Prof. Dr. Gülnur Aybet,  müttefiklerinin terör örgütü 'nin 'ye yönelik tehdidini anlamakta başarısız olduğunu belirterek, "Sorgulanan husus ittifakın Türkiye'nin ulusal güvenlik tehditlerini anlama şekli. NATO'nun Türkiye'ye yönelik varoluşsal tehditleri anlaması gerekiyor. Bu ittifakı da daha güçlü kılar." dedi..

Aybet,  Liderler Toplantısı kapsamında 'da düzenlenen "NATO Engages" programındaki "Güvensiz Bir Dünyada NATO'nun Rolü Nedir?" başlıklı panelde konuştu.

NATO'nun özellikle 1990'lı yıllarda kendini güncel güvenlik sınamalarına karşı başarılı bir şekilde uyarladığına dikkati çeken Aybet, "Ancak sorun şu ki 1990'lar geride kaldı. Bununla yüzleşmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Aybet, NATO'nun  ve Çin'in yükselişi, ticaret yollarının çeşitlenmesi, siber ve hibrit tehditler ile özellikle 'daki artan siyasi istikrarsızlık gibi yeni sınamalara karşı kendini uyarlaması gerektiğini vurguladı.

"MÜTTEFİKLER YPG TEHDİDİNİ ANLAYAMADI"
Tüm bu zorlukların yanı sıra NATO üyelerinin "güvenlik önceliklerinde" de değişiklik oluşmaya başladığına işaret eden Aybet, "Bugün NATO'nun müttefiklerinden biri olan Türkiye terör saldırılarından dolayı büyük bir ulusal güvenlik tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumda. Bunlar Suriye sınırımızdan gelen planlı saldırılar." ifadelerini kullandı.

Aybet, 'nin  ile 915 kilometrelik bir sınır paylaştığını anımsatarak, "Bu NATO'nun da sınırıdır ancak NATO müttefikleri terör örgütü YPG'nin Türkiye'ye yönelik varoluşsal tehdidini anlama konusunda başarısız olmuştur." dedi.

Müttefiklerin Türkiye'ye yönelik bu tehdidi anlamaması durumunda NATO'nun da zayıflayacağına dikkati çeken Aybet, "Türkiye NATO'nun amacını ya da varlığını sorgulamıyor. Sorgulanan husus ittifakın Türkiye'nin ulusal güvenlik tehditlerini anlama şekli. NATO'nun Türkiye'ye yönelik varoluşsal tehditleri anlaması gerekiyor. Bu ittifakı da daha güçlü kılar." şeklinde konuştu.

Aybet, tüm sınamalar karşısında müttefiklerin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.

"S400 NATO MESELESİ DEĞİLDİR"
Türkiye'nin Rusya ile ilişkileri "kategorilere ayırdığını" ifade eden Aybet, iki ülkenin hem coğrafi yakınlık hem de enerji gibi alanlarda ortak çıkarlar nedeniyle iş birliği yapması gerektiğinin altını çizdi.

Aybet, "S400 bizim için bir askeri gereklilik. Bu konu 1990'lardan beri masada. ABD'den Patriot almak istedik, ABD vermeyince başka yollara yönelmek zorunda kaldık. S400'de karar kıldık çünkü şimdilik savunma sistemimizdeki ihtiyacı gideriyor. Ancak yolun sonuna gelmedik. Kendi hava savunma sistemlerimizi kurmak istiyoruz." dedi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in müttefiklerin askeri teçhizat satın alma konusunda egemen olduğunu söylediğini anımsatan Aybet, "'nin kaygılarını gidermek için yeni bir teknik çalışma grubu kurduk. S400 bir NATO meselesi değildir." diye konuştu.

"TÜM MÜTTEFİKLERE GÜVENLİK SAĞLANMALIDIR"
Aybet, ABD'nin /'nın da tehdit olarak yer aldığı plana karşı çıkması üzerine, Türkiye'nin de NATO'nun Baltık ülkeleri hakkındaki savunma planını onaylamamasına ilişkin bir soruya ise "Bu esasen NATO'nun iç tartışmasıdır. Bu tartışma basına sızdırılırken de birçok yanlış anlaşılma oluştu, çok farklı yerlere çekildi." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin tüm müttefiklerin güvenliği için hazır bulunduğunun altını çizen Aybet, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin tutumu şudur: Bazı müttefikler için güvenlik sağlanırken diğerleri göz ardı edilemez. Tüm müttefiklere güvenlik sağlanmalıdır. Bizim acil güvenlik tehditlerimiz bulunuyor. Güvenlik endişeleri konusunda tüm müttefiklerin hemfikir olması gerekiyor. Yoksa hiçbir konuda anlaşma sağlayamayız."

.