Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 1 Şubat’ta Sabah’ta yayınlanan “AB ve ABD, İdlib’de devreye girmeli” başlıklı köşe yazısında Suriye Ordusu'nun İdlib’deki ilerleyişi üzerine “Görünen o ki bu tablo karşısında Ankara’nın sabrı taşıyor. Yeni bir politika arayışı devrede” diye yazdı.
Davutoğlu’nun Şehir Üniversitesi’nin kurucuları arasında yer alan ancak daha sonra istifa eden ve kariyerinin bu kısmını özgeçmişinde “Çeşitli üniversitelerde görev yapan” diye geçiştiren Duran, Batı’nın İdlib için Rusya’ya baskı yapmasını istiyor: “Erdoğan bir süredir ABD Başkanı Trump ve Almanya Şansölyesi Merkel ile İdlib’deki krizin uluslararası boyutunu konuşuyor. Batı başkentlerinin anlaması gereken MoskovaŞam ikilisinin sadece Türkiye sınırına yönelik bir göç dalgası tehdidi oluşturmadığı. Avrupa demokrasilerini de tehdit eden bir dalgayı zorluyorlar. Washington ve Brüksel’in harekete geçerek Moskova üzerinde baskı oluşturması lazım.”
Duran askeri güç kullanılmasını da savunuyor: “Gerekirse İdlib’den sürülen siviller için askeri güç kullanımı seçenekler arasında olmalı.”
MALİYET YÜKSELTME STRATEJİSİ
Burhanettin Duran’ın işaret fişeğini çakmasının ardından SETA’nın Ortadoğu araştırmacısı Can Acun, Türkiye’nin İdlib’e ÖSO’yu sahaya sürerek “maaliyet yükselttiğini” iddia ediyor: “Türkiye bir yandan askeri desteğini artırıp, (Ocak ayı atgm kullanımı 37+) Milli Ordu unsurlarının da İdlib’deki savunmaya aktif şekilde dahil olmasını sağlarken, aynı zamanda Serakip etrafında askeri noktalar oluşturup rejimin ilerlemesini engelemeye çalışıyor. Türkiye, Rejim ve Rusya’ya karşı maliyet yükseltme stratejisinine dönüş yapmış görünüyor. Desteklenen muhalif unsurlar rejim güçlerine batı Halep’te ağır kayıp verdirirken, Bab’ın güneyinde de girçık yapılarak hem kayıp verdirildi hem de el gösterildi.”
‘İDLİB YETMEZ...’
Can Acun, daha da ileri giderek Şam’la mücadelenin İdlib’in dışına da taşması ve tüm Suriye’ye yayılmasını istiyor: “Rejim, Rusya ve İran’ı barışa zorlamanın tek yolunun savaşın maliyetini barışın maliyetinin üzerinde tutmaktan geçtiği bir kez daha görüldü. Bu bağlamda sadece İdlib/Halep’te değil tüm Suriye’de rejime yönelik asimetrik bir mücadele başlatılmalı. Ekonomik/askeri olarak yıpratılmalı.”
‘RUSYA GÜVENİLİR Mİ...’
Yine başka bir SETA Araştırmacısı Kemal İnat, 1 Şubat’ta Türkiye gazetesinde yazdığı “Rusya, Türkiye için Güvenilir Bir Ortak Olabilir mi” başlıklı köşe yazısında ABD’nin PKK/YPG ile işbirliği ekseni üzerine kurulu bir stratejiye yönelmesinin “Türkiye’ye çözüm için Rusya ve İran’la masaya oturmaktan başka seçenek bırakmadığını” söylüyor. İnat yazısını şöyle bitiriyor: “Anlaşmalara uygun davranmayan Rusya, Türkiye için nasıl güvenilir bir ortak olabilir?”