Ulusal Kanal'dan Bülent Esinoğlu'nun yazısı:
Birinci Dünya Savaşından önce, şimdi yaşadığımız sürece benzer bir yeni dünya oluşumunun sancıları yaşanıyordu. Kurulmakta olan yeni denge ile var olan arasındaki gerilim, o kadar artmıştı ki, bir prense uygulanan suikast dünya savaşının çıkmasına neden oldu.
Aslında gerçek sebep prensin öldürülmesi değil, dengelerin artık taşınamayacağı ve bir hesaplaşmanın mecburi olduğu aşamaya gelinmişti.
Birinci Dünya savaşında, Balkanlarda oluşan bu gerilim odağı, aslında Osmanlının emperyalistler tarafından paylaşımıydı. Ve prens suikast ile bu paylaşım başlatılmıştı.
İçinde yaşadığımız şimdiki gerilimli sürecinin, kopma noktasına doğru ilerlediğini görmek için, strateji uzmanı olmaya gerek yok.
Bir dünya savaşı olacaksa, bu savaşın olacağı yerin Ortadoğu olduğu artık çok kesin.
Yer belirlendi, lakin taraflar tam olarak henüz ortaya çıkmadı. Çıkmadı diyoruz ama aslında taraflarda üç aşağı beş yukarı belli oldu.
Ortadoğu’daki bir savaşın, hiçbir zaman, İran ABD savaşı ile sınırlı olmayacağı çok kesindir. Eğer Çin ve Rusya bu savaşa dahil olmazlarsa, Amerika’ya bir kez daha teslim ve mahkûm olacaklar demektir.
İran’da, Rusya’nın teslimiyetini sağlayan Amerika, Kiev’den Moskova’ya doğru ilerleyecektir.
Çin enerjisiz kalır ve ekonomisi yok olur. Rusya şimdikinden daha fazla Amerikan tehdidi altında yaşamak zorunda kalır.
Amerika İran’ı vuracak, Rusya ve Çin, yıllarca Amerika’nın bölge hakimiyetine göz yumacak!
Bunu imkânsız görüyorum.
İran’ın parçalanması Çin ve Rusya’nın mahkûm kalması anlamına gelir. Dünya ölçeğinde hiçbir çıkarlarını savunamaz konuma düşerler.
Çin ve Rusya Amerika’nın İran’ı vurmasını beklemeyecek, İran’ın daveti ile Rusya ve Çin, Amerika’ya karşı üstler kurmaya başlayacaklar.
Kasım Süleymani’nin ABD tarafından katledilmesi, Çin ve Rusya’nın İran’da üsler kurmasına meşruiyet kazandıracak.
İran, Çin ve Rusya’nın ortak askeri tatbikatları da bunu göstermektedir.
Olayların yukarıda anlattığım gibi gelişmesinden korkan ABD strateji uzmanları, savaşın önüne geçmek ve “ABD İran ile savaşmayacak” şeklinde yorumlar yapmaktadır.
Duruma ABD’den bakarsak; ABD’nin hali hazırda bölgeden elde ettiği temel çıkar; petrolün dolar ile satılıyor olmasıdır. Çıkacak köklü bir savaş, ABD’nin bölgeden çıkması anlamında olacaktır. ABD’nin “İran ile bir savaş istemiyoruz. Oturalım konuşalım” dediği iş; İran’ında petrolünü dolarla satalım anlamındadır.
Bölge petrolünün dolarla satılmasına artık ne Rusya ne de Çin onay vermemektedir. ABD’nin haksız kazanç sağlamasına aslında tüm dünya karşıdır.
Üçüncü dünya savaşının çıkıp çıkmaması; petrolün dolar ile satılıp satılmamasına bağlıdır. Çıkacak bir dünya savaşı Suudi devletini de ortadan kaldıracağı için bölgede dünya savaşı ABD için ölüm demektir.
Gerçeklerden kopan Amerika, gerilimi dada da artırırsa, belli bir noktadan sonra, savaş istemiyorum sözünün bir anlamı olmayacaktır. Savaş kendiliğinden çıkacaktır.