'de  ve destekçilerinin hemen her adımı uluslararası hukuka göre sorun teşkil ediyor. 'nin duyurduğu Navtex alanına yönelik Atina'nın 'karşı Navtex' ilan etmesi açıkça hukuka aykırı. Üstelik Yunan donanması bu hamleleriyle sismik araştırma yapmakla görevli bir sivil gemi olan Oruç Reis'i taciz etmeyi amaçlıyor.

MEİS ÖNLERİNDE YASADIŞI TUTUM

Yenişafak'ta yer alan habere göre; Bir diğer kriz konusu olan Ege adaları meselesinde de Atina, daha önceki anlaşmalara uymuyor.  ve  gereği askerden arındırılmış statüde olması gereken 23 adadan 16'sı şu an ağır şekilde silahlandırılmış durumda. Türkiye'ye sadece 2 km uzaklıktaki Meis önlerinde de bir Yunan hücumbotu yasadışı olarak bulunuyor. Meis, Rodos ve Girit'e ilişkin uçuk taleplerinin hukuksuz olduğunu bilen Yunanlar, bu nedenle Türkiye ile masaya oturmaya yanaşmıyor.

FRANSA DA YUNANİSTAN'DAN FARKSIZ

Korsan hamlelere imza atan sadece Yunanlar değil. Bu ülkenin baş destekçisi , 1959 ve 1960 tarihli  ve Zürih Anlaşmalarına aykırı olarak 'ta askeri varlık gösteriyor. Sözkonusu anlaşmalar Kıbrıs'ta güvenliğin Türkiye,  ve Yunanistan garantörlüğünde sağlanmasını hükme bağlamışken, Paris yönetimi Ada'da tamamıyla korsan şekilde varlık göstermeye çalışıyor.

Anlaşmalara göre, garantör ülkeler dışındakilere Kıbrıs'ta askeri faaliyette bulunmak yasak. Dolayısıyla Fransa'nın Rum Yönetimi ile yaptığı anlaşmalar hükümsüz olarak görülüyor. Anlaşmaları hiçe sayan tüm bu korsan çabalara karşı garantör ülkelerden İngiltere'nin sessiz kalması ise dikkatlerden kaçmıyor.