikayeler ile sevgi yağmuruna tutulan Özay Gönlüm, her daim doğal olmayı tercih etti. 70’li yılların sonlarına doğru esprili kişiliğinin yanı sıra bağlama yapımcısı Cafer Açın’a yaptırmış olduğu yareni ile de ün kazandı. 3 enstrümanın birleştiği bu sazla radyolarda, konserlerde ve televizyonlarda şovlar yapmış, şovlarıyla beğeni toplamayı başarmıştır. TRT adına pek çok alanda çalışmalar yapan Gönlüm, 80’li yıllarda televizyon için maliye bakanlığı tarafından hazırlanan KDV reklamlarında da oynadı. Yarenini de yanına alarak 42 ülkede konser vermeye giden ünlü sanatçı TRT Türk Halk Müziği Repertuar kurulu üyeliği, Kültür Bakanlığı HA Gem’de Repertuar Kurulu üyeliği ve pek çok sınavda jüri üyeliği görevlerinde de yer aldı. 45’lik/33’lük 30’a yakın kaset, 200 türkünün kaynak kişisi ya da derleyicisi olan Özay Gönlüm’ün eski 45’likleri veya uzun çalarlarını 1. El piyasasında bulmak mümkün değildir. En güncel derlemesi, kalan müzik aracılığı ile 2005 senesinde piyasaya sürülmüş olan, 2 kaset, 2 cd ve kitapçıklardan oluşan Özay Gönlüm koleksiyonu olmuştur. Bununla beraber 2001 senesinde Anadolu Müzik ayrıcalığı ile piyasaya sürülen yaren isimli kasetini bulabilirsiniz. Büyük üstat Özay’ın en tanınmış türkülerini aşağıda bulabilirsiniz:
Özay Gönlüm Türküleri
- Bağlamamın Düğümü
- Gımıldanıver
- İki keklik
- Evren köy
- Hıkkıdık duttu beni
- Onikidir şu Burdur’un dermeni
- Manisayla Bergamanın aras
- Gıcır gıcır gelir yarın kağnısı
- Elindedir bağlam
- Dağların başındayım
- Hatçam çıkmış gül dalına
- Karahisar kalesi
- Sobalarında kuru da meşe yanıyor
- Tepsi tepsi fındıklar
- Cemilemin gezdiği dağlar meşeli
- Çöz de al Mıstıvali
- Ninenin mektubu
- Çil horoz
- Derbent Deresi
- Denizli’nin horozları
- Asmam çardaktan
- Arabaya taş koydum
- Evlerinin önü bulgur kazanı (Adım adım Denizlinin yolları)
- Elif dedim be dedim