MEHMET Matur 2004 yılından Berlin Futbol Federasyonu’nun (BFV) Yönetim Kurulu üyesi. 12 yıldan fazladır da Alman Futbol Federasyonu (DFB) Uyum Komisyonu, Çok Çeşitlilik ile Dışlanmaya Karşı Çalışma Gruplarında görev alıyor. Almanya’da futbol federasyonuna seçilen ilk ve tek Türk kökenli üye. Almanya’nın önceki Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un da futbol sahalarında yaşananlar hakkında bilgi aldığı isim. 15 yıldır uyum, dışlanma ile ırkçılığa karşı mücadele veren Matur, kendisinin bile saha kenarında maç izlerken ırkçı hakaretlere uğradığını söylüyor.
AfD’NİN YÜKSELİŞİ VE MESUT ÖZİL’E TUTUM
Son dönemde artan ırkçılığın futbol sahalarına da yansıdığını belirten Matur “Yıllarca Türklerin ve diğer yabancıların kurduğu takımlar, ayrımcılık ve dışlamadan şikayet etti. Federasyonların kendilerini dinlemediğini ve haksızlık yaptıklarını söyledi. Ben de bunun üzerine federasyona girip görev almak gerektiğini savundum hep. Kimse ilgi göstermeyince 15 yıl önce aday oldum. Berlin Futbol Federasyonu Başkanı Bernd Schulz ile seçime girdik. O başkan seçildi, ben üye. 15 yıldır federasyonda hizmet ediyoruz. Çok sayıda göçmen kökenlinin görev almasına öncülük ettim. Zamanla şikayetler yavaş yavaş azaldı. Çünkü insanlar birbirini tanıdı. Konuşarak yanlışlar düzeltildi. Ancak son yıllarda ırkçı saldırılar ve yabancıların dışlanması yine arttı. Özellikle aşırı sağcı AfD’nin güçlenmesi, ırkçıları cesaretlendirdi. Bir de Mesut Özil’in milli takımdan ayrılma sürecinin kötü yönetilmesi, durumu daha da kötüye soktu” dedi.
BURADA KAHVEYİ ÖNCE BİZ İÇERİZ
Kendisinin de maç izlerken ırkçıların hedefi haline geldiğine dikkati çeken Matur, Regionalliga’da oynayan oğlunun maçlarını izlemek için eşiyle gittiği statta gördüğü tepkiyi anlattı: “Eskiden de çok sık doğu eyaletlerine maç izlemeye giderdim. Bu sezon daha sık gitmeye başladım çünkü oğlumun maçını da izlemeye gidiyoruz eşimle. Önce bize laf attılar. Ciddiye almadık. Tepkileri çoğalınca sahadan uzaklaşmak için kahve almaya gittik. Kahve kuyruğundayken üçbeş kişi gelip önümüze geçti. Yüzlerini bize dönüp göğüslerini kabartarak ‘Burada önce kahveyi biz alırız. Öncelik bizim. Siz bizden sonra geliyorsunuz’ dediler. İşin vahimi çevreden kimse de müdahale etmedi. Bu tür olaylar eskiden yaşanmazdı. Yaşansa bile ırkçılar bu kadar cesaretli değillerdi. Çevredekiler mutlaka müdahale ederdi. Şimdi çok cesurlar. Aleni yapıyorlar. Bu durumda elbette AfD’nin çok oy almasının ve söylemlerinin de etkisi var. Bu yaşadığım olayı birçok göçmen ve mülteci de sık sık yaşıyor. DFB’de yaptığımız toplantılarda da bunu anlatıyorum.”
TÜRK BAYRAĞIYLA FOTOĞRAF KORKUSU
Matur, Mesut Özil’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile fotoğraf çektirmesinin Almanya’da son derece tehlikeli ve kötü bir şekilde tartışıldığını na dikkati çekti: “Bu süreç maalesef çok kötü yönetildi. İlkay ile Mesut’un milli takım forması altında ıslıklanmasına kadar vardı. Gelinen noktada Mesut Özil milli takımdan ayrıldı. Şimdi Almanya milli takımının alt yapısında oynayan futbolcu ve aileleri tedirgin. Türkiye’ye gittiklerinde çocuklarının Türk bayrağıyla fotoğraf çekmeleri durumunda milli takımdan atılmalarından endişe duyuyorlar. Beni arayıp bu sıkıntılarını anlatıyorlar.”
YILDIZ FUTBOLCULAR MESAJ VERMELİ
Futbol sahalarında ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele için kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapmak gerektiğini belirten Matur “Spor dahil her alanda ırkçılıkla mücadele şart. Futbolda ayrımcılık olmaz. 2015 yılında yaşanan mültecil akını sırasında biz federasyon olarak konuya el attık. Gençleri yurtlardan sahalara çektik. Mülteci takımları kurdurduk. 18 mülteciyi hakem yaptık. Spor ırkçılığı ortadan kaldırmanın en iyi yolu. Bundesliga takımları ve yıldız futbolcuları ırkçılığa karşı sık sık mesajlar vermeli, kampanyalar düzenlemeli. DFB her sezon bir haftayı ırkçılıkla mücadele haftası ilan etmeli. Bu tür kampanyalar ve etkinliklerle milyonlara ulaşmak mümkün” dedi.
TÜRK KULÜBÜ SAYISI YARI YARIYA AZALDI
Berlin’de 2004 yılında Türklerin kurduğu 32 futbol kulübü bulunduğunu hatırlatan Matur, bu sayının 15 yılda yarı yarıya indiğini söyledi. Matur “Berlin’de 15 yıl önce lisanslı futbolcu sayısı 89 bindi. Bu rakam şimdi 150 bine ulaştı. Futbolcu sayısı arttı. Türk kökenlilerin de sayısı arttı. Ancak Türklerin kurduğu kulüp sayısı 32’den 16’ya geriledi. Almanya’da yetenekli Türk kökenli futbolcular var. Antrenörlerin sayısı da oldukça fazla. Ancak yeteri kadar yönetici yok. İş insanları futbol kulüplerini boş zamanlarında yönetmek istiyor. Ancak kulüp yönetmek şirket yönetmeye benzemiyor. Bunun eğitimini almak gerekir. Yönetici yetiştirmek için eğitimler verdik. Maalesef Türkler bu alana çok ilgi göstermiyor. Bu yüzden de kulüpler kapanıyor. Mali kaynak da yaratmak kolay değil elbette” dedi.