Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Gülen önce kutsal dinimiz İslam’ı kullandı. Sonra, şeytanın insan şeklinde vücut bulmuş hali olan Fetullah Gülen’e ruhunu satan her bir örgüt üyesi “Müslüman” taklidi yaparak “Cemaat” adıyla örgütlendi.

Ortada “Cemaat” değil, kumpas, yalan, iftira ve ihanete dayalı bir istihbarat örgütü vardı.

Oysa insanlar yıllarca onları “Gülen Cemaati” olarak bildi. Gerçekte ise her birine “kod adı” verilmesine rağmen, toplum arasında “abi” ya da “abla” diye kendilerini tanıtan FETÖ mensuplarından oluşan bir örgüttü.

DİNİ VE TOPLUMSAL DEĞERLERİ KULLANDILAR

Sadece dini değil toplumun en değer verdiği “abilik”, “ablalık” kavramlarını hain amaçlarını perdelemek için kullandılar.

Örgüt hiyerarşisinde yer alan yöneticiler için herkesin saygı duyduğu “Öğretmen” gibi bir ifadeyi kullandılar. “Öğretmen” adı verilen yöneticinin altındaki örgüt üyesi ise “Öğrenci” diye anıldı.

Demet Akalın’a FETÖ ‘sarması’...
Demet Akalın’a FETÖ ‘sarması’...

FETÖ elebaşının talimatıyla “devletin kılcal damarlarına” sinsice sızdılar. Yargıda, emniyette, adliyede, maliyede, mülkiyede ve tabii askeriyede ciddi şekilde kadrolaştılar. Sadece düşman gördüklerine değil, ülkenin MİT müsteşarına, başbakanına kumpas kuracak güce ulaştılar.

ATATÜRKÇÜ KILIĞINDA DARBE GİRİŞİMİ

En son “Atatürkçü” kılığına girip üzerlerinde devletin üniformasıyla darbe girişiminde bulundular. Atatürk’ü öyle kullandılar ki 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin yöneticisi FETÖ’cüler için “Yurtta Sulh Cihanda Sulh Konseyi” adını bile kullandılar.

15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cülere karşı başlatılan hukuki mücadele önemli sonuçlar verdi. Örgüt yöneticileri yurtdışına kaçtı, 120 bin dolayında gözaltı ve tutuklama yapıldı. 600 binden fazla kişi hakkında adli işlem gerçekleşti. Şu anda cezaevlerinde 20 bin dolayında FETÖ mensubu var.

SIZDI, İHANET ETTİ MAĞDURU OYNUYOR

İslam dinini, toplumun güven duyduğu kavramları kullanıp ihanet eden FETÖ’cüler şimdilerde ise mağduriyet algısı yaratmak için kadınlar ve çocuklar üzerinden bol bol duygu sömürüsü yapıyorlar. Darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçti, önemli bir kesim zaten önemsemiyor ama belli bir kesim de FETÖ’nün ihanetlerini unutmuş görünüyor. Bilerek hizmet edenler gibi bilmeyerek onların mağduriyet algı çalışmalarının kurbanı olanlar da çıkıyor.

Şarkıcı Demet Akalın da bunlardan birisi. Ramazan Bayramı sırasında attığı ve sonradan sildiği tweet’inde, FETÖ’cü hesapların örgüt üyesi kadınlarla ilgili yazdıklarına inanan Akalın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı da etiketleyerek “Ne gerekiyorsa yapmalıyız, hiçbiri katil değil” diye yazdı.

Sonra FETÖ’cüler ona, “Duyarlılığınız için teşekkürler. Hiçbirisi katil değil evet. Ya bankada parası var diye ya sendikaya üye oldu diye ya da kermese sarma yaptı diye tutsak. Hamile kadınlar ve anneler yıllardır tutsak” diye yazınca şarkıcı Akalın, buna inanıp “Ülkenin önde gelen avukatlarını arıyorum, işin takipçisiyim! Sarma yaptı diye hapis mi?” diye yazdı.

Gerçeğin anlaşılması zaman almadı.

Demet Akalın’ın avukat aradığı kadınlar, Edirne’den yurtdışına kaçarken yakalanan FETÖ mensuplarıydı. En aktif örgüt üyelerinden olan bu kadınların beşi, ByLock kullanıcısı. Telefonunda ByLock olmayan Hilal Sakman ise 15 Temmuz’dan sonra kaçak FETÖ’cüleri evinde sakladı. Tutuklu kadınlardan Esra Yeşil, örgüt içinde Bölge Talebe Mesulleri’nin sorumlusuydu. Yani bu kadınlar kermese sarma yapmaktan değil, yurtdışına kaçarken yakalanıp tutuklanmışlardı.

FETÖ’CÜLER ‘MAĞDUR’ DEĞİL ‘MAĞLUP’TUR

FETÖ’cüler mağduriyet algısını her alanda sürdürüyor. Dün yine, Mustafa Enis Durak isimli eski askeri öğrencinin üçüncü kez tutuklanıp hapse gönderildiğini yazıp annesiyle yan yana oturan görüntüsü eşliğinde yayınladılar. Peki kim bu askeri öğrenci?

Ankesörlü hat kullandığı tespit edilen ve 10 Mayıs 2022 günü kendisinin katılmadığı duruşmada FETÖ üyeliğinden 7 yıl 15 ay hapis cezası verilen eski bir askeri öğrenci. Nitekim FETÖ mensubu Mustafa Enis Durak, mahkemeden kararın çıktığı günün akşamı, İzmir Adnan Menderes Havaalanı’nda üzerinde Belçika’ya ait Ahmet Yılmaz adına düzenlenmiş sahte kimlikle Almanya’ya kaçmak üzereyken yakalanıp tutuklandı.

Görüldüğü gibi sızma, yalan, iftira, kumpas, ihanet süreçlerini tamamlayan FETÖ’cüler artık sözde “mağduriyet” üzerinden algı yapacaklar ve birçok kişi yalanlarının kurbanı olacak.

Oysa uzun süre önce söylemiştim: Millete ihanet eden ve devlete savaş açan FETÖ’cüler “mağdur” değildir, “mağluptur”.