Artık sorma zamanı geldi.
Aylar öncesinden duyduğum, yakın bir zamanda da doğrulattığım bir bilgiyi paylaşacağım size. Ama yine de soracağım kendisine “doğru mu” diye…
Olay 31 Mart seçimleri öncesine dayanıyor.
Millet – Cumhur ittifakları yerel seçimlerde şehirleri paylaşmanın derdinde. “Ne yapabiliriz” diye sağa sola koşturuyorlar, kimisi de dışarıda alıyor soluğu.
Gündem ise sadece seçim değil. S400 ile ABD ve Türkiye arasındaki gerginlikler de Türkiye’nin en önemli gündemini oluşturuyor.
Tam o dönemde, 22 Mart’ta, Türkiye’nin 20102014 yıllarında Vaşington Büyükelçiği görevinde bulunan Namık Tan, ortaya çıkıyor ve adeta Ankara’yı tehdit ediyor.
Tan ‘tivitır’ hesabından, “S400 alımında ısrar, ilişkilerimizi ciddi şekilde gerecektir. Bunun ekonomimize de çok olumsuz yansımaları olur. ‘Dış politikada bin düşünüp, bir adım atmak gereklidir’ sözünü bugünlerde hatırda tutmamızda yarar var” sözlerini kullanıyor.
Namık Tan bu ‘tiviti’ attığında neredeydi biliyor musunuz?
Merkezi ABD’de bulunan International Republican Institute (IRI) yani Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsündeydi. Bu enstitü CIA’nın düşünce kuruluşlarından biri olarak bilinir. IRI, CIA tarafından Ulusal Demokrasi Fonu (NED) çatısı altına finanse edilen bir kuruluş. NED de NSA’ya bağlı…
Kısaca her şey çok açık ve net.
Defalarca toplantılarına katılmış olan Tan bu kez de özel olarak davet ediliyor toplantıya hatta Tan’ın AnkaraVaşington gidiş dönüş biletleri bile alınıyor.
Tan’ın bu S400 karşıtı açıklaması ve tehditvari sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok sinirlendiriyor. 25 Mart’ta Erdoğan bu açıklamaya şu sözlerle yanıt veriyor:
“Bunlar ihanet içindeler. Sen bu milletin ekmeğini yiyeceksin, büyükelçilik yapacaksın ondan sonra terbiyesizce açıklama yapacaksın. Önce bir defa senin haddine mi? Sen büyükelçilik yaptın diye, emekli oldun diye sana bu sözü söyleme hakkını kim veriyor?”
Benzer zamanlarda aynı Namık Tan gibi konuşan bir isim daha var. “S400’ü almayalım”, “NATO’ya bağlı kalalım” diyen ve hala bu sözlerini devam ettiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz.
Kaderin cilvesine bakın ki, Çeviköz de Amerika’dan döndükten sonra bu açıklamaları yapıyor. Peki nereye gitmişti Çeviköz?
Evet, bildiniz… IRI.
Peki ne oluyor da bu IRI ile görüşen büyükelçilerimize bir haller oluyor?
Şimdi gelelim asıl kıyametin kopması gereken yere…
Amerika’dan geldikten sonra sürekli Vaşington’un ağzı ile konuşmasının bir sebebi olmalı.
ÇEVİKÖZ’E SORULAR
O zaman Sayın Çeviköz’e soralım:
Çeviköz, IRI yetkilileriyle ne görüştü?
Mesela Amerikalılara, sanırım Tucker Jones’a, CHP ile ilgili ne kadar bilgi verdi muhatabına?
Mesela Çeviköz, CHP’nin çok sorunu olduğunu, partinin bazı fikirleri kabul etmeyen hizipçilerden oluştuğunu söyledi mi?
Ya da yine Çeviköz, CHP’nin düzgün bir stratejinin olmadığını, strateji eksikliğini yaşadığını hiç vurguladı mı?
Şimdi en can alıcı soruyu soruyorum:
Sayın Çeviköz, hiç düşünce kuruluşuna, “31 Mart sonrası CHP’nin stratejisini belirleyin, birlikte çalışalım” dediniz mi denemediniz mi?
veryansintv.com