Biz yine aynı mahallede, aynı mahaldeyiz,
Emperyalizme karşı aynı cephedeyiz.
Daha önce bizim mahallede, bizimle aynı mevzide bulunanlar, "Sarı saçlım mavi gözlüm nerdeee, nerdeee" diye, sora sora gittiler karşı mahalleye!
Oysa Atatük içimizdeydi, yüreğimizde, benliğimizde, bilincimizde, emperyalizme karşı istiklali tam bağımsızlık mücadelemizde.
Atatürk gibi düşünüp, Atatürk gibi yapmakta
değil, Atatük'ü resimli/imzalı fincanlarda, bardaklarda, kalemlerde, rozetlerde, kolyelerde vb. objelerde, gardroplarda, rakıda leblebide aradılar!
...
Gittikleri yerde Atatürk'ü değil, Seyid Rıza'yı Saidi Nursi'yi, Şeyh Said'i vs, bilumum gericileri ve bölücüleri, Mandacı Muhiban Cemiyetlerini buldular.
Hem de Laikliği savunduklarını sanırken özetle, Fetö ve Pkk' ile aynı mevziye düştüler!
ABD emperyalizminin maşaları Fetö ve Pkk ezilir ve hapislere atılırken,
Emperyalist işbirlikçilerinin;"Özgürlük ve Demokrasi ve dahi Adalet" yalanlarının tuzaklarına kapıldılar.
Kimi yeni yerine uyumlandı, kimi şaşkın, kimi nerde olduğunun bile farkında değil, beyin afsunlu, bilinçler gömülü!
...
Onlar gittiler, mahalemize yeni komşular geldi.
Emperyalizmin vahşi yüzünü Fetö'de ve Pkk'da görüp, emperyalizme karşı bilinç sıçraması yaşayan yeni komşular!
Bazıları da mahallemize gelen bu yeni komşuları anlamakta zorlandı!
Yani demem odur ki, emperyalizme karşı mücadelede, Vatan savaşında, kurtuluş savaşımızda olduğu gibi, iki cephe arasında gel gitler olacaktır.
Dün yanımızda olanların en çirkin yüzleriyle karşı cepheden saldırmaları maddenin doğasına uygundur.
Her ne kadar iki cephede de olmadıklarını iddia etseler de, ayineleri iştir lafa bakılmaz.
İşleri de Vatan Cephesinde bozgunculuk ve emperyalist cephenin artçı hizmetkarlığıdır.
Çünkü hiç bir savaşta üçüncü bir cephe olmaz.