CNN International'da, Türkiye'deki seçimlere dair bir analiz  kalem aldı. Fareed Zakaria'nın yaptığı değerlendirmede; Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "tek adam" yönetimine son verme ve ülkede demokrasiyi yeniden inşa etmeyi hedeflediğini belirtti.

KAZANILMASI HALİNDE HAMLELER YAPILACAK 

Seçimi iktidarın kazanması halinde ise, mevcut yönetimin anlayışını daha da pekiştirmek için hamleler yapacağını, bununla beraber bu seçimin ileride tarihçiler tarafından "Türkiye'nin son gerçek ve özgür seçimiydi" diye anabileceğini belirtti.

FARKLI DÜNYA GÖRÜŞLERİ MİLLET İTTİFAKINI BİRLEŞTİRDİ 

AntiErdoğan propagandasının yapıldığı yayında, Erdoğan'ın otoriter yönetim anlayışının, birbirinden farklı dünya  görüşleri olan Millet İttifakı'nı birleştiren en önemli neden olduğu kaydedildi.

İşte Fareed Zakaria'nın değerlendirmesinden satırbaşları:

" Devletin çoğunu 20 yılı aşkın süredir sıkı bir şekilde kontrolü altında tutan bir adam (Erdoğan), kariyerinin en zorlu mücadelesiyle karşı karşıya.

 Erdoğan, dünyanın en tehlikeli illiberal örneklerinden biri. 2017 yılında, başkanlığı altında iktidar gücünü konsolide etmesine izin veren referandumu kıl payı kazandı. Başbakanlık ofisini kapattı ve hükümetteki üst düzey yetkilileri tek taraflı olarak atadı.

EKONOMİK VAATLER

 Tarihsel olarak Erdoğan, özellikle de son 10 yılın büyük bir kısmında, popüleritesini ülkesinde sağladığı büyümeye borçlu. Ancak Erdoğan, bunu durumu otoriter yönetim biçimini perçinlemek ve halkın desteğini sağlamlaştırmak için kullanıyor. Erdoğan insanların hayat şartlarında iyileştirmeler yaparak, gücünü sürdürme konusunda karşıt görüşleri kontrol altında tutuyor. Fakat bu durum işlevini yitirmiş gibi duruyor. Ülkedeki enflasyon yüzde 85.5 seviyesine kadar ulaştı. Erdoğan'ın faizi düşürme konusunda kararlı bir tutum sergilemesi ise, birçok ekonomist tarafından eleştiriliyor.

DEPREMLERE KARŞI SERT ELEŞTİRİ 

 Bunun yanında hükümet, on binlerce insanın hayatını kaybetmesi ve milyonlarca kişinin yerlerinden olmasına neden olan depremlerle mücadele ediş biçimi hakkında birçok sert eleştiriye maruz kalıyor.

Öte yandan insanlar, Erdoğan'ın inşaat sektöründe patlama yaşatmasına rağmen binaların dayanıksız bir şekilde inşa edilmesi gerekçesiyle de eleştiriyor.

ALTI PARTİ TEK ADAMIN ARKASINDA BİRLEŞTİ

 Erdoğan için asıl zorluk ise, beklenmedik şekilde birleşen muhalefet bloğu olarak görülüyor. Sosyal demokratlar ve aşırı sağcı seküler İslamcılardan oluşan 6 parti, tek bir adayın (Kemal Kılıçdaroğlu) arkasında birleşti.

Erdoğan'ın otoriter yönetim anlayışı ve gücü elinde tutuşu, muhalefetin bir araya gelmesinde etkili oldu.

Millet İttifakı olarak adlandırılan bu oluşum, Erdoğan'ın tek adam yönetimine son verme ve ülkede demokrasiyi yeniden inşa etme amacını taşıyor. 

Daha önce bürokrat olarak görev yapmış olan Kılıçdaroğlu, liderlik karizmasına sahip olmasa da toplumu birleştirme vaadiyle Erdoğan'ın karşısına çıkıyor.

MEDYA YÖNÜ 

Tabii ki Erdoğan hala seçimi lehine manipüle etmek için birçok araca sahip. Türk medyasının çoğunluğunu kontrol edebiliyor ve yayın akışına müdahale edebiliyor. Mahkemeler üzerinde etkisi var ve binlerce siyasi muhalif iktidar tarafından hapse atıldı.

Ayrıca, seçim zaferi elde etmenin bazı meşru yöntemleri de var. Erdoğan'ın güçlü bir tabanı var ve muhafazakar olan, kırsal kesimde yaşayan bu taban, Erdoğan'ı kendileri gibi düşünen bir lider olarak görüyorlar.


MUHALEFET AZ BİR FARKLA ÖNDE 

Öte yandan anketlerde muhalefetin az bir farkla önde olması, insanların hayal kırıklılığının (hükümete karşı) bir kanıtı gibi.

Türkiye'deki en büyük umut, artan illiberalizme rağmen seçimlerin hala nispeten özgür olması. Eğer Erdoğan artan otoriterliğine rağmen seçimlerde yenilirse, bu durum Türk seçmenlerin dayanıklılığını ve seçim sistemine olan ilham verici inancı sayesinde olacaktır. İlaveten bu yarış, Türk demokrasisinin doğası hakkında bir seçimden daha fazlası.

Erdoğan milliyetçi söylemle tabanı kışkırtan popülist bir seçim politikası modeline öncülük etti. Polarizasyonu kullanarak muhalefete saldırdı ve gerçek dışı bir ortamın gelişmesine önayak oldu.

 Eğer hükümet ve ortakları yenilirse, otoriter rejime doğru giden ülke dönüşüme (demokrasiye dönüş) açık bir hale gelecek. Ancak eğer iktidar tekrar kazanırsa, büyük olasılıkla bir sonraki dönemini pekiştirmek için (otoriter yönetimini) yoğun çaba harcayacak.

Tarihçiler ileride, bu seçim hakkında, Türkiye'nin son gerçek ve özgür seçimi olduğunu söyleyebilir."