1914 yılında Konya Harası olarak kurulan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait 10 bin dekar arazinin, konut yapımı için TOKİ’ye devredildiği belirtiliyor. Enstitüde ülkemiz için stratejik öneme sahip birçok tohum geliştiriliyor. Kuraklık Test Merkezi bulunuyor.
SİBEL KOÇ GÜVEN
1914 yılında Konya Harası olarak kurulan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’ne ait 10 bin dekar arazinin ‘kamu yararı’ denilerek konut yapımı için TOKİ’ye devredildiği iddia ediliyor. Tarım Bakanlığı’ndan bugüne kadar konuyla ilgili herhangi açıklama yapılmadı. Daha önce de aynı enstitüye ait bin 200 dekar arazi, şehir hastanesi için alınmıştı.
100 yıllık bir geleneği olan ve Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da kurulu Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, birinci sınıf tarım arazileri üzerine kurulu. Enstitü, bitkisel üretimde ve hayvancılıkta yaptığı çalışmaların yanında çok sayıda bilim insanı yetiştiriyor.
Türk Tarım Orman Sen Konya İl Temsilcisi Ziya Acar, Konya’nın ve Türkiye’nin bu enstitüye ihtiyacı olduğunu belirterek, “Kepçe vurulmadan önce bir kez daha düşünülsün” dedi.
MERİNOS BURADA GELİŞTİRİLDİ
Aydınlık’a konuşan Ziya Acar, alanında uluslararası kuruluşlarla ortak çalışan tek enstitü olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Kuraklığa dayanıklı buğday yetiştiriyoruz. Burada geliştirilen 20’den fazla çeşit, dünya üzerinde 50’den fazla ülkede denenmekte ve ülkemiz bu anlamda bütün dünyaya hububat çeşitleri üretmektedir. Karabuğday tarımını ülkemize kazandırmıştır. Enstitü içinde Kuraklık Test Merkezi var. Uluslararası kuruluşlarla ortak projeler yürütülüyor. Bu topraklarda ülkemiz için stratejik öneme sahip birçok tohum geliştirilmekte. Dünyada tarım alanında yapılan yenilikler, enstitü sayesinde ülkemize aktarılmakta, burada yapılan bilimsel çalışmalar da başka ülkelerle paylaşılmaktadır. Endüstri bitkileri çalışmaları var. Birçok bilim adamı burada doktorasını yaptı. Çok sayıda keklik var ve doğaya, ormana buradan salınıyor. Konya Merinosu olarak bilinen koyun ırkı, bu enstitü tarafından geliştirilmiş ve bölgemizde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Ayrıca Hasak ve Hasmer etçi koyun tipleri de bu enstitünün ürünüdür.”
ZEMİN YAPILAŞMAYA UYGUN DEĞİL
Acar, bölgenin bataklık kurutulması sonucu 50 yıl önce tarım arazisine dönüştürüldüğünü ve bina yapımı için zemin açısından uygun olmadığına dikkat çekti.
Arazinin yapılaşmaya açılmasının tarım için çok büyük bir kayıp olacağının altını çizen Ziya Acar, “Konya’da ev yapılacak başka alanlar var, burası tarım arazisi. Devlet kurumu olduğu için bedava burası. Bakanlar, olaya tarım açısından bakamıyor. Tarım alanları yapılaşmaya açılmamalı” dedi.
EVLER ÇOĞALIR AMA ARAZİYİ ÇOĞALTAMAYIZ
‘1 cm toprak için 500 yıl geçmesi gerek’ diyen Acar, şöyle devam etti: “Evleri, arabaları, cep telefonlarını çoğaltabiliriz ama araziyi çoğaltamayız. Sınırlı arazilerimiz var, amaç dışı kullanılmamalı. Tarım toprakları küçülüyor. Tarım alanlarını bu günlerde daha çok artırmamız gerekiyor. Dışardan ürün ithal etmek bize daha pahalıya gelecek. Burada yetişen ürünler stratejik ürünler. Kuraklık gibi bir sorunumuz var. Tarım alanlarımız ve tarım sıkıntı içinde ve bizim bu arazilere ihtiyacımız var. Hem bilimsel çalışmalara hem de burada üretilen ürünlere ihtiyacımız var.”
KAYBEDİLEN TOPRAKLARI BİR DAHA KAZANAMAYIZ
Acar, Konya’nın ülkenin tahıl ambarı olduğunu, tahıl üzerine çalışan enstitülerin desteklenmesi gerekirken kapanma yoluna gitmesinin tarım için hazin olduğunu ifade etti. Acar şu çağrıyı yaptı: “Burası geleceği olan bir kuruluş. Devletimize güveniyoruz ama durumu ülke açısından değerlendiriyoruz. Bu tür enstitüler kapatılırsa tohumculukta dışa muhtaç duruma geleceğiz. Bir kez tarım topraklarını kaybedersek bir daha kazanamayız. Tarım Bakanımızı bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Kendisinin bu konularda hassasiyeti olduğunu biliyoruz ve bu topraklara kepçe vurulmadan önce bir daha düşünülsün diyoruz.”