Bazı kadın örgütlerinin bir araya gelerek savurdukları “Taliban’ı tanımıyoruz, Taliban’ı tanıyanı da tanımıyoruz” sloganına karşı “Bağımsız Afganistan’ı tanıyoruz, Bağımsız Afganistan’ı tanımayanı da tanımıyoruz” diyoruz. Yaptıkları “derin” siyaset analizinde ABD’yi, Afganistan işgalini sürdüremedikleri için kınamalarını da hazin bulmakla birlikte, kendilerine yakıştırıyoruz.
Tek kıblesi emperyalist Batı olanlara soruyoruz: ABD 20 yılda Afganistan’a, oradaki kadınlara, işgal altında zulüm görmek dışında ne vermiştir? Ancak “işgal, manda ve himaye” kabul etmeyen milletlerde kadınların kendi eşitlik mücadelelerini verecek güce eriştiklerinden haberiniz yok mu? Şeriatla yönetilen ABD dostu ülkelerin kadınlarını dert etmediniz de ABD’yi ülkesinden söküp atan bir millet olunca mı tanımamaktan bahsediyorsunuz?
Ortadaki gerçek, emperyalist ABD’nin 20 yıldır çöreklendiği Afganistan’dan kovulduğudur. ABD hegemonyası altında hiçbir toplumun gerçek uygarlık düzenine geçme ihtimalinin olmadığını tarihten de günümüzden de biliyoruz. Çağımızın gerçeği, milletlerin bağımsızlık istemesidir. Ve dünyamız bu yönde büyük devinimler içindedir.
Bağımsızlık, gerçek uygarlığa kavuşmanın ön şartıdır. Afganistan’da olan budur. Taliban’ın şeriat rejimiyle yönetecek olması bu gerçeği değiştirmiyor. Bundan sonrası işgalcilerin postalları altında yaşamaktan kurtulan kadim Afgan milletinin açacağı yeni yollara bağlıdır. Antiemperyalist zeminde, yakın ve uzak komşu devletlerle ekonomik ilişkiler geliştirme gayretlerinin, kadınlar başta olmak üzere Afgan milletini ayağa kaldıracağına inanıyoruz.
Bugün Afgan kadınının uluslararası müdahale çığlıkları atanlara değil, en çok da halkının büyük oranda Müslüman olduğu laik Türkiye Cumhuriyeti ile yürütülecek yakın ilişkilere ihtiyacı vardır. Cumhuriyet Kadını bunun bilincindedir.
Cumhuriyet Kadınları Derneği
Genel Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Prof. Dr. Tülin Oygür