1938’e kadar CHP antiemperyalistti. Kapitalizmi ve emperyalizmi hedef alıyordu. Bağımsızlık en büyük prensipti... 1945’ten sonra onun kampında yer aldı. “İrtica”yı hedef aldı. “Laiklik” birinci ilke oldu. Bağımsızlık ve halkçılık unutuldu. Düşmanı hep yanındakinde gördü. FETÖ gibi örgütlerin arkasındaki ABD’yi göremedi. Oysa o hep vardı. Dün de bugün de… Hatta ona övgüde sıraya girdi.
2010’dan sonra iktidar olmanın yolunun Washington’dan geçtiğini keşfetti. “Dostları”na sıkı sıkı sarıldı. İçeride Türkiye düşmanı PKK/HDP’yle ittifaka girdi. Bunu perdelemek için Erdoğan düşmanlığını öne aldı. Sabah akşam “Tek adam”, “diktatör” diyerek Erdoğan’ı Saddamlaştırmaya çalışıyor. Oysa bu taktik ABD’nin… Irak’a da bunu yaptı ve arkasından 2003 işgali geldi. CHP yönetimi, daha da düşmanlaştırarak işbirlikçiliğini örtemeye ve tabana “HDP’siz olmaz”ı dayatmaya çalışıyor. Belediyelerdeki “mama” ve gelecekteki “büyük mama” tabanı da bu çizgiye getiriyor…
Oysa Türkiye, Atatürk günlerine dönmeye başladı. 15 Temmuz gecesi halk Türk bayraklarıyla sokağa çıktı. Mustafa Kemal'in ordusuyla, son alçak saldırıyı püskürttü ve Türkiye büyük atılıma geçti. Bağımsız ve bölgesel çözümlerle emperyalizme direniyor. ABD ve Batı’dan koptu. Rusya, İran, Azerbaycan, Çin ve Asya ülkeleriyle işbirliği sürecini başlattı. Bu süreç “su akar yolunu bulur” misali ilerliyor…
Türkiye'de milliyetçilik ve Atatürkçülük yükselişe geçti. CHP'nin ise oyları buna rağmen düşüyor. Üzerinde düşünülmesi gereken bir konu... En kötüsü yönetimde bunu analiz edecek kabiliyet de yok. Sadece saldırıyorlar. Kışkırtıyorlar. Her şeyde hükümeti hedefe koyarak, iç çatışma yaratmaya çalışıyorlar. Türkiye’nin geleceğine ilişkin ciddi bir projeleri de yok. Biden’ın “dostlarıyla” iktidar olma hayali görüyorlar. Bu halleriyle, bunun olmayacağını da görmüyorlar. Çünkü ABD her yerde kaybediyor…
Başaramayacaklar. Altında kalacaklar. Türkiye buna izin vermez. Son yangında da bunu gördük... Yangını çıkaranları bırakmış, söndürmeye çalışanlarla uğraşıyorlar. Bilmiyorlar ki birileri yangını çıkarır ancak söndüremez… Hangi yangın birilerine iktidar yolunu açmış ki; CHP’ye açsın! Her şeyde olduğu gibi yangından da medet umuyor... Felaket tellallığı yapıyorlar. Oysa partiler çözüm üretim yeridir. Bilmezler ki o yangın söndürülmezse herkesi yutar.
Türkiye yutulmayacak kadar büyüktür. O büyüklüğü görmeyecek kadar küçük olanlar, doğal afetlerden medet umar hale gelirler ve yağmur duası gibi iktidar duası ederler. Beyhude çabalar… Çölleşmiş kafalarda umut da olmaz.
Türkiye onların akılsızlığını “akıl” diye kabul etmeyecek kadar deneyimli ve olgun ülkedir.
Ercan Aydın Dolapçı