Japonya dünyanın 3.büyük ekonomisi. Gerçekten üreten bir ekonomi. Ekonomik olarak baktığınızda yapması gereken her şeyi doğru yapıyorlar üretiyorlar yüksek teknoloji ürünleri ihraç ediyorlar katma değer yaratıyorlar ticaret fazlası veriyorlar işsizlik minimum, enflasyon hiç yok, kişi başı milli gelir desen öyle. Daha ne diyelim çok çalışmaktan ölen bir millet. Ahh keşke Japonya gibi olsa ekonomimiz diye özendiğimiz bir ülke. Peki bu Japonlar neyi yanlış yapıyor da dünyanın en borçlu ülkesi. Politikacıları çok dürüst olduğu için mi dünyanın en borçlu ülkesi? Bu ülkenin tüm bu emeğini zenginliğini kim yiyor? Bu ülkenin alınteri bu derece aleni şekilde sömürülürken bu sömürüye teşne olan politikacılar neden harakiri yapmıyor. 1985de Plaza Anlaşması ile tamamen ABD ye hizmet eden bir ekonomiye dönüştürülen Japonya için, Japon Merkez Bankası ABD Merkez Bankasının şubesidir Japonya da Cumhuriyetçi partinin seçim komitesi gibi çalışır diye espri yapan ünlü ekonomist David Hale haksız mıdır? ki bu duruma sevinen bir ekonomisttir. Dürüst politikacı tarifi sadece çalmayan politikacı mıdır?
Japon politikacılar çalmadı belki ama ülkeyi ABDye paspas yaparak çalmaktan beter etti. Çalarak bile bu kadar zarar veremezlerdi ki Japonyanın gönüllü intiharına teşne olanların kişisel çıkar elde etmeden bu kararları almaları ancak ya başlarına silah dayanırsa ya da kusursuz bir salaklıkla mümkün. Dünyanın en çok çalışan üreten halkı aynı zamanda en çok intihar eden halklarından biridir bunu da ülkeyi yönetenlere borçludur. Harakiri yapması gereken politikacıların yüzde biri bile harakiri yapmadı mutlu mesut yaşıyorlar. ABDnin dayattığı bu finansal diktatörlük sisteminde ağzınla kuş tutsan geleceğin en iyi nokta Japonlar gibi intihar eden bir halk olmaktır. Ya bu sistemi dolar sistemini yıkmaya çalışanların yanında mücadele edeceğiz ya da şikayet etmeyi bırakıp paspas olmayı kabul edeceğiz başkaca bir seçenek yok.
Merkez bankamız bağımsız olsun diye çığlık atanlar ne için çığlık attıklarının farkında mı? Aslında ülkeden bağımsız ABDye bağımlı olsun dediklerinin farkındalar mı? Ülke merkez bankası ülkenin hizmetinde olmazsa ülkeye bağımlı olmazsa gelinecek nokta paspaslıktır.
Feza Tiryaki'nin aylar öncesinde yazdığı yazı bugünkü tartışmalara ışık tutuyor: Büyük tanıtımlarla, övgülerle, TV yayınlarıyla, söyleşilerle, alışılmışın ötesinde milyonluk toplu baskı sayısıyla bir
Abdullah Gül, 27 Kasım 1995'te İngiliz The Guardian gazetesinden Jonathan Rugman'a Refah Partisi yöneticisiyken röportaj vermiş, röportaj 28 Kasım'da Posta gazetesinde 'İşte Refah'ın gerçek niyeti: Ür
Oyuncu Mert Fırat, 2013 yılında verdiği bir röportajla yeniden gündemde. Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Mert Fırat, o zamanki röportajında siyasi mesajlarıyla dikkat çekiyor. 5 yıl önce verdiği cev
This website requests your consent to use your personal data to
PurposesSelect All
+
Marketing
Cookies that track user behavior for personalized ads and ad performance. (3 vendors)
+
Uncategorized
Cookies that have not yet been classified and may serve various functions. (1 vendors)
+
Allow the sale, sharing or use of my personal information
We will not sell or share your personal information with third parties for targeted advertising on this device if you choose to disable this toggle.
Special Features
We and our partners use cookies and similar technologies to process data such as browsing behavior or unique IDs on this site. This helps us personalize content, improve user experience, and provide targeted ads.
By clicking "Accept All", you consent to the collection and use of your personal data as described in our Privacy Policy. If you wish to opt out of the sale or sharing of your personal information, switch off "Allow the sale, sharing or use of personal data" toggle.
You may also manage your preferences at any time later on.