Türkiye terörle mücadelesini her koşulda başarıyla sürdürüyor. Bir dönem sokaklara kadar yuvalanan PKK artık başını çıkaramaz halde, liderleri can derdinde. PKK'nın siyasi uzantısı HDP de dayanağını yitirmiş durumda. Terörle bağlantılı belediye başkanları, yöneticileri tek tek tespit ediliyor, yasal işlem görüyor. DoğuGüneydoğu illerinde anneler evlatlarını PKK'ya vermiyor, kaçırılan, kandırılan evlatları için HDP kapısında hesap soruyor.
Şimdi sıra Meclis çatısı altındakilere geldi. KCK davasında aldıkları cezaları onanan HDP'li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın vekillikleri düşürüldü. Daha önceki gözaltı ve tutuklamalarda olduğu gibi HDP halktan kitlesel bir destek görmedi. Sokakta, meydanlarda yalnız kalan HDP şimdi klasik taktiğine döndü. Bu taktiği yeni bir mecrada uyguluyor; sosyal medya. Buradaki gündemi KürtTürk ayrışmasını körüklemek için kullanıyorlar.
KÜRTÇE MÜZİK YALANI
Son günlerde bu taktiği yansıtan birkaç olay yaşandı. En tartışmalı olanı, Ankara'da öldürülen Barış Çakan hakkındaki yalandı. 31 Mayıs'ta HDP ve PKK'ya yakın yayın organı Mezopotamya Ajansı, 20 yaşındaki Barış Çakan'ın Kürtçe müzik dinlediği için kalbinden bıçaklandığı yalanını attı. Olay ABD'deki ırkçı saldırılara benzetildi, TürkKürt kavgası olarak yansıtılmaya çalışıldı. Olay sırasında Çakan'ın yanında olan arkadaşı ise ezan sırasında müzik dinleyen grubu uyardıklarını, onların kendilerine saldırdığını anlattı. Baba Nihat Çakan da iddiayı yalanladı. Ortaya çıkan gerçeklere ve resmi açıklamalara rağmen HDP'li milletvekilleri ve yöneticiler paylaşımlarını düzeltmedi, körüklemeyi sürdürdü.
KÜRT OLDUKLARI İÇİN İÇERİDELERMİŞ!
Bir başka tehlikeli paylaşım da CHP'li Enis Berberoğlu'nun tahliyesinin ardından yapıldı. Açık cezaevine konulan Berberoğlu, Kovid19 tedbirleri kapsamında tahliye edildi. Terör örgütü üyeliği suçundan mahkum edilen Güven ve Farisoğulları ise cezaevinde. Bunun üzerine HDP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Garo Paylan şu paylaşımı yaptı: “Enis Berberoğlu Koronavirüs salgını gerekçesiyle tahliye edildi. Doğru yapıldı. Aynı darbede vekilliği düşürülen, Leyla Güven ve Musa Farisoğulları neden tahliye edilmedi? Çünkü onlar Kürt! Çünkü onlar HDP’li! Türkiye’de HDP’liye Kürde Düşman hukuku uygulanır.”
HDP'nin resmi hesaplarından da şu yorum yapıldı: “HDP ve Kürtlere karşı düşman hukuku uygulanıyor. Açık şekilde ayrımcılık yapılıyor. Anayasa ve yasalar çiğneniyor. Milletvekillerimiz siyasi kararlarla rehin tutuluyor.”
Ardından Twitter'da 'Kürt' başlığı açılarak altında ayrıştırıcı söylemler içeren paylaşımlar yapıldı. Peki Güven ve Farioğulları'nın suçu 'Kürt olmak' mı? İki isim KCK ana davasında hüküm giymişlerdi. Yargılandıkları sırada Güven, Demokratik Toplum Kongresi Başkanı, Farioğulları da yardımcısıydı. İddianameyi yazanlar, davayı görenler tartışılsa da şu gerçek önümüzde duruyor: DTK, toplantılarını Öcalan fotoğraflarıyla düzenleyen, PKK'nın 'Kürdistan hedefi' kapsamında politika üreten, bölgeyi özerkleştirmek için adımlar atan bir örgüt. Ancak bugün bir sivil toplum kuruluşu gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Yaptıkları konuşmalarda, eylemlerde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı 'önder' olarak sayıyorlar. Öyle ki Güven onun için canını vermekten bile korkmuyor, 'Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması için' açlık grevi yapıyordu.
KADINERKEK PARODİSİNİ DE ALET ETTİLER
Geçen gün sosyal medyada kadınlarla ilgili dile oturan algılara dikkat çekmek için parodi paylaşımlar yapıldı. Kadınlarla özdeşletirilen cümlelerde özne erkeğe çevrildi. Paylaşımlar ilgi gördü. Ancak ardından bu yöntem TürkKürt şeklinde değiştirildi. 'Kürtlere empati' gibi başlıklarla HDP'li vekillerden şu paylaşımlar yapıldı:
Hüda Kaya: “Ne Mutlu Kürdüm Diyene”, “Kahraman Kürt Ordusu, Kürt Devleti Türkiye Kürtlerindir, Yüce Kürt Milleti Adına, Kürt Malı, Kürdün gücünü göstereceğiz, Varlığım Kürt varlığına armağan olsun, Türk kökenli kardeşlerimiz, Türkçe anadilde eğitim ülkeyi böler, Türkler içinde iyi insanlar da var.”
Ömer Faruk Gergerlioğlu: “Benim de Türk komşularım, arkadaşlarım var.”
Gülistan Kılıç Koçyiğit: “Türk sorunu yoktur. Bu ülkede Türkler Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı oluyorlar.”
Murat Sarısaç: “HDP, iktidar olmadan önce, Türk Anneleri çocuklarıyla cezaevinde Türkçe konuşamıyorlardı. Hamdolsun ki, HDP den sonra cezaevlerinde, bütün anneler çocuklarıyla Türkçe konuşabiliyor.”
