Dağa kaçırılan çocukları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan ailelerin evlat nöbeti 300'üncü güne ulaştı.

Diyarbakır'da anne Hacire Akar, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını söyleyerek, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı oturma eylemi sonuç veren anne Akar, kararlı mücadelesiyle 24 Ağustos'ta oğluna kavuştu. Hacire Akar'ın oğlu için gösterdiği mücadele, benzer acıyı yaşayan diğer ailelere de örnek oldu. Akar'ın mücadelesini örnek alan ailelerin 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemine katılan ailelerin sayısı günden güne artarak 140'a yükseldi. Oturma eylemine katılan 13 ailenin çocuğuna kavuşması, yüreği evlat hasretiyle yanan ve bekleyişini sürdüren annelere moral oldu.

KOVİD19 DA ENGEL OLAMADI

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgını döneminde bile aileler, evlatları için oturma eyleminden vazgeçmedi. Evlat nöbetindeki anne ve babalardan yaşlı ve kronik hastalığı olanlar getirilen kısıtlamalar nedeniyle oturma eylemine ara verdi. Geriye kalanlar ise maske takarak, temizlik ve sosyal mesafe kuralına dikkat ederek eylemlerine devam etti.

Dağa 6 yıl önce kaçırılan oğlu Roşat için Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden gelerek oturma eylemi yapan anne Necibe Çifçi, evladına kavuşmak için mücadele ettiğini belirtti.

Yıllardır evladını her yerde aradığını, diğer oğlu Sami'nin ise 2017'de kardeşini terör örgütünden istediği için şehit edildiğini vurgulayan Çifçi, şöyle devam etti: “Bir oğlumu götürdüler, dağda tuttular. Bir oğlumu da benim, çoluk çocuğunun gözünün önünde şehit ettiler. Niye bu acıyı bana yaşattılar? Çocuğumu HDP ve PKK'dan almadan bu çadırdan gitmeyeceğim, mücadeleye devam edeceğim. Allah'ın izniyle devletimizin gücüyle çocuğuma kavuşacağım. Kefenimizi boynumuza sararak Diyarbakır'da eyleme geldik. Bizi tehdit ediyorlar. Kapıyı bizim yüzümüze çarpıyorlar. Onlardan sadaka değil, evladımızı istiyoruz. Evladımızı bize versinler biz de çekip eve gidelim.”

'EVLADIMI BANA GETİRSİNLER'

Eylemin ilk gününden beri nöbetini sürdüren annelerden Songül Altıntaş da oğlunun 6 yıl önce vatani görevini yaparken birliğine teslim olmak için gittiği sırada terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını anlattı.

300 günün kolay geçmediğine işaret eden Altıntaş, “Yaz geçti, sonbahar geldi. Kış geçti, ilkbahar geldi. Ayaklarımız titriyordu. Burada ne sıkıntılar çektik. Küçük çocuklarla anneler bekledi. Ailelerimiz evde biz burada ayrı perişan oluyoruz” diye konuştu. Geçen 6 yılda çocuğuna kavuşmak için çalmadık kapı bırakmadığını, bu acının bütün aileyi etkilediğini anlatan Altıntaş, “İsrail'e Amerika'ya uşaklık yapıyorsunuz, çocuklarımızı da çürütüyorsunuz. Bu çocukların bu kızların üzerinden elinizi çekin. Oğlum Müslüm'süz her günüm bana zehir ve zindan oldu. Yavrumun sesini, kapıyı çalmasını, bana 'anne' demesini özledim. Yavrumu bıraksınlar. Bize 'Niye burada oturuyorsunuz.' diyorlar. Biz PKK'dan, HDP'den evladımızı istemeyelim mi? Ben evladımı istiyorum, evladımı bana getirsinler” diye konuştu.

SONUNA KADAR MÜCADELE

Diyarbakır'dan 9 yıl önce 14 yaşında dağa kaçırılan oğlu Mehmet için eylem yapan Ömer Tokay, 2014'te Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde başlatılan eyleme de katıldığını aktardı.

Sonuna kadar mücadelesini sürdüreceğini belirten Tokay, “300 gündür eylemdeyim. 2014'te de 120 gün eylem yaptık. Oğlum gel, askere teslim ol. 13 arkadaşın geldi, annesiyle babasıyla beraber. Gel bu Kurban Bayramı'nı birlikte geçirelim” dedi.

'BAŞKASININ CANI YANMASIN'

Siirt'te 6 yıl önce kaçırılan oğlu Sedat için eyleme katılan baba Aydın Dağtekin, üniversite öğrencisi oğlunun dönemin BDP'li Siirt Belediyesinde staj gördüğü sırada dağa kaçırıldığını belirtti.

Evladını almadan HDP il binası önünden ayrılmayacağını vurgulayan Dağtekin, “Oğlum gelsin, devlete adalete teslim olsun. Evladımı HDP'li'lerden başka kimse kaçırmadı. Bizim canımız yandı, başkasının canı yanmasın” ifadesini kullandı.