Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 10 Kasım'da yaptığı Atatürk politikalarını işleyen konuşması dikkatleri çekti. Aydınlık farklı kesimlerden isimlere açıklamayı nasıl karşıladıklarını sordu. Türkiye'nin zorlu döneminde Atatürk rotasının izleneceğine işaret eden açıklama, çoğunlukla olumlu karşılandı. Dün başlattığımız diziyi bugün üç ismin daha görüşüyle sürdürüyoruz.
'MEMNUNİYET VERİCİ'
Prof. Dr. Tülin Oygür, (Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Başkanı): Sayın Cumhurbaşkanının bu sözlerinden, Türkiye’nin bağımsızlık meselesi olduğunu iyi kavradığı anlaşılıyor. Bu memnuniyet verici bir durumdur. Çünkü emperyalizm milli devletlere saldırı halindedir. Bunu yeri gelir silahla, yeri geliyor ekonomik çökmeyle/çökertme harekâtlarıyla kesintisiz bir şekilde de kültürel bir saldırıyla yapıyor. Türkiye bu riskin içinde bir ülkedir. Çünkü emperyalist güçlerin arzu ettiği bir Türkiye değiliz artık. Yanında görmek istediği Türkiye değil artık. Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Karadeniz’de ve Güneydoğumuzda milli menfaatlerimizin farkındayız ki, bir uğraş içindeyiz. Böyle bakan bir devlet başkanının sonunda Atatürk’ü keşfetmemiş olması zaten beklenemez. Bu memnuniyet vericidir.
'ATATÜRK'ÜN HEDEFİNE KATKI SUNUYORUZ'
Biz de kitle örgütü olarak, ülkemizin toplumsal yapısına müdahalelerin olduğunun bilincindeyiz. Aile değerlerimizin korunması, gençliğimizin uyuşturulmasına izin verilmemesi, kadına yönelik şiddetle mücadelenin radikal feminizme, yani erkek ve devlet düşmanlığı tehlikesine düşmeden gerçek sınıfsal çözümlerle yürütülmesi belli başlı uğraşlarımız içindedir. Neticede bu bakışımızla biz de Mustafa Kemal’in tam bağımsızlıkçı ve aydınlık Türkiye hedefine katkı veriyoruz. Ben bunun da gerekli olduğunu düşünüyorum.
'HATA LÜKSÜMÜZ YOK'
Sayın Cumhurbaşkanından ve iktidardan şunu da bekleriz: Tam bağımsızlık zemininde Türkiye’nin, bilimin ve aklın yolunda, aydınlanma adımlarında büyük adımlar atması gerekir ve bu konuda hata yapma lüksü de yoktur. Atatürk’ü anlamak bunu da kapsar.
'CUMHURBAŞKANININ ATATÜRK İLKELERİ FARKLI OLMUŞ'
Dr. Orhan Çekiç, (Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı): “Hemen Atatürk döneminin ekonomik karnesine bir bakalım: 1 Türk lirası veriyordunuz. 1 dolar 10 sent alıyordunuz. Yani 95 kuruş veriyordunuz 1 ABD doları alıyordunuz.
Atatürk’ün tüm yaşamı demokrasi üzerine kuruludur. Kurduğu Cumhuriyetin ilkelerine bakarsak görürüz. Örneğin halkçılık diyoruz. Bugün en çok ezilen tabaka halk tabakasıdır. Atatürk’ün temel ilkesi kadın haklarıdır. Bugün hangi kadın hakkından söz etmek imkânı var? Mümkün değil.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanının Atatürk ilkeleri çok farklı olmuş. Gerçek Atatürk’ü ona anlatmamışlar. Çünkü Cumhuriyet ilkelerinin tümünden uzaklaştık. Milliyetçilik, laiklik, devlete bakış, devrimler hiçbiri yok. Onun için bu kıyaslama yanlış.
‘ÇOK ÖNEMLİ KONUŞMA’
Emin Pazarcı, (Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi): “Atatürk’ün izinden gittiğini iddia eden CHP, Mustafa Kemal’den çok uzaklaştı. Başından beri de söylüyorum; birkaç yıl önce de dillendirdim. Atatürkçülük noktasında değil ama izlediği yol bakımından bugünkü iktidar Atatürk’ün yolunu izliyor. Muasır medeniyet noktasına ulaşmada, Suriye’de, Irak’ta ve Afganistan’da Atatürk’ün yolunu izliyor. Tıpkı o dönemde yapılanların benzeri bugün bu hükümet tarafından yapılıyor. Atatürk de Afganistan ve Suriye dostluklarına önem verirdi. Bu konuda Cemal Paşa ile yazışmaları ortadadır. Ayrıca Atatürk’ün Suriye Başbakanı Mardam ile 1937 yılında Ankara’da yaptığı görüşmelerde de iki ülke arasındaki dostluk vurgulanmış ve oradaki Türk varlığına önem verildiği hatırlatılmıştır. Afganistan’da Türk kökenli bir Şah’ın işbaşında olmasını Türk dostluğunun geleceği açısından önemli görmüştür. Sayın Erdoğan’ın konuşmasını bu manada samimi buluyorum. Çok önemli!”
NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Kasım günü yaptığı konuşmada Atatürk’ün mücadele tarihinden örnekler sıralayarak şunları söylemişti: “Atatürk'ü anmak elbette önemlidir ama asıl olan Atatürk'ü verdiği mücadelenin izini sürerek gerisindeki sebepleri doğru şekilde tespit ederek anlamaktır. (...) Gazi Mustafa Kemal'in bu serencamı, bugünkü Türkiye'nin de yol haritasıdır. Türkiye bugün de Suriye'dedir, Türkiye bugün de Libya'dadır, bugün de Kafkaslar'dadır, Türkiye bugün de Avrupa'da ve dünyada öncü bir diplomatik mücadele yürütmektedir. Eğer bu ülkede Gazi'nin bölgemizi ve dünyayı kucaklayan siyasi, diplomatik, ekonomik, askeri mirasına sahip çıkan birisi varsa o da biziz."
Aydınlık