Sanıyorum bu kadar ilkellik, kibir ve nankörlük, ancak yurtiçinde veya yurtdışında bu konularda özel eğitim görmüş olmakla kazanılmış özelliklerdir!" diyor.
Fincancı, PKK'nın yayın organı Özgür Gündem Gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni görevini üstlenen ve PKK'yı açıkça savunan bir adli tıp profesörüdür. Silivri'de tezgâha konan Ergenekon kumpasının müdahili, kumpasın en kritik dönemeçlerinde yandaş medya ve cemaat medyasında “Ergenekon'un Don Kişot'u” diye parlatılan "Yetmez ama evetçi" dir.
Bu konuda değerli araştırmacı ve yazar Hikmet Çiçek'in Aydınlık gazetesinde 10 Ağustos 2016 tarihli "Tuhaf İlişkiler" yazısı da oldukça aydınlatıcıdır. “Şimdi ABD destekli 15 Temmuz FETÖ kanlı darbe teşebbüsüne dönelim. Tam da o gün ABD Büyükelçisi John R. Bass, Özgür Gündem gazetesinde Nöbetçi Yayın Yönetmenliği yaptıkları için ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla tutuklanan ve ardından serbest bırakılan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet raportörü Erol Önderoğlu ve gazeteci Ahmet Nesin’i ziyaret etmişti. ABD Büyükelçisi’nin Fincancı ve arkadaşlarını ziyaret tarihi oldukça manidar değil mi?”
http://www.aydinlikgazete.com/
**
Fincancı'ya Yandaş Medya ve Cemaat Medyasından Övgüler:
Cemaatçi ve yandaş medyada “Yetmez ama evetçiler”in dar alanda kısa paslaşmaları
"Koskoca Ergenekon örgütünün karşısında, Cumhuriyet
Kendinizi yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişot gibi hissetmiyor musunuz?
Valla cahil cesaretinden mi bilemiyorum ama yaptık bir kere (Gülümsüyor).
Herkes mi kuşku duyuyor artık?
Hayır henüz çok yaygınlaşmış değil. Örneğin sayısız insanın ölümünden sorumlu bir subay intihar ediyor ve intihar ettiği için toplumun gözünde bütün suçları affedilmeye çalışılıyor. Kuvvet komutanları ve genelkurmay devlet töreniyle bir katili gömüyor ve sonra 'sözde itirafçı' diye bir açıklama yapılıyor. Ne sözde itirafçısı? Onu siz itirafçı yapmışsınız ve ondan yararlanmışsınız. Yani bir çatışma kaçınılmaz ve bence bu doğru bir çatışma, safların yerine oturmasını sağlayacak. (Fincancı PKK'ya karşı cesurca savaşarak felç olan ve devlet üstün hizmet madalyası alan Albay Abdülkerim Kırca'yı kast ediyor. Kırca'nın yandaş medya ve cemaat medyasındaki linç kampanyasıyla intihar etmesi bile öfkesini dindirmiyor ve katil diye hakaret yağdırmaya devam ediyor.) Sabah Gazetesi 15 Mart 2009, Pazar.
http://arsiv.sabah.com.tr/
**
Fincancı'nın Katil Dediği Kahraman Abdülkerim Kırca Kimdir?
Emperyalizmin kuklası narkoterör örgütü PKK’ya karşı mücadelede bir ulusal kahraman: Abdülkerim Kırca
http://www.ilkkursun.com/
PKK itirafçısı ve teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın akrabası Abdülkadir Aygan’ın iftiralarıyla yandaş medyaca yargısız infaz edilen güneydoğu gazisi “Devlet Övünç Madalyalı” komutan…
A Dava Süreçlerinde Yaşamını Yitirenler:
7 Gazi Albay Abdülkerim Kırca
Gazi Jandarma Albay Abdülkerim Kırca Kara Harp Okulundan 1978 yılında Jandarma Teğmeni olarak mezun oldu. Jandarma Genel Komutanlığına bağlı karargâh ve birliklerde çeşitli görevler yapan Kırca, 10 Nisan 1998’de AntalyaSerik’te PKK’nın Akdeniz Bölgesi’ne yönelik faaliyetlerinin önlenmesi için düzenlenen operasyonu Tim Komutanı olarak yönetti. 12 PKK’lının etkisiz hale getirildiği operasyonda bir kurşunun omuriliğine isabet etmesi sonucu ağır yaralanarak gazi oldu. Bu tarihten sonra yaşamını tekerlekli sandalyeye bağlı olarak (paraplejik) sürdürdü. Evli ve iki kız çocuğu olan Kırca, yaptığı görevlerle ilgili olarak sayısız takdirname ve başarı belgesine layık görüldü. Gazi Abdülkerim Kırca’ya, 23 Aralık 2004’te düzenlenen bir törenle dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından “Devlet Övünç Madalyası” verildi.
Kırca hakkında, silahlı örgüt kurmak suçlamasıyla Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava açıldı. Yanı sıra adı Ergenekon soruşturmasında da yer aldı. İsveç’te yaşayan PKK itirafçısı ve Abdullah Öcalan’ın akrabası Abdülkadir Aygan 2009 Ocak ayında Star gazetesine verdiği röportajda Abdülkerim Kırca’nın emriyle pek çok cinayet işlendiğini iddia etti. Yandaş medya ve cemaat medyasında Gazi Kırca’ya karşı yoğun bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu röportajdan birkaç gün sonra 20 Ocak 2009’da Abdülkerim Kırca tıpkı Yarbay Ali Tatar gibi beylik tabancasıyla intihar etti.
**
Küresel İşbirlikçi NGO’lar ve Fincancılar…
Şebnem Korur Fincancı’nın yıllarca Adli Tıp Uzmanları Derneği, İstanbul Tabip Odası ve TTB'de aktif görevler alması da rastlantı değil elbette.Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Fincancı'nın PKK'ya yakınlığıyla bilinen “İnsan Hakları Derneği” ile birlikte kendi imzasıyla kamuoyuna açıkladığı Cizre Raporunu hangi saiklerle hazırladığı da ayan beyan gözler önüne seriliyor.
http://bianet.org/bianet/
**
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın 15 Aralık 2015 tarihinde Özgür Gündem Gazetesine yaptığı açıklama dehşet verici. Bir hekimin bu görüşleri savunması gerçekten çok düşündürücü. Türkiye nereden nereye geldi. Fincancı'nın PKK'nın yayın organına yaptığı açıklama aynen şöyle:
"90'larda katliam yapanların her birinin deneyimlerinden yararlanan bir devletle karşı karşıyayız. Kamuoyu neler olduğuna kulak vermeli Tankıyla, topuyla, tüfeğiyle, helikopteriyle ve uçağıyla bir halkın üzerine saldırı gerçekleştirilemez. Bunun için herkesin oradaki gençlere bir biçimde sahip çıkması gerekiyor. Gençler haklarını savunmak üzere oradalar. Hepimizin aslında hak ettiği, kendi kendimizi yönetebileceğimiz bir model geliştirmeye gayret ediyorlar. Siz topla, tüfekle, tankla saldırırsanız başka bir çare bırakmazsınız insanlara."
**
Fincancı’nın PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’deki misyonu:
Şimdi PKK'nın yayın organı Özgür Gündem Gazetesinin Şebnem Korur Fincancı'nın Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendiği 1867. sayısındaki tüyler ürperten haber ve yorumlara bakalım. Bu haber ve yorumların tümü Fincancı'nın yasal sorumluluğu altında hazırlanmış, yayınlanmış ve dağıtıma verilmiş.
Soru şu; Şebnem Korur Fincancı gazetecilik faaliyeti ve düşünce özgürlüğü kapsamında mı yargılanıyor yoksa terör örgütü PKK'ya verdiği açık destek ve Kürt gençlerini PKK saflarında silahlı çatışmaya özendirmekten mi?
Ve Cumhuriyet gazetesinde bir yandan Ergenekon kumpasında yaşamını yitiren mağdurların ailelerinin feryadı ile ile ilgili haber yapılırken, bir yandan bu kumpasa tam boy destek veren ve davanın müdahili olan Şebnem Korur Fincancı'ya övgüler düzülen bir röportaj yapılması nasıl bir tuhaflıktır?
Karar sizin...
Dr. Ali Rıza Üçer